20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Jeo-ekonomipolitik risk: Mors tua, vita mea (*)

Melih Baş

Melih Baş

Gazete Yazarı

A+ A-

Ticaret savaşları bağlamında jeo-politik kavramını genişleterek ‘jeo-ekonomipolitik risk’ olarak kullanılabiliriz. Örneğin, petrol savaşları tipik olarak ‘jeo-ekonomipolitik’ bir savaştır.
Alman generali Karl von Clausewitz ‘Savaş üzerine’ adlı yapıtında savaşın dinsel büyüsünü (Haçlı seferleri vb.) bozmuş ve savaşı bir ekonomik sistem bağlamında verimlilik, tasarruf, en yüksek yarar gibi kavramlarla ele almış; savaşın tesadüflerle dolu bir kumar olduğunu belirtmiştir. Çağcıl neo-klasik iktisatçı Bernoulli’nin kumar kuramını ve ekonomideki oyun kuramını da anımsayalım. Türkiye’deki telekom ihaleleri örneğin!
Coğrafyacı Y. Lacoste’un deyişiyle ‘coğrafya savaşmak için(mi)dir?’ Yanıt Romalılar’dan bu yana evettir. Romalılar’ın ‘Si vis pacem para bellum (barış istersen savaşa hazır ol)’ deyişi günümüzde silah markası bile olmuştur: para bellum. Yazılı tarihin son 3500 yılında sadece 270 yıl savaş görülmemiştir.

Jeo-ekonomipolitik risk: Mors tua, vita mea (*) - Resim : 1

20 Haziran 2018’de yitirdiğimiz Prof. Robert Gilpin ‘Dünya Siyaseti’nde Savaş ve Değişim’ başlığını taşıyan ve ekonomi - sosyoloji - siyaset üçgeninde özgün bir yaklaşım geliştirmeye çalıştığı yapıtında öz olarak şu tezi savundu: ‘Özellikle teknolojik gelişme başta olmak üzere ekonomik dönüşümler uluslararası politikadaki güç dengelerini bozar ve yeniden oluşumunu zorlarken, eylemler terör, dinsel vb. sosyoljik görünümlerle ortaya çıkmaktadır. Tehditler sosyolojik olarak isimlendiriliyor, komünist tehdit, dinsel tehdit vb. Genel olarak her denge durumu bozulmaya yönelirken yeni bir denge kurulur.’
MANZARAYA GİLPİNGİL BİR BAKIŞ ATALIM:
- Kapitalist küreselleşme, dünya ekonomisinde ekonomik, toplumsal ve kültürel vb. dengesizliklere yol açmış ve yeni denge durumu gereksinimi ortaya çıkmıştır. Davos zirvesinde bu konuda ABD ve Çin arasındaki tartışmaları anımsayalım.
- Terör olaylarının devletlerden bağımsız olmadığı mahkeme kararlarına dek yansıyan bir bilgidir. Örneğin Taliban’ın Pakistan tarafından eğitildiği, Suudi Arabistan tarafından finanse edildiği ve ABD tarafından kutsandığı bilinen bir gerçektir.
- Teknolojik verimlilik artışı ve düşen satın alma gücü destekli istem oylumunun oluşturduğu çelişki dünya ekonomisinde oluşturduğu sorun ciddi boyutlara ulaşmıştır.
- Kapitalizmin gurularından Z. Brzezinski’ye göre ‘Bir küresel güç;
i) dünyanın en büyük ekonomisine sahip olmalı,
ii) dünyanın her yerinde üsler, askeri güç bulundurmalı,
iii) dünyanın neresinde olursa olsun çıkacak dünya çapında iki savaşa anında fiilen müdahale yeteneği olmalı.’
Prof. Bracken de bir dördüncüyü eklemiş: ‘Ülke halkının bütün olarak bir küresel güce sahip devlet olmak için istek, irade ve ölümü göze alacak bir milli ruhun olması.’ Bu dördüncü unsura ilişkin görüş birliği yok.
- Dünyada tek kutupluluktan (tek süper güç ABD) çok kutupluluğa doğru bir değişim olmuştur; Şanghay İşbirliği Örgütü, BRICS vd.
- Belki de bu yüzden Monroe Batı yarımküresinin tümünün Amerikan ulusal çıkar bölgesi olduğunu ilan etmişti. Ardıllarına bakıldığında Truman, bu bölgenin sınırlarını Akdeniz havzası ve Ortadoğu’ya, Carter iskandinavya, Afrika, Yakın Doğu ve Güneydoğu Asya’ya dek genişletmişti. Daha sonra sıra Asya’ya gelmişti; yani tüm Dünya! Heyhat o artık düşüşte!
- Avrasya bloğundaki enerji kaynakları herkesin ekonomisi açısından kritik: ABD, Çin, Rusya. Dolayısıyla ‘savaş yükselen Avrasya cephesi ile yıldızı kayan süper güç ABD arasında olacaktır’ tezi ön plana çıkmaktadır. Temel düzeyde jeo-strateji bilgisi açısından Gilpingil yaklaşım bunu ortaya koymaktadır. Konu basit bir terör olayı değildir. Askeri strateji açısından bakıldığında da ‘savaşlar (wars)’ karada, denizde ya da havada olan birçok çatışmadan eski deyimle nizami ve gayrinizami (gerilla - karşı gerilla) çatışmalardan (skirmish) oluşmaktadır.
Sonsöz
Topyekun (jeo-ekonomipolitik) savaş için halkçı ve kamucu nitelikli ve çağcıl bir takım ve önderlik gerek!
(*): Mors tua, vita mea: Senin ölümün benim hayatım (Latince)
Öneri(İzleyebilirsiniz): https://www.aydinlik.com.tr/yeni-ekonomik-program-ulusal-kanal-da-buyutec-programi-nda-masaya-yatirildi-ekonomi-agustos-2018-1