Kim şampiyon olur

Beşiktaş’ın edindiği beş puanlık elverişli durum kuşkusuz çok önemli. Ancak geçmiş yıllardaki ‘son haftalar’ sorunu siyah-beyazlıları üçüncü kez etkiler mi kestirmek zor. Aynı olumsuz durum bu yıl da yaşanırsa Beşiktaş altından kalkamayacağı, yeni stadına kavuşmasına karşın geleceğini tersyüz edecek bir durumla karşı karşıya kalır. Bu nedenle Beşiktaş elindekine dört elle sarılmak durumunda.
Futbol salt bir takımın oynadığı futboldan etkilense Beşiktaş’ı bugünden şampiyon ilan edebiliriz. Ne var ki ligde mücadele devam ettiği sürece her takımın kendine göre hesapları var. Bu hesapların içinde kümede kalma. Avrupa’ya gitme en azından her takımın kazandığı puan karşısında edineceği ekonomik kazanç var. Bu da geriye kalan haftalarda şampiyonluğu etkileyecek birçok değişkenin olması demektir. Bu değişkenlerin içerisinde Beşiktaş ve Fenerbahçenin kendi olanakları belirleyici kuşkusuz.
İki takımın oynadığı futbola baktığımızda Beşiktaş’ın önde olduğunu Fenerbahçeliler bile kabul ediyor. Biraz daha derinlemesine gözlem yapılacak olursa Beşiktaş maçlarını kendi oyun gücüyle kazanıyor. Atağa çıkarken hızlı oyunu, hızı arttırdıkça arka arkaya yaptığı tek paslar sonucunda kazandığı goller izleyicilerde futbol hoşluğu yaratıyor. Siyah-beyazlılar kazanmak için rakip savunmaların yapacağı hataları beklemeden kendi oyun gücüyle sonuca gidiyor ya da karşıtlarına oyun yapma yeteneğini kabul ettiriyor.
Son karşılaşmalara bakılacak olursa bu gerçek açık bir şekilde kendini göstermektedir. Beşiktaş’ın yeni stadının açılışında Bursaspor’a attıkları birinci gol, doğru işler yapıldığında futbolun ne denli güzel bir oyun olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Başka bir deyimle bu gol bir resme bakmak denli güzel duygular yaratıyor insanda. Sivasspor karşılaşmasında atılan birinci gol ve penaltının yaratılması sırasındaki paslaşmalar sonrasında, Mario Gomez’in bedeninin olanaklarını inanılmaz bir şekilde kullanması Beşiktaş’ın sahip olduğu en önemli futbol değerleridir.
Aynı şeyleri Fenerbahçe’de görmek olanaklı değil. Takımın şampiyon olacağına yandaşları bile inanmıyor gibi. Bu sezon çok büyük umutlarla kadrosuna kattığı, bırakın ligi Avrupa’da çok şey beklediği oyuncularını şampiyonluk yarışı sürerken protesto ediyorlar. Bir takım yandaşlarıyla bütünleşemiyorsa ya da futbolcuların her biri kendi kafasına göre oynuyorsa, üstelik buna tribünlerde inanmışsa nasıl şampiyon olabilir ki...
Her futbolcu kendine göre oynayınca da kazanılan goller ya bireysel çaba ya da rakibin hataları sonucunda oluşmakta. Tamam, futbol hatalar oyunudur ama Mersin İdmanyurdu maçındaki goller savunma ve kalecinin inanılmaz kusurları sonucu oluştu. İlk golde stoperlerden biri mahalle aralarında yapılmayacak denli bir hata yaparak topu ıskaladı. Diğerlerinde de kalecinin hali ortada. Bu hataları yapmayan takımlar Fenerbahçe’yi zorluyor. Bugün Fenerbahçe’nin hala şampiyonluk şansı varsa bunu savunmasına borçludur. İki takımın savunmalarını yer değiştirin, Beşiktaş çoktan şampiyon olmuş Fenerbahçe ise Galatasaray’dan bile kötü konuma gelmişti.
Her şeye karşın yarış sürüyor. Beşiktaş en zorlu ve anlamlı deplasmanına çıkıyor. Akhisar Belediyespor’u yenerse şampiyonluk kupasının kulpuna yapışır. Tersi durumda yarış yine alevlenebilir...