Kılıçdaroğlu ve Bahçeli... Ne olacak şimdi?

Bahçeli "ortak aday"deyince herkes heyecanlandı. Kılıçdaroğlu da "Ortak aday"a "evet" deyince heyecan doruğa ulaştı. Yolda, sokakta, otobüste, dolmuşta, ... gördüğüm herkes, "Bize ne görev düşerse hazırız" deyip kartlarını, telefonlarını veriyorlardı.

TGB'li gençler, "Bu yaz tatil yok" kararı aldı. TGB yöneticilerinin gözleri parlıyordu. "Abi, herkesin hangi ilde çalışacağı planlıyoruz. Bu yaz kampları iptal ettik. Erdoğan'ı Çankaya'ya çıkartmayacağız" demişlerdi.

Derken, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli bir araya geldi. Ekmeleddin İhsanoğlu diye birini aday gösterdiler. Kimse tanımıyordu. İnsanlar bilgisayarlarının başına geçerek Ekmeleddin İhsanoğlu'nu araştırmaya başladı.

Sonuç felaketti. O da Abdullah Gül gibi "İngiliz istihbaratçılarının okulu" diye anılan Exeter'liydi. Cumhuriyet ve Atatürk'e soğuktu. Daha sonra yaptığı konuşmalarda bu düşüncesini daha açık etti. Cumhuriyet döneminin üstünü çizdi attı. Adnan Menderes'i "totaliter rejimin sonunu getirmekle" övdü. Kürt sorununu "ulus devlet"e bağlayarak "Atatürk'ü ve Cumhuriyet Dönemini" suçladı. AKP'nin Öcalan ve PKK ile yürüttüğü "açılım"a destek verdi.

İKİNCİ ADAY

"Bari ikinci bir aday çıkaralım" diye harekete geçildi. "Erdoğan'ın önünü ilk turda keselim, sonrasına bakarız" dendi. "ABD ve İngiltere'nin belirlediği adaya halk oy vermez" uyarısı yapıldı. Ama yine dinletilemedi. Kılıçdaroğlu kendini ortaya koydu. İşi gücü bıraktı, milletvekillerini tehdit etti. Her türlü baskı uygulanarak ikinci aday için 20 milletvekilinin imzası engellendi.

HEYECAN BİR ANDA SÖNDÜ

Neyse, uzatmayalım. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kimliği ve Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin 2. adayı engellemesi halktaki heyecanı bir anda söndürdü. 3 Temmuz'da adaylar kesinleşince de seçim sonuçları belirlenmiş oldu. 30 Mart yerel seçimlerinden sonra "Çankaya"da Erdoğan'a altın tepside hediye edildi.

CHP VE MHP'DE MORALLER BOZUK

Şimdi sözün bittiği yerdeyiz. Takke düştü kel göründü. Sonuçlar ortada. Ne dediysek oldu. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli sayesinde Erdoğan şimdilik yine kurtuldu. Sonuçlar açıklanmaya başlayınca CHP ve MHP'lilerle görüştüm. Moraller bozuk. Söz birliği etmişçesine, "Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'den kurtulmadan Tayyip'ten kurtuluş yok" dediler.

MHP'liler tabanın Erdoğan'ın milliyetçi söylemlerine aldanmasından, CHP'liler de Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kişiliğinden yakındılar.

GEREKEN YAPILSIN

Özellikle CHP'liler tepkili. Hatta kimisi, "Keşke 2. adayı çıkarsaydık" diye pişman. "Ekmeleddin İhsanoğlu için örgütleri, partilileri harekete geçiremedik. Olacağı buydu oldu" diyenler var.

Seçimden kısa bir süre önce bir CHP Genel Başkan Yardımcısıyla bir araya gelmiştim. "Yazmak için sormuyorum. Ekmeleddin İhsanoğlu nereden çıktı?" dedim. "Vallahi ben de bilmiyorum, kucağımızda bulduk. Yapacağımız bir şey de yoktu, yola çıktık" karşılığını verdi.

Garip bir durum söz konusu. Ama artık bunları tartışmanın anlamı yok. 30 Mart'ta CHP ve MHP'nin toplam oyu yüzde 44'ün üzerindeydi. Ekmeleddin'e destek veren diğer partileri de ekleyince bu oy yüzde 46-47'lere çıkıyordu.

İki partinin ortak adayının bir sinerji yaratması da beklenirdi. 2+2=5 edebilirdi. Ama ortada böyle bir oy yok. 2+2=4 bile etmemiş. Alınan oy iki partinin toplam oyunun 5 puan altında.

Bahçeli "İyi olacak" diye bağırıp durdu. Kılıçdaroğlu Ekmeleddin İhsanoğlu için "Risk aldım"dedi.

Sonuç ortada. Partililer herkesin "gereğini" yapmasını bekliyor. En azından bana söyledikleri bu!

Bu arada, gençleri gördüm. "Şimdi yeni bir mücadele başlıyor. Erdoğan'ı Atatürk'ün koltuğundan indiremezsek bize yuh olsun" dediler. İnançlılar. İnanmak başarının yarısıdır. Bize "Hayırlı olsun" demek düşer..!