25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Jeo-ekonomipolitik risk: Mors tua, vita mea (*)

Melih Baş

Melih Baş

Gazete Yazarı

A+ A-

Son zamanlarda ekonomide jeopolitik risk kavramı ön plana çıktı. İktisadi coğrafya bağlamında ekonomiyi de yanına koyunca ‘jeo-ekonomipolitik risk’ alt kavramının rahatça kullanılabileceği kanısındayız. Örneğin enerji (petrol) savaşları tipik olarak jeo-ekonomipolitiktir.
Savaşın politikanın başka araçlarla devamından ibaret olduğunu söyleyen Karl von Clausewitz ‘Savaş Üzerine’ adlı yapıtında savaşın dinsel büyüsünü (haçlı seferleri, cihat vb) bozmuş ve savaşı bir ekonomik sistem bağlamında verimlilik, tasarruf, en yüksek yarar gibi kavramlarla ele almış, savaşın tesadüflerle dolu bir kumar olduğunu belirtmiştir.
Çağcıl neo-klasik iktisat akımına baktığımızda Bernoulli’nin kumar kuramını görürüz. Son dönemde finans başta olmak üzere oyun kuramının uygulamada ne denli önemli hale geldiği ekonomiyle ilgilenen herkes tarafından bilinmektedir.
Yves Lacoste’un deyişiyle ‘coğrafya savaşmak için (mi)dir?’ Bu sorunun yanıtı Romalılar’dan bu yana evettir. Romalıların ‘Si vis pacem para bellum (barış istersen savaşa hazır ol)’ deyişi günümüzde silah markası bile olmuştur: para bellum. Yazılı tarihin son 3500 yılında sadece 270 yıl savaş görülmemiştir.
Prof. R. Gilpin ‘Dünya Siyaseti’nde Savaş ve Değişim’ başlıklı ve ekonomi-sosyoloji-siyaset üçgeninde bir yaklaşım geliştirmeye çalıştığı yapıtında öz olarak şu tezi savunmaktadır: ‘Özellikle teknolojik gelişme başta olmak üzere ekonomik dönüşümler uluslararası politikadaki güç dengelerini bozar ve yeniden oluşumunu zorlarken, eylemler terör, dinsel vb sosyoljik görünümlerle ortaya çıkmaktadır. Tehditler sosyolojik olarak isimlendirilir, örneğin komünist tehdit, dinsel tehdit vb Genel olarak her denge durumu bozulmaya yönelirken yeni bir denge kurulur.’

Jeo-ekonomipolitik risk: Mors tua, vita mea (*) - Resim : 1

GİLPİNGİL BAKIŞLA GENEL GÖRÜNÜM
Küreselleşme, dünya ekonomisinde ekonomik, toplumsal ve kültürel vb dengesizliklere yol açmış ve yeni denge durumu gereksinimi ortaya çıkmıştır.
Terör olaylarının devletlerden bağımsız olmadığı, örneğin Ortadoğu ve Asya’daki terör örgütü önderlerinin emperyalist devletlerce eğitildiği ve fonlandığı bilinen bir gerçektir.
Teknolojik verimlilik artışı ve düşen efektif talep hacimlerinin oluşturduğu paradoksun dünya ekonomisinde oluşturduğu sorun ciddi boyutlara ulaşmıştır.
H. Kissinger ve Z. Brzezinski ne demişlerdi: ‘Bir küresel güç; i) dünyanın en büyük ekonomisine sahip olmalı, ii) dünyanın her yerinde üsler, askeri güç bulundurmalı, iii) dünyanın neresinde olursa olsun çıkacak dünya çapında iki savaşa anında fiilen müdahale yeteneği olmalı.’
Prof. P. Bracken da bir dördüncüyü eklemiş: ‘Ülke halkının bütün olarak bir küresel güce sahip devlet olmak için istek, irade ve ölümü göze alacak bir milli ruhunun olması.’
1996’da toplanan Şanghay Beşlisi bugün Şanghay İşbirliği Örgütü’ne dönüşmüştür. Dünyada tek kutupluluktan (tek süper güç ABD) çok kutupluluğa doğru bir geçiş olmuştur.
Belki de bu yüzden Monroe, Batı yarımküresinin tümünün Amerikan ulusal çıkar bölgesi olduğunu ilan etmişti. Ardıllarına bakıldığında Truman, bu bölgenin sınırlarını Akdeniz havzası ve Ortadoğu’ya, Carter İskandinavya, Afrika, Yakın Doğu ve Güneydoğu Asya’ya dek genişletmişti. Şimdi sıra Asya’da mı acaba? Yani tüm dünya mı? ABD’nin gücü yeter mi acep?
Avrasya bloğundaki doğalgaz ve petrol ABD, Çin, Rusya gibi ülkelerin ekonomileri açısından kritiktir. Dolayısıyla enerji savaşları olagelmektedir. Temel düzeyde jeo-strateji bilgisi açısından Gilpingil yaklaşım bunu ortaya koymaktadır. Konu basit bir terör olayı değildir.
(*): Mors tua, vita mae: Senin ölümün benim hayatım (Latince)

NOT: Ortaköy Rotary Kulübü’nün 10 Kasım Pazar akşamı Akatlar Kültür Merkezi’nde içinde benim de Geçmişten Geleceğe Atatürk başlıklı bir sunumumun olacağı halka açık bir anma gecesi olacak. Bu renkli ve zengin anma izlencesinde 19.00’da başlayacak kokteylin ardından şiir dinletisi, anekdot anlatımı, müzik icrası, vals gösterisi, zeybek gösterisi gibi bir çok etkinlik yer alacak. Okurlarımızı bekleriz.