24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kara para utancı!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

1989 yılında kurulan Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force). FATF, kara para aklanması ve terörizmin finansmanıyla mücadeleyi amaçlamaktadır. Uyuşturucu, kaçakçılık, insan ticareti, fuhuş, borsa ve banka içerden öğrenme (insider trading), organize suçlar, rüşvet gibi kara ve kirli yöntemlere konu paraların aklanmalarını önlemek amacıyla faaliyet göstermektedir. 36 üyesi arasında Türkiye de vardır.

Geçmişte, Türkiye'nin FAFT'a üye olması için gerekli adımları atan ve süreci başlatanlardan biri olduğum için, konuyu yakından izlemekteyim.

FAFT'ın bir diğer önemli mücadele alanı ise terörizmin finansmanıdır. Bu konularda uluslararası düzenlemeler ve standartlar oluşturulması ve yasal tedbirler alınması için çalışmalar yapan FAFT, sık sık listeler yayınlıyor. 2009 yılında BM tarafından yayınlanan bir raporda, kara para ve terörizmin finansmanı mücadelesinde dönen paranın, 1.6 trilyon dolara ulaştığı açıklanmıştı.

18 Ekim 2013 tarihinde Paris'te son toplantısı sonrasında, kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanı konusunda, İran ve K. Kore'yi en riskli ülkeler olarak ilan eden FAFT, yüksek riskli ve terörizmin finansmanı mücadelesinde yetersiz ve isteksiz gördüğü, riskli 10 ülke arasında maalesef Türkiye'yi de göstermiş bulunuyor.

Türkiye 36 üye ülkesi içinde FAFT'ın kara / riskli listesine giren tek ülke durumunda. Hem üye ülke, hem de hedef riskli ülke konumunda.

Türkiye'nin bulunduğu listede bulunan diğer 9 ülke ise; Kenya, Etopya, Pakistan, Suriye, Tanzanya, Yemen, Cezayir, Endonezya ve Myanmar var.

AB'ye tam ve eşit üye olma iddiasındaki Türkiye, koca dünyada terörizmin finansmanı ve kara para aklanması konusunda mevzuatı ve mücadelesi, riskli ve yetersiz görülen 10 ülke arasına girmiş bulunuyor. Bu ayıbın El-Nusra ve El- Kaide'ye direkt ve dolaylı destek veren, her ay kaynağı ve sahibi meçhul kayıt dışı paranın ülkeye giriş ve çıkışına göz yuman siyasal iktidara ait olduğu aşikar. O yüzden kara para ve terörizmin finansmanı konusunda bize bu utancı yaşatan AKP iktidarını protesto ediyor ve kınıyorum.

Parti'nin Büyükelçisine, Mustafa Kemal'in Askerlerinden anlamlı ders!

Önceki gün Resmi gazetede yayınlanan yönetmeliğe göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin verdiği, Devlet Nişanı, Cumhuriyet Nişanı ve Liyakat Nişanı'ndan Atatürk'ün silueti ve TC rumuzu çıkartıldı. Aynı gün ben de Belçika'nın başkenti Brüksel'de TGB Belçika örgütünün düzenlediği Cumhuriyet Kutlaması ve paneline katıldım.

Panel öncesi ve sonrasında Brüksel'de yaşayan gönlü vatan ve Atatürk sevgisiyle dolu yurttaşlarımız bana Türkiye Cumhuriyeti Belçika Büyükelçiliğinde düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet resepsiyonunda küçük bir bayrak dışında, Atatürk resminin bulunmadığını, Büyükelçinin konuşmasında bir kez bile Atatürk'ün ismini anmadığını söyleyerek tepkilerini ve üzüntülerini ilettiler. Özellikle yurtdışında vatan hasreti ve Cumhuriyete olan bağlılık ve sevgileri çok daha duyarlı hale gelen Brüksel'deki yurttaşlarımızın üzüntü ve tepkilerine hak vermemek mümkün değil elbette ki.

