16 Nisan 2024 Salı
İstanbul 24°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kamer Genç’in selamı var!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Uzun süredir rahatsızlığı nedeniyle yurtdışında tedavi gören Sn. Kamer Genç geçen günlerde Türkiye’ye döndü.Tedavisine İstanbul’da devam ediliyor. TBMM E. Başkanı Sn. Hüsamettin Cindoruk ile beraber önceki gün kendisini hastanede ziyarete gittik. Bugünlerde ona ne denli ihtiyacımız olduğunu ve ne kadar özlendiğini konuştuk. Sevenlerine, dostlarına bizim aracılığımızla selam ve sevgilerini gönderdiğini söyledi.Çalışkan ve cesur bir Cumhuriyet evladı olan Sn. Kamer Genç’in hastalıkla mücadelesinde de ne denli dirençli ve dirayetli olduğuna tanıklık ettik.O Kamer Genç ki, bölücülere ve yobazlara karşı, laik Cumhuriyetçi-Atatürkçü yılmaz bir hukuk savaşçısı olarak, milletin vicdanının sesi ve morali olmuştu.Kamer Genç Tuncelili idi.Kamer Genç, çoğunluğu Alevi-Bektaşi inancına ve kültürüne sahip, vatanına, milletine bağlı ve Atatürk Cumhuriyetine sahip çıkan Tunceli halkının da onuru ve sembolüydü. Kürtçülerin, Alevileri bölücü emellerine alet etmesinin önündeki en büyük engeldi.Kendisiyle TBMM’de aynı partide (DYP) 2 dönem birlikte milletvekilliği yapmanın onurunu taşıyorum.Kendisine yapılan haksızlıklara, engellemelere, tutucu ve mezhepçilerin kalleşliklerine rağmen, güvendiği ve hizmet ettiği Tunceli halkı her defasında onu TBMM’ye gönderdi. SHP’den girdi kazandı, CHP’den girdi kazandı, DYP’den girdi kazandı, Bağımsız girdi yine kazandı, hiç yenilmedi.Çizgisini, milli duruşunu-ulusal çıkarlardan yana, laik Atatürk Cumhuriyetine olan bağlılığını hiç değiştirmedi, hiç sarsılmadı.Partilerüstü demokratik bir Kuvayi Milliye hareketi olan Milli Anayasa Forumlarına, her davetimizde koşarak, gönüllü olarak katıldı. Bölücü Anayasaya hep birlikte “Hayır” dedik.Sokakta yürürken de, masada sohbet ederken de yurttaşlardan her zaman büyük bir ilgi ve sevgi gördü.Hukukçu misyonu, parlamento deneyimi ve Pir Sultan Abdal kararlılığı ve dürüstlüğüyle kamuoyunda parlayan, aranan, sevilen ve desteklenen bir efsane isim oldu.Kamer Genç, sen milletin, Tuncelilerin vatansever cumhuriyetçilerin gönlündesin.Sen çoktan milletin kalbinde, demokrasi ve cumhuriyet tarihimizde yerini aldın.Bugünler de geçer. Bir an önce iyileş. Tüm iyi dileklerimiz ve dualarımız seninle...İstanbul’u mahvetmişler!Yaşayanlar için İstanbul’un trafik keşmekeşi, otopark sorunu, ulaşım çilesi herhalde yakınsalar da, mecburen katlandıkları da ya da ister-istemez kanıksadıkları bir durum olsa gerek.Bizim gibi arada bir başkent Ankara’dan İstanbul’a gidenler için ise her defasında rahatsız olduğumuz ve yaşadığımız bir büyük şok!Son 10 yılda yapsatçılar ve imar rantçılarının gözü karalığı ve aç gözlülüğü ile neredeyse tek bir metrekare nefes alacak boş alan bırakılmamış İstanbul’da.Sahil boyunca kale duvarı gibi inşa edilen dev apartmanlar, siteler, rezidanslar, kentin bütün tarihi ve coğrafi siluetine adeta bir mızrak gibi saplanan 30-40 katlı çirkin gökdelenler, zaten sıkışık olan trafiği, ulaşımı içinden çıkılmaz bir hale sokmuş maalesef.Kent merkezinde yapılan her gökdelen, rezidans vb. trafik yoğunluğunu, araba sayısını, otopark sorunlarını daha da artırıyor.Arabayla 5-10 dakikada ulaşılabilecek mesafeler neredeyse 1-2 saatte alınamıyor. İktidarı ve muhalefeti ile bütün belediyeler bu imar yağmasından birinci derecede sorumlular bence.Ne Londra’da, Ne Paris’te gelişmiş, modern ve çağdaş hiçbir kentte, kent merkezine böyle bir yığılma kent dokusuna böyle hoyratça bir saldırıya izin verilmez, verilemez.Yık-yap, yap-sat, daha fazla kat, daha fazla rant açgözlülüğü tavan yapmış durumda.Tam bir kent yağması ve talanı yapılıyor İstanbul’da.Ama ortada iyi niyetle çabalayan ve seslerini duyurmakta zorlanan birkaç kişi ve kurum dışında kalan bütün resmi ve özel kurum ve kuruluşlar büyük bir aymazlık-işbirliği ve göz yumma içindeler.Toplumun demokratik tepki göstermesi ise ona önderlik edecek meslek örgütleri, sendikalar, üniversiteler ve aydınların yetersizliği nedeniyle yok denecek bir seviyede.Üretim, fabrika, alt yapı yapamayan, kısır ve kısa vadeli bakış açılarının becerebildiği tek şey, yandaş müteahhitlere, rüşvet karşılığı, imar kat ve gökdelen izni dağıtmaktan ibaret görülüyor.Ticari, turistik, tarihi ve doğal özellikleri ve güzellikleri ile bir dünya şehri olan, güzel İstanbul talana-tahribata-ranta ve hoyratlığa teslim edilmiş durumda.Yazık çok yazık...