24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kaşıkçı’yı da bir Sırp öldürmedi ya?

Ali Develioğlu

Ali Develioğlu

Site Yazarı

A+ A-

Suudi Arabistan İran’la anlaşıp ABD kampından uzaklaşabilir mi?

Şu anda olanaksız gibi görünen bu olasılık Orta Doğu’nun tam anlamıyla Avrasya kampına kayması, yepyeni bir barış düzenine dönüşümü ve Washington’un bölgedeki 70 yıllık tarihsel varlığının son bulması anlamına gelir!

O halde ABD’de Trump’a muhalif neocon kamp ( hem Cumhuriyetçi hem demokratlar içerisinden) neden Türkiye’deki Suudi elçiliğinde ‘kaybolan’ Kaşıkçı bahanesiyle, Suudi Arabistan’a askeri ve ekonomik yaptırım uygulanmasını istiyor?

Cumhuriyetçilere yakın olmasına rağmen Trump’a başından beri muhalif olan The Washington Post gazetesinin görevlisi Suudi muhalif Kaşıkçı, CIA’ya geçmişte çok önemli hizmetleriyle de tanınıyor!

Lindsey Graham liderliğinde neocon senatörler geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan’ı hedef alan yaptırım önerileri gündeme getirdiler ve 110 milyar dolarlık silah satışının durdurulmasını istediler. Senatör Rand Paul: “Başka bir ülkeye gitme ve orada bir gazeteciyi öldürme cesaret ve küstahlığına sahiplerse, silah satmayı tercih edeceğimiz türden insanlar olmasalar gerek”.

Bu arada milyarder Richard Branson Suudi Arabistan’a 1 milyar dolarlık yatırım planını şimdilik durdururken, Obama’nın eski adamlarından neocon Ernest Moniz Suudi Arabistan’a 500 milyon dolarlık inşaat yatırımı projesinden çekildi!

İsrail ve Suudi Arabistan’a ABD tarihinde ilk kez bu kadar muhtaç duruma düşmüş ve eski ABD yönetimlerinin aksine bu iki üikeye TAM destek vermekte olan Trump ise, Riyad’la Washington arasında bir çatlak yaratmaya hiç de niyetli görünmüyor: “Ülkemize akmakta olan devasa miktarlardaki para akışını durdurmaktan hoşlanmıyorum”. Tabii ki bir papaz bahanesiyle ülkemize yaptırımlar uygulamaktan pek hoşlanan Trump söylüyor bunu.

Bir avuç petrol zengini prens tarafından yönetilen Suudi Arabistan için , geçenlerde, İran’la savaş halinde “ Amerikan askeri desteği olmadan iki hafta bile dayanamazlar” diyen de ayni Trump olmuştu. İran’ın geleneksel düşmanı Riyad’ın geleneksel Orta Doğu politikasını sürdürebilmek için şimdiye kadar tamamen Washington’a bağımlı olduğunu bilmeyen yok. Ama yeni dünya dengelerinde bu nereye kadar sürecek?

İran Dış İşleri Bakanı Zarifi geçenlerde El Cezire televizyonuna verdiği demeçte Suudi Arabistan’a barış ve dostluk teklifinde bulunmuştu. Zarifi bu yılın ilk aylarında da “ Güçlü bir Orta Doğu’nun yolu İran ve Suudi Arabistan işbirliğinden geçiyor” şeklinde konuşmuştu.

Rusya’nın Suudi Arabistan politikası zaten bu ülkeyi ABD kampından koparmaya, İsrail’i ise bazı konularda en azından nötralize etmeye odaklıdır.

Bu gelişmelerin bilinciyle ABD Dış İşleri Bakanı azgın savaşçı Pompeo Çarşamba günü yaptığı konuşmada , Amerika olarak tüm Orta Doğu’yu İsrail’e benzetmeye uğraştıklarını duyurdu!

Kaşıkçı konusunun ABD tarafından bir dünya ‘MESELESİ’ haline getirilmesi işte yukarıda kısaca özetlediğimiz bu yeni koşullarda gerçekleşti! Mizansen olarak Türkiye seçildi!

İster değişen ABD-Avrasya cepheleşmesi sonucu, ister ABD yönetimindeki iç çatışmanın dolaylı bir sonucu olsun; Kaşıkçı ‘MESELESİ’nin perde arkasını aralamak kolay gözükmüyor.

Birinci Dünya Savaşı’na bahane olan ve o zamanlar İngiliz-Fransız kampındaki Sırplara maledilen Avusturya veliahtı cinayetinin aydınlanması bile 50 yılı almıştı!