25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kimin toprağını kime veriyorsun?

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Kıbrıs’ı bir AB toprağı yapacak, Türklerin adaya vizesiz ayak bile basamayacağı bir sözde “çözüm süreci” dayatmasını ısrarla sürdürmek, tam anlamıyla kendi ayağımıza ateş etmek demektir.

İngiltere’nin, AB’den ayrılma kararı verdiği, AB’nin Kuzey-Güney Auro bölgesi olarak bölünmesinin ve/veya zaman içinde dağılması ihtimalinin bile konuşulduğu bugünlerde, KKTC’yi Rum-Yunan ikilisinin dolaylı egemenliğine terk ederek hala bir AB toprağı yapmaya çalışmak, eğer kasıtlı değilse akılsızca bir davranıştır.

KKTC Cumhurbaşkanı M. Akıncı, büyük bir heves ve gayretle İsviçre’de “toprak” pazarlığı yapıyor bugünlerde. Tam da bu anda, Akıncı’ya sormak gerekiyor “kimin toprağını kime veriyorsun?” diye.

Aralarında Yunanistan’ın da bulunduğu birçok AB ülkesinin Büyükelçi ve/veya temsilcileri, PKK/PYD terör örgütlerinin adeta kravatlı-mazbatalı uzantısı görünümünde olan HDP’nin grup toplantısına açık destek vererek katılırlarken, M. Akıncı’ya ne yapmaya çalıştığını soracak kimse yok mu?

Kıbrıs’ta çözüm adına altında sürdürülen, nafile müzakere süreci derhal durdurulmalıdır. Şehit kanlarıyla sulanmış, kazanılmış ve korunmuş Yavruvatan’ın Türkiye’den ve onun garantörlüğünden koparılmasına asla izin verilememelidir.

KKTC’de tez elden hem Türkiye, hem Kıbrıslı soydaşlarımız eş zamanlı olarak “ilhak ve iltihak” kararını hayata geçirmek için adımlar atmalıdır.

Kıbrıs’ta “garanti ve ittifak” görüşmeleri ancak Türkiye-İngiltere ve Yunanistan tarafından gerçekleştirilebilir. M. Akıncı, bu konuda yetki ve söz sahibi olmamalıdır.

Türkiye, içerde ve dışarıda ABD-AB destek ve iltisaklı terör saldırılarıyla ve darbe girişimleriyle mücadele ederken, öte yandan her şey güllük-gülistanlıkmış gibi Kıbrıs’ta sözde çözüm müzakerelerinin, yangından mal kaçırır gibi sinsice hızlandırılmasına müdahale etmelidir. AB bir yandan Türkiye ile müzakereleri askıya almakla tehdit ederken, diğer yandan Kıbrıs’ı AB toprağı yapacak müzakerelere hız vermektedir. Bu yaman bir çelişkidir.

Akdeniz’de batmayacak bir uçak gemisi konumunda olan, Türkiye’nin tarihi-siyasi-ekonomik ve askeri hayati hak ve çıkarları olan Kıbrıs’ta, yeni bir “Bizans” oyunu ile oldu-bittiye getirilmesine mani olunmalıdır.

Bay Mustafa Akıncı’ya da, “kimin toprağını kime veriyorsun?” diye mutlaka hesap sorulmalıdır. Hem de hemen şimdi ve çok geç olmadan...

MUCİZE

Bugün 10 Kasım. Cumhuriyetimizin kurucu Ata’sını, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü büyük bir özlem-saygı-minnet ve şükranla anıyoruz. Bir taraftan her türden gericilik-bağnazlık ve yobazlığa, öte yandan bölücü-ırkçı ve dinci teröre ve arkalarındaki emperyalizme karşı varlığını ve birliğini koruma mücadelesini yine-yeniden büyük bir fedakârlık ve cesaretle veren Türk milleti, Atatürk’ün açtığı ve gösterdiği yolda, akıl ve bilimin ışığında, muasır medeniyetler seviyesine yürümekte ve Cumhuriyetimizi ilelebet payidar etmekte inançlı ve kararlıdır.

Atatürk’ün ölüm yıldönümünde 10.Kasım.2016 Perşembe akşamı (bugün) İstanbul’da CKM büyük salonda Müjdat Gezen Tiyatrosu tarafından bir tiyatro gösteriminin “galası” yapılacak. Genelkurmay E. Başkanımız Sn. İlker Başbuğ’un yazdığı ve Sn. Melike İlgün ile birlikte oyunlaştırdığı “MUCİZE” isimli oyunun yönetmeni ise, Sn. Ayşe Emel Mesci.

Sn. İlker Başbuğ, son dönemdeki tavrı-konuşmaları ve duruşu ile Türk milletine ve tüm Cumhuriyet sevdalılarına adeta tercüman oluyor ve takdir topluyor. TSK’yı itibarsızlaştırmaya, subaylarımızı-askerlerimizi birbirlerine düşürmeye yönelik her türlü polemik ve suçlamalardan uzak duran, vakur ve bilinçli bir çizgi izliyor.

Atatürk Cumhuriyetinin kurucu değerlerine gönülden bağlı, Mustafa Kemal’in bir askeri olduğunu dosta düşmana gösteriyor. Korkmuyor, sinmiyor, saklanmıyor, ağır başlı-mütevazı ama bir o kadar da kararlı ve yürekli milli ve Cumhuriyetçi bir duruş sergiliyor.

“MUCİZE” isimli eseri, hem yazan hem de sahneye koymak üzere oyunlaştıran titiz ve uzun bir çalışma yürütmüş.

Şöyle diyor Sn. Başbuğ; “... Atatürk’ü ve mucizesini yazmak ve oyunlaştırmak çok büyük bir manevi sorumluluk-ciddiyet ve titizlik gerektiriyordu. Umarım ona layık olabileceğimiz bir eseri sergilemiş oluruz...”

Tebriklerimiz ve alkışlarımız Sn. Başbuğ için...