Kime oy vermeli? Gönlündeki partiye!

Yarın seçim günü. Türkiye’nin en kritik seçimi. Türkiye’nin geleceği belirlenecek. Bu nedenle ABD, İngiltere, Avrupa ülkeleri bütün gövdeleriyle işin içinde!  

Önce bir tespit yapalım. Seçim eşit koşullarda yapılmıyor. AKP, CHP, MHP hazineden aldıkları toplam 531 milyon lira destekle seçim kampanyası yürüttü. Aslan payını AKP aldı. O da yetmedi devletin tüm olanaklarını kullandı. O da yetmedi belediye olanakları seçim kampanyasına ayrıldı. O da yetmedi örtülü ödenekten harcandı. 

ERDOĞAN DA DEVREDE 

O da yetmedi Erdoğan devreye girdi. Ettiği yemini, anayasayı, yasaları çiğnemesi bir yana cumhurbaşkanlığı ve valiliklerin bütçesi hizmete sokuldu. Yoksullara verilecek paralar AKP ve Erdoğan’ın miting masraflarına tahsis edildi.  

CHP ve MHP’de de durum pek farklı değil. Hazine yardımı az geldi. Partili belediyelerden ihale alan işadamları kesenin ağzını açtı. 

AÇILIM ORTAĞI HDP 

HDP devlet yardımını başka türlü aldı. Devlet PKK’nın kaçakçılığına, haraç toplamalarına göz yumdu. TSK’nın, güvenlik güçlerinin elini kolunu bağladı. Onlar da rahat rahat işini(!) yaptı. 

HDP’nin seçim finansmanı PKK’dan. Toplanan haraçlar, sigara ve petrol kaçakçılığından elde edilen paralar seçim masraflarında kullanıldı. Uyuşturucudan elde edilen dolarlar da ayrı. Ayrıntılı döküm yakında çıkar.  

HEPSİ ‘BİZİM OĞLAN’ 

Malum medyaya bakarsanız Türkiye’de seçime sadece AKP, CHP, MHP, HDP girecek. Sadece bunları haber yaptılar. Organize bir seçim kampanyası yürüttüler. AKP de CHP de MHP de HDP de ayarlı. 

Kritik yerlere, kritik adaylar yerleştirildi. 7 Haziran sonrasına hazırlandılar. Hangisi kazansa ABD ve AB açısından bir fark yok. 7 Haziran gecesi hangisi kazansa büyükelçileri “Bizim oğlanlar kazandı” mesajı geçecek. 

KİME OY VERMELİ? 

Yarın herkes sandık başına gidecek. Önlerinde bir sürü tuzak var. Bir tuzaktan kurtulanlar için ikinci bir tuzak hazır bekletiliyor. Tek dertleri BOP planlarına uygun bir Türkiye yaratmak. 

Peki halkımız bu tuzaklardan nasıl kurtulacak? Benim önerim şu: 

Sandık başında oy verme odasına giderken bugünlere nasıl geldiğimizi bir düşün. Henüz uzak değil 7 yıl öncesini hatırla. Korkudan telefonla bile konuşamadığın günleri hayal et. O günlerin nasıl aşıldığını, barikatların nasıl yıkıldığını anımsa. 

O barikatların yıkılışında en önde kimlerin olduğunu gözünün önüne getir. Kafandaki matematik hesaplarını bir kenara bırak. AKP öyle veya böyle gidici. Artık bu ülkeyi yönetmesi mümkün değil. “Yerine kimi koyarsam Türkiye bölünmez?”, “Terörü kim çözer, açılım belasını kim sonlandırır?”, “Komşularla ilişkileri kim düzeltir?”, “Türkiye kiminle ayağa kalkar?”, “Hangi parti üretim ekonomisine geçer?”, “İşsizlere kim iş bulur?”, “İşçiyi, çiftçiyi, memuru, emekliyi, yoksulu kim düşünür”... sorularına yanıt ara. 

Sen de kafandaki barikatları yık! Vicdanının sesini dinle. Gönlündeki partiye oy ver! 

BU İŞ 7 HAZİRAN AKŞAMI BİTMEYECEK 

Bu mücadele 7 Haziran akşamı bitmeyecek. Asıl mücadele 8 Haziran sabahı başlayacak. Yürütülecek o mücadelede kime güveneceksen onu seç. 

2012 19 Mayıs’ında İstiklal Caddesi’nde ayağa kalkan gençliği düşün. 29 Ekim’de Ulus’da barikatları aşan, Silivri Hapishane-si’ni yüz bin kişiyle kuşatan, bir milyon 89 bin kişiyle Aslanlı Yol’da yürüyenleri unutma! 

Ergenekon, Balyoz tertiplerini çökertenleri aklından çıkarma! 

Bunlar yarın yine sana lazım. Dün bir tek milletvekilleri bile yokken bunları başardılar. Ya bir de Meclis’te olurlarsa ne olur, onu hesapla! 

Kurulan tuzakları boşa çıkar. Her şey ortada. Amerika’nın “Bizim oğlanlarına” değil, “Türkiye’nin fedailerine”, “Mustafa Kemal’in askerlerine” oy ver!