Kalkışmanın lojistik ihaneti!..

Çöp toplamak, temizlik hizmetleri, yol ve kaldırım inşaatları, asfaltlama, park ve bahçe işleri...Artık sıradanlaşmış ihale rezaletleri ve hırsızlık işlerini saymazsanız, “belediye” denilince akla yukarıdaki faaliyetler geliyor değil mi?..Ancak Doğu’daki kimi belediyeler vatandaşa hizmet anlayışını ne yazık ki “terör örgütüne destek” aşamasına kadar getirmişler!.. Çok düşündürücü ve kahredici bu pervasızlık, devlet olanaklarının bile şiddeti dayatmakta kullanılabildiğini ortaya koyarken, en çok da HDP’yi hedef haline getiriyor!..Baksanıza, PKK’nın “özyönetim” iddiasıyla 13 ilçede başlattığı işgal ve “başkaldırı” eylemlerinde, yalnızca sokaklarda kazılan hendekler, tünellerle birbirine bağlanan evler ve meydanlardaki silahlı militanların görüntüleri değil, belediyelerin hizmeti eylemciliğe dönüştüren çok vahim faaliyetleri de dikkat çekiyor...Nusaybin ve Cizre gibi yoğun çatışmaların yaşandığı ilçelerde belediye iş makinelerinin hendek kazmakta PKK’lılara yardım etmesi, kamu araçlarının yol kesmekte kullanılması ve militanların belediyelerde istihdam edilmesi ne yazık ki Güneydoğu’da büyüyen kaosun alışılmış görüntüleri haline getirildi!..
Traktörde silah taşımak!..Ancak bu bürokratik rezaletler yetmemiş olacak ki, dün medyaya yansıyan bir haber, Güneydoğu’da “kimin eli kimin cebinde” sorusunu da bir kez daha akla getirdi!.. Hem de ürkütücü ve utanç verici biçimde!.İşte bakınız; önceki gün Mardin’in Dargeçit ilçesinde ihbar üzerine polis ekiplerince durdurulan bir traktörün römorkunda neler bulunmuş neler;“7 roketatar, 10 uzun namlulu silah, 7 el bombası, 43 roketatar sevk fişeği, 33 şarjör, 2 telsiz ve 8 sırt çantası!..”Polisler traktörde silah taşıyan 3 PKK militanını gözaltına almış... Doğu’nun ilçe meydanlarında silahla dolaşmanın PKK’nın isyan çabalarının yansıması olduğu belli de, silah nakliyesinde kullanılan traktör kime aitmiş acaba?.. Ne yazık ki Demokratik Bölgeler Partisi’ne bağlı (DBP) Dargeçit Belediyesi’ne!..
Bürokrasi kuryeliği!..Devletin traktörüyle teröristlere silah taşındığı haberini okuyunca, 4 yıl önce Güneydoğu’daki belediye başkanlarını elleri kelepçeli, adliye önünde tek sıra halinde dizilmiş halde gösteren fotoğraflar geldi aklıma... Bu köşede olaya tepki göstermiş ve seçilmiş belediye başkanlarına reva görülen toplu gözaltı uygulamasının aslında “PKK’nın ekmeğine yağ” sürmekten ileri gitmeyeceğini yazmıştım...Nitekim o günkü gözaltı uygulamaları hem PKK’ya katılımı arttırdı hem de örgütün siyasi kanadının güçlenmesine yolaçan gerekçelerden biri haline getirildi...Evet, PKK şiddeti yine yükseldi... Örgüt, bölgede “özyönetim” adı altındaki kalkışma planında “milis” yapısı oluştururken, mahkemelere yansıyan belgeler de gösteriyor ki, militanlar bölgedeki etkinliği sürdürebilmek için HDP’li “belediyelerle de organize” halde çalışıyor!..
Şiddet ve suskunluk!..İşte bu süreçte, PKK’lılarla belediye yöneticilerinin ilişkisini kanıtlayan vahim haberler de medyaya yansıyor... Son dört ayda onlarca belediye başkanı “PKK’ya yardım ve yataklık”tan cezaevine atıldı...Son örnek ise Van’ın Çatak ilçesinin DBP’li Belediye Eş Başkanı Evin Keve... DBP’li başkan da “vatanın birliğini ve bütünlüğünü bozmak” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi... O da teröristlerin “özyönetim” adı altında dayattığı kalkışmaya katkı sunmakla suçlanıyor...Ancak PKK’nın kalkışma saldırılarına destek gerekçesiyle tutuklananların sayısı artarken, kamuoyunda 4 yıl önceki gözaltılara gösterilen tepkinin zerresi yok... Bu tepkisizliğin asıl sebebi bellidir; HDP çizgisindeki belediyeler sokaklarda devletin askeri ve polisini şehit eden teröristlere lojistik destek verirken, bölgedeki terörü de kışkırtmakla suçlanıyorlar... Ve tabi ki, Güneydoğulu yurttaşlar da bu kanlı çarkın kendi yararlarına olmadığını görürken, artık tutuklama ve operasyonlar karşısında suskun kalmayı tercih ediyorlar...
Terör, erozyon, kuşku!..Evet, PKK “eylemsizlik” kararını suikastlarla bozunca hem Kandil Dağı’ndaki karargahından oldu hem de Doğu kırsalında büyük darbe aldı...Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına bakılırsa, 6 aydır süren operasyonlarda hem Kuzey Irak kırsalında hem de Hakkari, Mardin, Şırnak, Diyarbakır ve çevresinde 3500 civarında PKK’lı öldürüldü, yüzlercesi de tutuklandı...Yurt içinde etkisiz hale getirilen 500 kadar teröristin büyük bölümünün HDP’li beledyelerin de destek verdiği “özyönetim” alanlarında faaliyet göstermiş olması dikkat çekiyor...Meselenin özetine gelince; Temmuz ayından bu yana sürdürülen operasyonlar yalnzıca PKK’yı etksiz hale getirmiyor, “Türkiyelileşme” propagandasıyla son iki seçimde de barajı aşmasına rağmen örgütle arasına mesafe koyamayan HDP çizgisini de erozyona uğratıyor...Peki; HDP çizgisi, Güneydoğu’da kitleleri PKK’dan uzaklaştıran şiddetin aynı zamanda Kürt siyasetini de vurduğunu ne zaman anlayacak acaba?.. HDP siyaseti iyice baraj altına sürüklendiği zaman mı?..Güneydoğu’nun 13 ilçesindeki “başkaldırı” terörünün yarattığı tahribat kitleleri PKK-HDP çizgisinden uzaklaştırırken, Kürt siyasetinin kendi ayağına kurşun sıkma stratejisi doğrusu derin kuşkular da içeriyor!!! Bekleyelim görelim, altından ne çıkacak acaba!..