18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kılıçdaroğlu istifa etmelidir

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

7 Haziran seçiminin birinci mağlubu AKP genel başkanı gibi hareket eden Erdoğan ise ikinci mağlubu da Kemal Kılıçdaoğlu’dur. Çünkü, iktidar partisinin yüzde 9’dan fazla oy yitirdiği bir seçimde, ana muhalefet partisi bu kaçan oylardan 1 oy bile alamadığı gibi yüzde 1 dolayında da oy yitirmiştir. 

Oyu azalan 2. parti CHP olduğuna göre, yitiren kişi de bu partiyi tanınmaz hale getiren Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Daha 10 Nisan 2015’te, “Siyasete giren insanın başarıyı hedeflemesi lazım. Eğer başarısız olursa siyaseti bırakması lazım. Bu gayet doğal bir şey” diyen Kılıçdaroğlu’na soruyorum: Seçimde oy ve milletvekili kaybeden bir partinin başkanı olarak ne zaman istifa edeceksin? 

5 Mart 2015’te CNN Türk’te 7 Haziran seçimleri için CHP’ye yüzde 35’i hedef koyarken söylediğiniz şu cümleyi hatırlıyor musunuz? “Oy oranımızda bir düşme olursa elbette ki, sonuçta başarısızlığı ödüllendirmek gibi bir düşüncem asla ve asla söz konusu değil.” 

Oy oranınız düşmüş olduğuna göre, siz eğer istifa etmezseniz yalancı politikacılar listesine girmiş olmayacak mısınız? 

BİLE BİLE YAPTINIZ 

- Sayın Kılıçdaroğlu; başkaları söyleyemiyor, iyi niyetli CHP’liler de kabul etmek istemiyor ama ben bir kez daha açıklayayım: Siz CHP’yi iktidar yapmak için değil, CHP’yi Amerikan politikalarına uygun davranan bir parti haline getirmek için okyanus ötesinden görevlendirildiniz. 

- Sorosçulardan aldığınız talimat gereği, temel vazifeniz CHP’nin antiemperyalist ve laik kimliğini yok etmekti. Bu amaçla “Yeni CHP” yapılanması başlattınız. İşin üstünü de sosyal demokrasiyle örttünüz, CHP’lileri böyle aldattınız. 

- CHP’yi ABD güdümüne sokmak için Atatürk’e ve devrimlerine karşı rakip gibi tavır takındınız. Seçim boyunca bir kez bile Atatürk demediniz; Tayyip Erdoğan gibi işi Mustafa Kemal diyerek geçiştirdiniz. 

- CHP’yi ve Atatürk’ü soykırımcı ilan eden odakların temsilcisi Selina Doğan’ı listenin seçilecek yerine koyarak Atatürkçülere, yurtseverlere savaş açtınız. 

n Yetmedi ABD’nin güvenilir (!) adam dediği, Tayyip Erdoğan’ın yüksek bürok-ratı Murat Özçelik’i kendinize danışman yapıp seçmemiz için listeye koydunuz.  

- Atatürk karşıtı Mehmet Bekoroğlu’nu Rize’den değil İstanbul’dan listeye koyup ne kadar dayatmacı olduğunuzu kanıtladınız.  

- Kürtleri temsil ediyor sandığınız TR 705’in o kesimde hiçbir değerinin olmadığı ortadayken yeniden CHP’lilere aday yaptınız.  

- Partiye ömrünü veren örgüt emekçilerini, namuslu aydınları yok saydınız. Varsa da yoksa da Doğan Medya dediniz... 

- Bu Atatürk düşmanlığında o kadar ileri gittiniz ki onun şanlı devrim yılları olan 1930’ları yine Tayyip Erdoğan gibi kötülediniz. CHP’nin devrim yıllarını; Tayyip Erdoğan’ın diktatörlüğüyle kıyaslama aymazlığına bile düştünüz. 

Yalan mı söyle, yalan mı? 

- Bunun ardında da ruhunun derinliklerinde yatan 1930’lardaki Dersim derebeylerine duyduğun o özlem yatmıyor mu?  

Dersimli Kemal oldun da o Dersim sana ne verdi gördün mü? 

- Türbancılıkta Tayyip Erdoğan ile yarıştınız. “Laiklik karın doyurmuyor!” diyerek gericilere mesaj verip Akit/Vakit çizgisine düştünüz. İmam hatip okullarına destek verip gericiliğin önünü açacağınız izlenimi yarattınız. Tek dinci/tek mezhepçi Arap Vahhabiliğinin etkisindeki Diyanet İşleri Başkanlığı’na tek laf etmediniz. 

- Üstüne üstlük Türkiye’nin geleceği açısından Tayyip Erdoğan’dan daha tehlikeli olan Fethullahçı çete ile işbirliği yaptınız. Lakin onlardan 1 oy bile alamadınız. 

- Güneydoğu ile ilgili olarak AKP’nin dümen suyuna girip Çözümcü bir çizgiye geldiniz. Lakin; orada tamamen silindiniz. 

Ne dincilere yaranabildiniz ne bölücülere. Tam bir iflas yaşadınız. 

- Üstüne üstlük de Atatürkçüleri küstürdünüz. Sandığa gitmeyen yüzde 14’ün büyük bölümü işte senin bu ikiyüzlü, Amerikancı/gerici politikana kızan o insanlardır. 

RÜŞVET SİYASETİ 

- Kendinizi çok akıllı, danışmanlarınızı bulunmaz, genel başkan yardımcılarınızı Allah’ın bir lütfu gibi görüp seçim politikanızı rüşvetçilik üzerine kurdunuz. Şu kesime şu kadar, bu kesime bu kadar para vereceğinizi söyleyip halkı aldatmaya uğraştınız. Ufkunuz, gelecek planınız yoktu; millete bir umut sunamadınız.  

- Kemal Derviş gibi uluslararası tefeci sermayenin tahsildarını halka ekonomi şoförü olarak gösterip ne kadar ABD’ci olduğunuzu ilan ettiniz. 

- CHP’ye ömrünü verenleri değil DSP’yi batıran Erdoğan Toprak gibi Kemal Dervişçileri yanınıza aldınız.  

- Gericilerle işbirliği için her yolu denediniz ama Atatürkçüleri ve vatanseverleri düşman gibi görüp işbirliğine asla yanaşmadınız. 

- Amerika size Çözüm Süreci’ni AKP ile birlikte yürütme görevi verdiği için; seçim maratonunda Tayyip Erdoğan’a tek laf etmediniz. Yolsuzlukları, vurgunları, rüşvetleri unuttunuz. 

Ve oy kaybettiniz, milletvekili kaybettiniz... 

Toplumun gözündeki son saygınlık kırıntılarınızı da yitirdiniz. 

Sizi, aydın onuru takınmaya ve kendinizin de söylediğiniz gibi istifa etmeye davet ediyorum. 

Çünkü Tayyip Erdoğan ile birlikte siz de bittiniz...