26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kara parayı getir seçimleri götür!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

T.C. Merkez Bankası’nın açıkladığı son ödemeler dengesi bilançosuna göre, Mayıs 2015 ayı itibarıyla cari açık 3.9 milyar dolar, Ocak-Mayıs 2015 -5 aylık- cari açık ise 18.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. 7 Haziran 2015 seçimlerinin öncesinde, Nisan ayında 2,8 milyar dolar; Mayıs ayında ise 1.8 milyar dolar kaynağı ve sahibi meçhul para girişlerinin, net hata-noksan kaleminde yer aldığı görüldü. Buna göre, 2014 yılının ilk 5 ayında 7.4 milyar dolar, 2015 yılının ilk 5 ayında ise, toplam 8.9 milyar dolar bir “kaynağı ve sahibi meçhul” yabancı para girişi olmuş.
Normal şartlar altında, yasal ve meşru yabancı sermaye, ürkek ve dikkatlidir. Olası ekonomik-politik riskleri gözeten bir tutum izler. Bu nedenle, seçim öncesi gelişmekte olan ülke ekonomilerine milyarlarca doları sokmak bir yana, ihtiyaten bir miktar sermayelerini o ülkenin dışına çıkarır. Seçim sonrası beklentilerine uygun bir iklimin oluştuğu veya oluşacağı kanaatine varırsa hem doğrudan hem de portföy yatırımlarını o ülkeye yönlendirebilir.
Ama Türkiye’de 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra yapılan bütün seçimler öncesinde ne hikmetse kaynağı ve sahibi meçhul, çok yüksek montanlı yabancı para girişleri hız kazanmaya başladı. Bu yukarıda açıklamaya çalıştığımız gibi normalde “eşyanın tabiatına aykırı” bir durum. Ekonomik, siyasi beklenti ve gerçeklerle bağdaşmayan ve rasyonalitesi olmayan bir durum. Nitekim 1994 yerel seçimleri öncesinde, 1999 yerel ve genel seçimleri öncesinde ve son olarak 3. Kasım 2002 genel seçimleri öncesinde, net hata-noksan kaleminden ülkeye para girişi değil, tersine para çıkışı olmuştu. Seçimlerden sonraki aylarda ise, çıkan bu para geri gelmişti. Ama 2007 genel seçimleri öncesi 3.6 milyar dolar, 2009 yerel seçimleri öncesinde 10.3 milyar dolar, 2011 genel seçimleri öncesinde 5.4 milyar dolar, 2014 yerel seçimleri öncesinde 9.4 milyar dolar ve son olarak yapılan 2015 genel seçimleri öncesindeki ilk 5 ayda toplam 8.9 milyar dolar “kaynağı ve sahibi meçhul” paranın ülkeye sokulduğu, ödemeler dengesi bilançolarının net hata-noksan kaleminde açıkça görülüyor.
Seçim sonuçları görülmeden, ülkeye bu tür anormal boyutlardaki kaynağı ve sahibi meçhul para girişleri, beraberinde birçok soru ve kuşkuyu da akla getiriyor doğrusu. Çünkü bu para girişlerinin makul ve mantıklı bir izahı yok. Bu paralar ne ihracat, ne dış müteahhitlik, ne kredi, ne de mevduat olarak ülkeye giren paralar değildir. Bana göre bu paraların kirli ve kara para olma ihtimali oldukça yüksektir. Yabancı servislerin yönlendirdiği, ekonomiyi manipüle etmek, seçim sonuçlarına etki ederek mevcut iktidarın elini güçlendirmek- ve/veya- zamanı geldiğinde çıkartarak köşeye sıkıştırmak ve dalgalanma yaratmak amacıyla getirilen paralar da olabilir. Ya da petrol şeyhlerinin kanlı petro-dolarları ile kurulan işbirliklerinin sonucu olan fonlar da olabilir. Bütün bu olasılıkları birer komplo teorisi gözüyle değerlendiremeyiz. Paranın sahibi ve amacı bilinmediği sürece bu tür ihtimallerin güçlü olarak akla gelmesi kaçınılmazdır. Bu boyutlarda para giriş ve çıkışları ancak “muz cumhuriyetlerinde” olur. Ülkeye milyarlarca dolarlık kayıtsız, belgesiz döviz giriş ve çıkışlarını kimler gerçekleştiriyor? Üstelik seçim öncesi milyarlarca doları hangi akıl- hesap ve çıkar yönlendiriyor?
Coğrafi sınırlarımız delik-deşik. PKK’dan IŞİD’e kadar eli kanlı teröristlerin her türlüsü, ellerini kollarını sallayarak silahlarla bombalarla girip çıkıyorlar. Mali sınırlarımız ve denetim ise tamamen yok olmuş durumda. Türkiye kara paracıların cirit attığı, rüşvet ve yolsuzluk paralarının rahatlıkla aklandığı, Arap şeyhleri ile pazarlıkların yürütüldüğü, içler acısı bir hale sürükleniyor. T.C. Merkez Bankası, MASAK ve Milli Güvenlik Kurulu ise ülkenin mali ve siyasi güvenliğini ve demokrasisini tehdit eder boyutlara yükselen, bu kaynağı ve sahibi meçhul para hareketlerini ‘trene bakar gibi’ seyrediyor. Yazık, çok yazık...