20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kantarın topuzu kaçtı

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-


Tanrılar çıldırmış olmalıRabia Mursi saltanatında Mısırlı Şeyh, “karılarınız öldükten altı saat içinde cinsel ilişki kurabilirsiniz” diye fetva vermişti. Sanki dünyevi ilim, irfanı hatmetmiş, müreffeh bir toplum yaratmış, artık bir tek uhrevi meseleler acil çözüm beklermiş gibi! Suudili Şeyh, “fare caiz değildir, öldürülebilir” yönünde fetva veriyor. Bir diğer Suudili Şeyh, maruf bir Suudi TV’de, canlı yayına bağlanan bir mücahit kardeşine öğüt veriyor: “anüsünün büyümesi ve içine daha çok patlayıcı koyabilmen için mücahit kardeşlerinle anal ilişki kurabilirsin” diyor! Beyin terazisini allak bullak eden daha nice sapkın fetvalar. Suriye çok kimseyi tımarhanelik etmiş...
Yeşil kuşak projesi
ABD-Suudi işbirliği “komünizme” karşı savaş bahanesi ile “yeşil kuşak projesini” dayattı. Bu proje, Emperyalizm ve onun bütün yobaz-bağnaz türevlerine karşı duran kuvvetlere karşı kullanıldı. Ülkemizin en birikimli evlatları katledildi. Yazarlarımız, şairlerimiz, ozanlarımız yakıldı. Hukuk ayaklar altına alındı. Ülkemizin yer altı ve yer üstü zenginlikleri satıldı, talan edildi. Ülkemizin medarı iftiharı liderler zindanlara atıldı. Rüşvet, fesat ve fitnenin tuzu koktu. Suriye’de savaşan herkesi “kahraman” belleyen, Lübnan siyasetinin en kuvvetli temsilcisi İsrail, Suudi rejimin ve ABD’nin en tehlikeli düşmanı Hizbullah’a “Hizbull Şeytan” diyen Bekir Bozdağ Adalet Bakanı. HSYK’yı bakanlığına bağlamak istiyor. Kıyamet alameti deniliyor. ABD-Suudi-İsrail zihniyeti ve ahtapotun kollarını oluşturan Cemaat, Ilımlı İslam; iyi El-Kaide, kötü El-Kaide; iyi Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), kötü IŞİD; iyi Özgür Suriye Ordusu, kötü ÖSO; iyi El-Nusra, kötü El-Nusra; iyi İslami Cephe, kara bir bulut ve kâbus gibi dünyanın üzerine çöktü. Suriyeli muhalif oluşumlardan Suriye Ulusal Koordinasyon Kurulu’nun (NCC) ülke dışındaki lideri Heysam Menna, 8 Ocak’ta el Meyadin TV’ye yaptığı açıklamada, “İslami Cephe’nin” liderlerinin ABD’nin eski Suriye Büyükelçisi Robert Ford’la İskenderun’da buluştuğunu söyledi. Hz. Muhammed ve Yahudi kâhin Nostradamus Amik Ovası’nın (Hatay) “Kan Ovası” olacağını söylemişlerdi...
