16 Nisan 2024 Salı
İstanbul 26°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kılıçdaroğlu CHP'yi nereye taşıyor?

Taylan Sorgun

Taylan Sorgun

Eski Yazar

A+ A-

Siyasette gergin günler, gerginlikler sürüp gitmektedir. Siyasi iktidar ve muhalefet partileri sorunlarla ilgili görüşlerini açıklamayı sürdürmektedirler.
Bütün bunlar devam ederken Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi 26-30 Ağustos günlerinde Çanakkale'de “Adalet Kurultayı” toplayacaklarını açıklamışlardır. Adalet sorunları ya da adalet meselesi üzerinde durmak tabii ki bir siyasi partinin görevleri dahilindedir. Ancak, bu son yapılan zamanlama yakından da tanıdığım CHP'de kök salmış eski partililer ve parti toplumu arasında bir dip dalga yaratmıştır.
CHP yönetimi isterse Adalet Kurultayı, isterse Adalet Toplantısı yapabilir ancak bunun zamanlaması tartışma yaratmıştır.

KILIÇDAROĞLU'NA

Mustafa Kemal Paşa, 30 Ekim 1918 Mondros Teslimiyeti'nden sonra 13 Kasım 1918 günü İstanbul'a gelmiş ve Havva Sokak'taki özel karargahında Kuvvay-ı Milliye ve Milli Mücadele teşkilatlandırmasını yapmaya başlamıştı. (Bak: Taylan Sorgun, Mütareke Dönemi ve Bekirağa Bölüğü Belgeseli, Kaynak Yayınları)
Bir gece toplantıda Mustafa Kemal Paşa'nın Giresun'dan başlayıp Samsun'dan Kocaeli'ne, Kocaeli'nden Ege yöresine, oradan Adana ve Antep'e (Gaziantep) uzanan Kuvvay-ı Milliye teşkilatlandırma çalışmalarına harita üstünde görenlere Mustafa Kemal Paşa şöyle demiştir:
“Emperyalistleri kuşatıyoruz. Kuşatılacaklar (Elini haritadaki Ankara üzerine koyarak) bozkır Ankarasında bir gün bir ateş yanacak ve emperyalizm yok edilecektir.”

ÇANAKKALE VE 30 AĞUSTOS

Çanakkale emperyalizmin toplu olarak ilk tarihi yenilgisini aldığı yerdir. Belgeselini yazdığım Fahrettin Paşa, bana “Cephe sarsılıyordu. Genç komutanlar Mustafa Kemal Paşa'nın komutayı almasını istediklerini söylediler. Esat Paşa'ya bunu söyledim. Mustafa Kemal Paşa komutanlığa getirildi.”
Altay Paşa, o tarihte Çanakkale komutanı Esat Paşa'nın kurmay heyetindeydi. Savaş sonrası kaçan emperyalistlerden ele geçirilen bir evrakta emperyalistlerin Anadolu'yu işgal edilecekleri ve Rusya üzerine yürüyecekleri belgeleri görülmüştür.

30 AĞUSTOS ANKARASI

Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali'nde zamanın en büyük emperyalist devletleri Anadolu topraklarında toplu olarak tarihi yenilgilerini almışlardır. Emperyalizmin böyle bir başka yenilgisi yoktur. 30 Ağustos zaferi emperyalizme bu tarihi yenilgiyi yaşatan Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali'nin tacıdır. Ve Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali sonuçları ile dünyanın üçüncü büyük devrimidir.

ANKARA'YI BOŞALTMAK

Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi şimdi 26 ve 30 Ağustos Zafer Günü, Ankara'dan gitmektedir. Bu yanlışın da ötesinde bir anlam taşımaktadır sanki. Bu hareket CHP'nin köklerinde bir dip dalga yaratmıştır. Ama şimdilik siyasi nedenlerle sessizlik vardır.
Gündem yaratma konusunda zaten sıkıntıda olan CHP yönetimi bununla acaba hangi gündemi ortaya çıkarmaktadır? 30 Ağustos günü Ankara boşaltılamaz. Kılıçdaroğlu bir zamanlar “Yeni CHP” demişti. Yeni CHP acaba bu mu?

AFERİSTLER

1957 yılında başlayan gazetecilik hayatımızda Adnan Menderesle seçim seyahatlerine katılmışımdır. Siyasi olayları takip etmişimdir. Bayarla söyleşilerim olmuştur. İnönü ile seçim meydanlarını gezmişimdir. Söyleşilerim olmuştur. Demirelle, Ecevitle, Baykalla, Özalla görüşmelerim söyleşilerim olmuştur. Hepsiyle yemek masalarında buluşmuşuzdur. 1957 yılından bu yana gelen gazetecilik hayatımızda gördüklerimizden biri şudur:
Parti liderlerinin siyasi ve kimi yazar “aferistlerce” kuşatılması. Aferistler, aslında hiçbir şeye inanmazlar ama kendi çıkarcılıkları ya da başka nedenlerle zamana göre yelken açarlar. Siyasi parti liderlerinin iktidar partileri dahil hepsinin dün de, en önemli sorunlarından birisi buydu ve bugün de devam etmektedir. Bütün siyasi parti liderleri aferist kuşatmalarınca yanlışlara da itilmektedirler. 1957 'den bu güne gelen meslek hayatımız bize bunları göstermiştir.

ERDOĞAN VE HAYDARPAŞA

Başbakanlığından bu yana gazeteci olarak takip ederek çeşitli yazılar yazdığım Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan geçtiğimiz günlerde, yabancı isimli tabelalarla ilgili “O tabelalar Türkçe olmalı. Yabancı isimler altta bulunmalı” açıklamasını yapmıştı. Bu benim yüreğimi hoplatmıştır.
Çünkü Haydarpaşa Lisesi yıllarında Beyoğlu-İstiklal Caddesi raconu olarak gayet şık giyinir, İstiklal Caddesi'ne çıkardık. O zamanlar öyle tabelalar çok azdı. Bir-iki tabela görünce “Bunu Türkçe yapın” der çıkardık. O zaman çok azdı ama yapılırdı. Şimdi sanki tuhaf bir kompleks yaşanmaktadır. Baktığınız vakit yabancı isimli tabelalardan geçilmemektedir. Bu nasıl bir komplekstir? Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan doğrusunu söylemiştir ama belediyeler neden bu meseleyi çözmezler ki?