Kadın dövenler koalisyonu

1994 yılında Büyükşehir Belediye Başkanlğı’nı Tayyip Erdoğan kazandı. Bu tarihten sonra İstanbul, Erdoğan’ın istediği “dindar ve kindar nesil” üreten fidelik olarak kullanıldı. Halk otobüsünde şortlu kadının yüzüne tekme atan Abdullah Çakıroğlu işte o fidelikte üretilen milyonlardan sadece birisi... AKP’li belediyeler, devlet kuruluşları bunlarla dolu...

Bu kuşağı, “Başörtüsü kullananlara zulüm ediyorlar!” diyerek zehirlediler.

Yetmedi başörtüsü (türban) üstünden toplumu düşman kamplara bölmek için açık açık yalan uydurdular:”Benim türbanlı bacıma Kabataş İskelesi’nde 60-70 kişilik bir Vandallar ordusu saldırdı. Tekmelediler hatta üstüne işediler!”gibi yalanlar ürettiler.

İktidarın emrindeki satılık gazeteciler, bu yalanı alıp gerçekmiş gibi yazdılar.

Bu arada, AKP’nin milletvekilleri, hatta bakanları, bunlara ders veren Arap uşağı sözde hocalar, “Kadının yeri evidir. Başı açık kadın saldırıyı hak eder!” anlamında konuşmalar yaparak dindar-kindar cehaletini tepelere çıkardılar. Kadın dövülebilir, hatta öldürülebilirdi.

Kaynakları da ortaktı:

Şeriat denilen İslam hukuk sistemi recm adı altında böyle diyor.

Hadis kitapları diyor.

Kuran’daki ilgili ayet diyor.

Fıkıh kitapları diyor.

İmam hatipler diyor.

İlahiyat fakülteleri diyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı bu rezilliği besliyor.

Ortaçağ Arap örfünü din haline getirmiş milyonlar böyle düşünüyor.

KİM BU SALDIRGAN?

Bu saldırganın sosyal medyaya yansıyan paylaşımları, söylediklerimizi doğruluyor.

*Tekmeci Abdullah, meğer Şeyh Nazım Kıbrisî hayranı imiş. Bu Şeyh Nazım İngiliz ajanı birisidir. Müslümanları İngilizci ve Amerikancı yapmak için Kuran’dan, hadisten örnekler getirir.

*Kadın dövmeyi dine hizmet sanan bu yaratık Menzil Tarikatı yanlısı imiş. Hiç şaşırtıcı değil. AKP hükümeti çok destekliyor bu yobazlar örgütünü... Bir elleriyle de IŞİD’i tutuyorlar... Hürriyet Gazetesi’nin bir yazarı tekke ve zaviyelerin açılmasını istiyor ya... İşte bu tiplerin resmen yetiştirilmesinin önünü açmak için...

Hey gidi Aydın Doğan, sen de mi tekmeciler koalisyonundasın?

*Bu kadın düşmanı yobaz herif; kendisini Osmanlı gösteriyor.

O Osmanlı ki Rum, Sırp, Hırvat, Macar, Arnavut, Bulgar vb. çocuklarının devleti haline gelmiştir. “Baban bile olsa Türk’ü katlet!” diyen bu Osmanlıdır. Tekmeci yobaz bu devşirmelerin genetiğini taşıyor olsa gerektir.

*Bu kadın düşmanı yaratık, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “Atatürk devrimlerini devirecek lider” gibi gösteriyor.

İşte tekmeciler koalisyonu budur.

Olay bir ruh hastasının işi değil, büyük bir siyasi projenin (Büyük Türkiye sloganı arkasına saklanan 2023 Türkiye İslam Devleti) sokakları ele geçirme saldırısının işaretidir.

DAYAĞI KADINLAR İSTİYOR

Kadın cinayetlerinin AKP iktidarları döneminde hızla arttığını istatistikler ortaya koyuyor. Evler hapishaneye çevrildi, yetmedi. Şimdi dinci saldırı sokaklara, caddelere taştı.

Peki bu baskı karşısında güya dindar kadınlar ne yapıyor?

“İyi yapıyorsunuz, elinize sağlık, vurun, öldürün!” diyorlar.

Kara mizah olsun diye yazmıyorum.

AKP’ye verilen oyların yarıdan fazlası kadın oyları.

Onlar oy verdikçe kadınlar daha çok öldürülüyor.

Can alan razı oy veren razı...

Öyle ya, AKP’li belediyedeki genç bir kadın “Cumhurbaşkanımız arzu ederlerse onun zevcesi olabilirim!” diyerek Emine Hanım’a kuma olmaya kalkışmadı mı? Nasıl olsa Peygamber’e de onun arkadaşları karılarını vermişlermiş...

Bak sen şu sapıklığa!

Şaşırmayın!

Bu, bilinçli bir iktidar projesi.

Kadın cariyeleştikçe AKP’nin oyu artıyor.

Ölenler mi?

Sefer zayiatı...

2023’te Türkiye “tam türbanlı Türkiye (3T)” olacak ya...

Soru şu: Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılmamış bir saldırı için, “Benim türbanlı bacım!” diye kükrerken bu gerçek saldırı karşısında neden susuyor?

Susmak; saldırgana arka çıkmak sayılmaz mı?

İSRAİL VE ABD SURİYE’YE SAVAŞ AÇTI

Geçen haftanın en önemli gelişmesini bizim Amerikancı medya görmezden geldi. Suriye konusunda Türkiye ve Rusya anlaşınca, karşı blok hemen atağa geçti.

Önce İsrail uçakları Suriye’ye saldırdı. Peşinden Amerikan uçakları Deyr ez-Zor’un güneyinde IŞİD’i kuşatan Suriye ordusuna ait birliği vurdu. Ayrıca bir Suriye savaş uçağı da düşürüldü.

Böylece ABD ve İsrail IŞİD’i korumak için Suriye hükümetine karşı savaşı açıktan yürütmeye başladı.

28 Nisan’da Şam’a giden Amerikalı Cumhuriyetçi Senatör Richard Black, “Ne yazık ki CIA teröristlerle saf tutuyor” demişti.

İşte ortaya çıktı...

Hâlâ “Esed! Esed!” diyerek Suriye hükümetine düşmanlık eden dinci şaşkınlar kimin askeri olduklarını ne zaman anlayacaklar?