19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kimse rakibine oynayacak zaman bırakmıyor

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Futbolun geldiği nokta çok belli. Futbolun dışındaki unsurlar futbolda hep görsel hoşluk yaşatan becerili hareketleri öncelikli olarak görse de bugünün oyunu artık güce ve disipline dayanıyor. Eğer yeterince güçlü değilseniz, mücadele anında dikkat ve oyuna yoğunlaşmanız üst düzeyde değilse, büyük olasılıkla oyunun ilerleyen dakikalarında önemli bir hata yapacaksınız, karşı takım da sizin yapacağınız bir kusurlu hareketin peşinde olacak. Artık maçlar böyle oynanıyor.
Öte yandan Avrupa Futbol Şampiyonası henüz ilk maçlarında gösterdi ki yıldız futbolcu devri kapanmıştır. Artık yıldız, takımın kendisidir. Yıldız diye bilinen, futbola özgü sorunları bireysel davranışları ile çözmeye çalışan oyuncular, tek başlarına çok da işe yaramıyorlar. Bizim Arda Turan merkezli oyun anlayışımız daha ilk maçta çöktü. Arda bir yana, dünyanın birkaç büyük oyuncusundan biri olarak kabul edilen Cristiano Ronaldo, İzlanda karşısında koşacak ne alan bulabildi ne de becerilerini sergileyecek zaman.
Tarihinde Avrupa Futbol Şampiyonası’na ilk kez katılan İzlanda öylesine büyük bir mücadele azmi ortaya koydu ki bireysel becerisi yüksek Ronaldo ve Nani neye uğradığını şaşırdı. İzlanda rakibini durdurmayı hem gücü hem de aklıyla, planlı oyunuyla gerçekleştirdi. Her ülke kendi futbol takımının neleri iyi yaptığını, hangi noktalarda kusurlu olduklarını biliyor. Bizim eleme grubundan direkt olarak şampiyonaya katılan İzlanda, savunmasının önünü açtığı an sorun yaşayacağını biliyordu. Bu yüzden Portekizlileri sürekli kanatlara yönlendirdiler. Kanatlardan gelen atakları ise yüksekten gelenlerde zorlanmadılar, yere indirilen toplarda ise ikili sıkıştırma ile sorun yaşamadılar. Çünkü İzlandalılar kendilerinin boy oranının yüksek (İsveç birinci 1.86, İzlanda ikinci 1,85) Portekiz’in ise bizimle birlikte turnuvanın 2. en kısa takımı (Türkiye ve Portekiz 1.81, İspanya 1.80) olduğunu biliyorlardı. Gerçi kısa boylu olup da zamanlama yeteneğiyle bu eksikliğini gideren çok oyuncu vardır. Ancak futbolun, yeri geldiğinde çoğu zaman yüksekten oynandığını göz önüne aldığımızda boy oranı önemli bir anahtar faktör olmaktadır.
İzlandalılar rakibini kanatlara yönlendirirken Portekizliler de inadına kanatları kullandılar. Yani rakibin kurduğu tuzağa düştüler. Hatta İzlanda teknik direktörü oyunun son 15 dakikasında Quaresma’yı sahaya gönderdi. Ancak tek bir orta bile yapamadı. Bu karşılaşmada Quaresma ve Nani’nin hallerine baktığımızda Fenerbahçe’nin şampiyonluğu neden kaçırdığının nedenini görebiliyoruz. Nani bir yıldız ama takımı takım değildi. Beşiktaş ise iyi bir takım olduğu için sıradan oynayan Quaresma’yı bile sırtında taşıdı.