Kan Ovası
Konya Ovası Tırlara, yolcu otobüslerine gerekirse katırlara cephane yüklüyor. Suriyeli “özgürlük savaşçıları” refakat ediyor. Gerekirse “MİT personeli” tahsis ediliyor. Müdahale eden savcı, jandarma polis hapı yutuyor. Çukurova bazen direniyor ekseriyetle yol veriyor. Amik Ovası “Kan Ovası” olma yolunda depar atıyor. Hükümet sözcüsü Yeni şafak gazetesi, “IŞİD kaçırdı, İslami Cephe kurtardı” palavrası ile “rehin” alındığı iddia edilen “gazetecinin” servis edilen haberi üzerinden ABD’nin yeni gözdesi “İslami Cephe’yi” parlatıyor. Suriye sahasında palazlanan terör örgütleri ile zinhar hiçbir münasebeti olmayan ABD-Suudi-AKP’yi El-Kaide, IŞİD, El-Nusra gibi örgütlere savaş ilan etmiş nezih kuvvetler olarak servis ediliyor. IŞİD, El-Kaide, El-Nusra gibi terör örgütlerin aslında İran, Suriye ve Irak ile “gizli işbirliği” içinde olduklarını tedavüle sokuyor. Utanmasalar yabancı ülkelerden devşirilen cinayet ve harami şebekelerin aslında Suriye Hava Yolları ile Şam’a, Humus’a, Halep’e taşındılar diyecekler. Davutoğlu ve Robert Ford’un yeni gözdesi, siyah çaput yerine artık beyaz Çaput kullanan ve imaj değişikliğine giden “İslam Cephesi” sözcüsü açıklamasında, Lazkiye kırsalında ve Banyas civarında gerçekleşen cinayet ve katliamları ‘’aşırı tekfiri’’ olarak adlandırdıkları IŞİD’in gerçekleştirdiğini söylüyor. Davutoğlu, Suriye Ordusu ve “Şabbihaları” işledi demişti. Ama bu kadar ayıp ve yalan olsundu.
Meğer Cemaat’i anlatıyormuş
Artık hükümet sofraları ve uçaklarında ağırlanan “derin Strateji uzmanı” İbrahim Karagül hükümet Cemaate karşı “savaş” ilan edinceye kadar onlar hakkında tek bir laf etmemiş iken, birden Cemaat’in “karanlık yüzünü” keşfediyor: “İslam’ın sözcüsü ve temsilcisiyim. Devlet benim, toplum benim, ülke benim. Tarih benim, gelecek benim. Para da, devlet iktidarı da, kadro da bana ait olmalı. Bu yolda her şey mubahtır, her yöntem meşrudur, her türlü mücadele kutsaldır, her tür strateji serbesttir... Benden olmayan devleti yönetemez. Devletin iktidar alanına giren hiçbir şeyin meşru temsilcisi olamaz. Asker olamaz, polis olamaz, savcı olamaz, hâkim olamaz, istihbaratçı olamaz, memur-öğretmen olamaz. Dışarda kalanlar tehdittir, kötüdür, dışlanmalıdır, kontrol altına alınmalıdır, alınamıyorsa tasfiye edilmeli, ezilmeli, yok edilmelidir.” Erdoğan-Davutoğlu rejimini ne kadar güzel analiz ediyor diyecektim ki, meğer Cemaat’i anlatıyor.
‘Ehven’i şer’
Antalya Belek’te kamp yapan farklı futbol takımlarının oyuncuları Cuma namazında bir araya geliyor. Belek’teki cami, kilise ve sinagogun bir arada bulunduğu “Dinler Bahçesi” avlusunda topluca namaz kılıyor. Yandaş televizyonlar görüntüleri servis ediyor. Hamd ve şükürler olsun ki, kamuoyu artık kim dindar kim kindar ayak-topçu görüyor.
Yandaş Yeni Şafak Video galerisi Esma Esad (Esed)’in şehit aile çocuklarının gittiği okulu ziyaret görüntülerini yayınlıyor. Davutoğlu, Esad için “Ehveni şer” yani “iyinin kötüsü” sözünü etti mi etmedi mi henüz net değilken, yandaş medya bu açıklamada acaba bir “ehven” var mıdır, diyerek Esma Esad’ı şefkatli First Lady olarak sunuyor. Yalakalığın bu kadarı ne yapmaz ki. Topuzu gereğinden fazla ileri götürürseniz kantarın topuzunu kaçırmış olursunuz. Yaşamın her alanında kantarın topuzunu dengede tutmak zorundasınız. Topuz ne ki, tanrıların kantarını, terazisini belledik. Tanrıları çıldırttık. Korkarım, Tanrılar bunun intikamını fena alacak.