19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Kabataş Gelini’ Erdoğan fena yakalandı

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Başbakan Erdoğan “Haziran Direnişi” sırasında sıkışıklıktan kurtulmak için Kabataş İskelesi’nde başörtülü bir bayana ve çocuğuna saldırı düzenlendiğini iddia etmişti. Saldırıya uğradığı iddia edilen bayan bir AKP’linin geliniydi. Yandaş kalemler ona “Kabataş Gelini” ismini verdi.

Erdoğan “saldırdılar” demişti. Ama görüntülerini bir türlü yayınlayamadı. Oysa ki olay yerinde bir sürü kamera vardı. Nihayet 8 ay sonra o görüntüler bulundu. Yayınlandı. Her şey ortadaydı. Kabataş İskelesi’nde uçan sinek bile görünüyordu. Görüntülerde “Kabataş Gelini” de yer alıyordu. Ama ne bir saldırı ne bir hakaret vardı.

Erdoğan bu duruma çok bozuldu. Partisinin TBMM Grup toplantısında yine esti gürledi. Başörtü istismarı yaptı.

Bağırıp çağırsa da durum değişmiyor. Erdoğan fena yakalandı.

Erdoğan’ın kayığına binenler

“Kabataş Gelini” olarak anılan bu bayanın adı Zehra Develioğlu. O hâlâ iddia etse de saldırının palavra olduğu açık.

Başbakan görüntüler sonrası saldırıyı yalanlayan Hürriyet gazetesini hedef aldı. Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu da ona yanıt verdi. “O gün de manşet bugün de manşet” açıklamasıyla kendini savundu. “Biz okuru mağdur etmeyiz” dedi.

Saldırı iddiaları(!) sonrası bazı gazeteciler çok emin konuşmuşlardı. Balçiçek Pamir “Kabataş Gelini” ile konuşmuş ve her şeyi “kanıtlarıyla”(!) öğrenmişti. Saldırıdan emin olanlardan biri de Hürriyet yazarı İsmet Berkan’dı. “Çok ama çok acı bir olay. Maalesef gerçek” diye yazmıştı. Araştırmadan, gerçeği öğrenmeden Ergenekon, Balyoz davalarında olduğu gibi yine Başbakan Erdoğan’ın kayığına binmişti.

Hürriyet keşke o zaman da okuru mağdur etmeseydi.

Milletin beynini “linç” edenler

Hükümetin sözcülüğünü yapan Yeni Şafak yazarı Abdulkadir Selvi “Kabataş Gelini”nin linç edildiğini öne sürdü. “Özeli, mahremi didik didik ediliyor” dedi.

Yanlış mı hatırlıyorum diye Selvi’nin ve gazetesinin Ergenekon, Balyoz, ... gibi davalarla ilgili yazılarına, haberlerine baktım. Özel hayat ne ki? Her şeyi, insanların beynini “linç” etmişler.

Hani derler ya “Dinime söven bari Müslüman olsa.” Onun gibi bir şey! HHH

KKTC yeniden satışta

Annan Planı bir başka şekilde yeniden masada. ABD devrede. KKTC’nin sonunu getirecek maddeler kabul ettirilmeye çalışılıyor. AKP de ABD’ye yaranmak, seçim öncesi desteğini almak için KKTC yönetimine bastırıyor. “Ne önerilirse kabul et” diyor.

KKTC yönetimi huzursuz. Eroğlu’nun basına yansıyan açıklamaları anlamlı. ABD-AKP anlaşmasından endişelenir bir havası var. “Eğer bu anlaşmayla Rum’dan izin alarak sokağa çıkacaksak, 150 bin insanımız da göçmen durumuna düşecekse, böyle bir anlaşmayı imzalamam halinde bu halkın beni lanetlemesi lazım” diyor.

KKTC, Silivri, Hasdal

Geçtiğimiz günlerde Denktaş’ın yakın çevresinden bazı KKTC’li politikacılarla karşılaştım. Yapılan müzakerelerden tedirginler. Annan Planı sırasında olduğu gibi AKP’nin KKTC’yi yine arkadan vurduğunu belirttiler. Sonra da “Türkiye’deki yurtseverlerin Silivri’de, Hasdal’da, ... olması da kolumuzu, kanadımızı kırıyor” diye ilave ettiler.

Zaten “kumpaslar” bunlar için kurulmadı mı?