Kime, yurtdışındaki 2 milyar dolarını getir dendi?

Ankara’nın öbür yakasında bu diyalog dillerde:
- “Derhal yurtdışındaki bankalarda bulunan 2 milyar dolarını Türkiye’ye getireceksin.”
- “2 milyar dolar mı?”
- “Evet bu parayı hemen transfer edeceksin.”
- “Efendim yemin ediyorum yok.”
- “Var biliyorum... Bu para ülke ekonomisi için gelmeli ve gelecek.”
- “Çocuklarımın ölüsünü öpeyim o kadar yok.”
- “Yarından tezi yok paranın tamamını Türkiye’ye taşıyacaksın.”
- “Efendim ancak 1 milyar dolar civarı belki olabilir.”
- “Ne varsa hepsini transfer edeceksin. Yoksa..?”
- “Emredersiniz efendim, derhal derhal getirteceğim..!”
Haklı olarak kim bu diyalogun tarafları diyorsunuz!
Üzgünüm ıspatlayamayacağım için isimleri açıklayamam zira dava açarlar... Ayrıca aktardığım sonuçta bir kulis dedikodusudur. Yakıştırma ya da spekülasyon olabilir. Dolasıyı ile haksızlık etmek istemem.
Buna rağmen illa da isimler diyorsanız, siz değerli okurlarım, biraz düşürseniz o iki isme ulaşırsınız!

MÜZİK NOTASINDAN BUGÜNE?

Hatırlayın Türk askerinin başına çuval geçirilmişti.
Ertesi gün gazeteciler Tayyip Erdoğan’a sordu:
- “ABD’ye nota verecek misiniz?”
Erdoğan gazetecilerle adeta eğlenerek şu karşılığı vermişti:
- “Ne notası, müzik notası mı?”
Gördünüz mü AKP jargonu ile nereden nereye gelindi.
Askerinizin başına çuval geçirildiğinde susarsanız, konsolosluklarda terörist istihdam edilir ve ona dokunmaya kalktığınızda vize yasakları ile sigaya çekilirsiniz!
Tarih, devlet ve diploması bilmemenin faturasıdır bu olanlar.
Türkiye eğer dün yapılan çuval alçaklığını sineye çekmeyip karşılık verseydi, bugün bu zilletle karşı karşıya kalmazdı.
Tam bu noktada uyarı:
ABD’nin yaptığı bu son terbiyesizliğe İncirlik’i kapatarak karşılık verilmezse, yarın çok daha büyük aşağılamalara muhatap olacağız!

BU MİLLİ FİLME SALON VERMEDİLER!

Yönetmen İsmail Güneş az sayıdaki milli sinemacılarımızdandır.
Ermeni tehcirindeki yalanları anlatan muhteşem bir film çekti.
Adı: Kervan 1915.
Ama heyhat bu film dağıtım ve salon sorunlarını aşamayınca vizyondan çekildi.
Evet Türk tarihini, devletini ve insanını aşağılayıp karalayan filmler 300-400 sinemada birden vizyona alınırken Kervan 1915’e salon vermediler.
İsmail Güneş’in suçu Ermenici olmamak ve gerçek tarihi yansıtan film çekmek zira tersini yapsaydı yaptığına sanat eseri denilip haftalarca PR yapılırdı.
Görüyorsunuz bu ülkede ulusalcı olmak çok zor...

DEVLET BENİM, BEŞİKTAŞ KİM?

Devletin valisi için Başbakanlık günlerinden beri “Benim valim” ifadesini kullanıyor.
Genelkurmay Başkanı'na, “Benim Genelkurmay Başkanım”, Büyükelçisine , “Benim elçim” diyor.
Hayır bu tutum sadece o konularda bir takıntı falan değil.
Tayyip Erdoğan çok farklı başlıklarda yine devlet eşittir benim duruşunda.
Mesela Ampute Milli Takımı'na Vodafone Park Stadı'nı tahsis ettiği için Beşiktaş’a teşekkür eden Spor Bakanı Osman Aşın Bay’ı şöyle paylıyor:
- “Beşiktaş mı yaptı o stadı ya..! Bizim verdiğimiz paralarla yaptılar.”
Pardon ama devlet eşittir ben demek olan bu tutum bir Başbakan ve Cumhurbaşkanı için doğal, yasal ve normal bir davranış mıdır?