Laik, Demokratik Türkiye Cumhuriyeti devletini, dinci otokratik, bir parti devletine dönüştürmek isteyen zihniyet yurtdışındaki Büyükelçi ve görevlileri de parti memuru haline getirmeye başlamış anlaşılan. Büyükelçiler, Valiler, Müsteşarlar, Genel Müdürler, Emniyet ve yargı mensuplarının, bu durumun böyle devam etmeyeceğini, partizanlığın, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığının, hesabının hakettikleri biçimde ilk seçimlerden sonra kendilerinden sorulacağını mutlaka bilmelidirler.

Kraldan çok kralcı olanların sonunun hüsran olacağını, akıllarından çıkarmamalıdırlar.

Belçika'da başkent Brüksel'de yaşayan yurttaşlarımızın toplantıya ilgisi büyük oldu.

Türkiye Gençlik Birliği'nin pırıl pırıl, akıllı, dinamik, heyecanlı Atatürk gençlerini görünce çok duygulandım. TGB Belçika Başkanı Sn. Deniz Küçük, Sekreter, Sn. Nevriye Acar, Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Sn. Ceylan Gülhan ve Sn. Zehra Acar müthiş bir iş yapmışlar. Dağınık, gidişattan endişeli, örgütlü olmayan Atatürkçü, Cumhuriyetci vatansever yurttaşlarımızı parti ayırmadan sağ - sol demeden Atatürk'te Birleştik şiarı adı altında bir araya getirmeyi başarmışlar. Toplantının yapıldığı binanın dış cephesine, Brüksel Büyükelçisi'ne ders verircesine dev bir Türk Bayrağı asılmıştı. İçerde sinevizyon gösterisi, Cumhuriyet ve değerlerini anlatan şiir ve tiyatro gösterileri, marşlar ve bayraklarla göz yaşartan bir tablo vardı. Toplantıya Brüksel ADD yöneticilerinin yanı sıra, Hollanda ADD'den de bir grubun katılması güzel bir sürpriz oldu. Brüksel'de binlerce Türk vatandaşı yaşıyor, bunların çok önemli bir bölümü Emirdağ'lı. Ezici bir çoğunluğu vatanına - milletine - bayrağına bağlı, Atatürk sevdalısı çalışkan ve iyi insanlar.

O nedenle Avrupa'nın birçok ülkesinde ve kentinde himaye gören ve kışkırtılan PKK yanlısı bölücüler, Brüksel'de hiçbir varlık gösteremiyorlar. Çünkü 5 - 6 sene önce yapılmak istenen bölücü - kürtçü PKK gösterisini, onbinlerce Türk vatandaşının karşı gösteri yaparak protesto etmesi üzerine, bölücüler Brüksel'de ortadan çekilmek ve yeraltına inmek zorunda kalmışlar.

Birleşerek kazanacağımızı, nerede bir Türk yurttaşı varsa, orada bir Atatürk'ün varolduğunu, ülkemizdeki demokratik- milli mücadelemizi ve Atatürk'te Birleşmenin anlamını vurgulayan konuşmalarımız büyük bir coşku ve - ilgiyle izlendi. TGB Türkiye Merkezinden, toplantıya katılan TGB Genel Sekreter Yardımcısı Sn. Serhat Çığla ile TGB Uluslararası Büro sorumlusu Mehmet Yaşar Yıldız'ın Avrupa'da Türklerin yaşadığı her ülkede TGB'nin çığ gibi büyüdüğünü anlatmaları büyük bir memnuniyet yarattı.

Mustafa Kemal'in Askerleri, Brüksel'de parti Büyükelçisine, Cumhuriyet nasıl kutlanır, Atatürk nasıl anılır, gösterdi, iyi bir ders verdi. Millet Atatürk Cumhuriyetine sahip çıkıyor. Hem de dünyanın her yerinde. Ne mutlu bize!