23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kaldırım taşlarının isyanı

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Kadın, kaldırım taşı gibi ayak altındadır. Bu kahpe karanlıkta yağmurlar bile doğru yağmıyor. Kadınlar bıçaklanırken, kırılırken, itilirken, incitilirken, yağmurlar acıların üzerine kıvranarak yağmaktadır. Kaldırım taşlarının içli sesleri, dumanlar içinde kaybolmaktadır. Çiğnenen kadının yüreğindeki yangın, bu zifiri karanlıkta boğulmaktadır. O yangını kim görecek, kim duyacak, kim duyuracak, kim koşup ateşe su serpecek? Kim Fosforlu’nun insan sıcaklığı özlemine yanıt verecek? Bu sorularla, bu sorgularla ve isyanlarla izleniyor Fosforlu Cevriye.
PAZARA DÜŞEN AŞKIN FERYADIFosforlu Cevriye, her yerde, her köşede ünlüdür. Herkes için tanıdıktır. Toplumun günlük hayatının sıradan olayıdır. Ve sıradan eylemidir, sigara izmariti gibi üzerine ayakkabının ucuyla basılandır. Yere düşen ve kaldırımda solan çiçektir. Pazara düşen aşktır. Çiğnenen insan onurudur. Yaşanırken dayanılmaz acılardır ve hatırlanırken sislerin içindeki hüzündür. Büyük yazar Suat Derviş, 1945’te yazmıştı Fosforlu Cevriye romanını. Bugün yazsa ne değişecekti? Fosforlu’nun dün de dışı parlıyor içi yanıyordu, bugün de.
SAHNELERİN PARLAYAN UMUDUTürkiyemizin uluslararası değerde tiyatro yazarı Tuncer Cücenoğlu yeniden sahneye çıkardı Fosforlu’yu. Seyredince anlıyorsunuz, Fosforlu’ya müzikal yakışıyor. Neriman Köksal, Gülriz Sururi ve Türkan Şoray’dan sonra Fosforlu Cevriye olmak, ancak bir dünya yıldızının işi olabilirdi. Ayça Varlıer, olağanüstü bir sanatçı. Yalnız Türkiye sahneleri için değil, dünya tiyatrosu için de umut. Eylemiyle ve sesiyle bir an, bir saniye bile ufacık bir boşluk bırakmıyor sahnede. Aileden sanatçı. Edası, cilvesi, şarkısı, dansı, temposu, coşkusu ve hüznüyle izleyiciyi alıp Fosforlu’nun sevinçlerinin ve acılarının içine sürükleyip götürüyor. Tiyatro ustamız Tamer Levent ve Şule Perinçek ile birlikte hayranlıkla izledik. Onların değerlendirmelerinden de kuvvet alarak yazıyorum bu satırları.
HEPİMİZ FOSFORLUYUZTiyatrokare, Nedim Saban’ın insancıllığına yakışan bir Fosforlu Cevriye’yi getiriyor aramıza. Serkan Üstüner’in oyuncuları Fosforlu galaksisinde yıldızlaştıran yönetimi sayesinde, o Fosforlu artık içimizdedir; vicdanımızdaki isyan mevzisine konumlanmıştır. Kolundaki damga, hepimizin kolundadır. Fosforlu Cevriye, giderek hepimizin haysiyeti oluyor sahnede. Fosforlu’nun onuru hepimizin onurudur. Fosforlu’nun sevinci ve hüznü hepimizindir. Yazar, yönetmen, oyuncular, özgün müziğin yaratıcısı Eylem Pelit, projenin yönetmen yardımcılığını ve dramaturjisini üstlenen Cevdet Canver, dekor tasarımcı Aslı Varlıer Pelit ve emeği geçen herkes, elbirliğiyle hepimizi Fosforlu yapıyorlar. İzlerken kendinizi tutamazsanız, “Hepimiz Fosforluyuz” diye bağırabilirsiniz. Ya da Edip Cansever’in dizeleri dökülebilir dudaklarınızın arasından: “Ne gelir elimizden insan olmaktan başka.”
SAHNENİN 36 DERECE SICAKLIĞIOyunun galasında Ece Duran, Mert Carim, Fatih Dönmez, Pınar Yıldırım ve Cem Güler, sahneyi 36 derece insan sıcağıyla ısıttılar. İki dakika içinde farklı karakterleri canlandırmak kolay değil, bu işi ustalıkla başarıyorlar. Oyuncular, eserin duygusallığını birlikte ateşliyor ve sahnenin her köşesine taşıyorlar. Hepsi, kendi karakterinin sıcaklığını üretiyor. Yönetmen, oyunculara verdiği hareketin hızı ve uyumuyla sahneyi ısıtıyor. Sahnede ve kostümlerde kırmızı renk vurgusu, Fosforlu’nun ateşini yansıtıyor.Bu oyunda herkes aşırı derecede insandır ve bizdendir. Bütün pervaneler, Fosforlu’nun ateşi çevresinde dönmektedir. Herkes kendi insanlığıyla Fosforlu Cevriye’nin sevgi özlemini, aşk özlemini, saygı özlemini, başı dik yaşama umutlarını üretmektedir. Oyuncular, Fosforlu Cevriye’nin çiğnenmişliğini ve özlemlerini, kendi kişilikleri üzerinden elbirliğiyle duyuruyorlar.
KALDIRIM TAŞLARININ YÜREĞİ YOK MUGazeteler, “buruk bir aşk öyküsü” diye tanıttı. Hayır, insan onurunun ayağa kalkışı var bu oyunda. Toplumumuzun meğerse insancıllığa ne çok özlemi varmış. Kaldırım taşlarının yüreği yok mu? Yalnız insanlar değil, bu oyunda kaldırım taşları bile isyan etmektedir.
İSYAN ŞARKISIAşk da insan hakkıdır. Fosforlu’nun da sevda özlemi vardır. Fosforlu’nun şarkısı, bir isyan şarkısıdır:Karakolda ayna var, ayna varKız kolunda damga var, damga varGözlerinden bellidir CevriyemSende kara sevda var, more de Fosforlum
Denizlerin kumuyum, kumuyum,Balıkların puluyum, puluyumAç koynunu ben geldim CevriyemBen de Allah kuluyum, more de Fosforlum
ANKARALILAR SALI ÇARŞAMBA, CUMA GÜNLERİ
İNSAN ONURUYLA BULUŞMAYA DAVETLİFosforlu’yu 21 Kasım günü yapılan galasında İstanbul’da MOİ Sahne’de izledik. Şimdi Ankaralılar için bir şans: Fosforlu Cevriye, öbür gün 15 Aralık Salı, 16 Aralık Çarşamba ve 18 Aralık Cuma günleri Şinasi Sahnesi’nde sizi bekliyor.İnsan onuruyla buluşmaya davetlisiniz.