16 Nisan 2024 Salı
İstanbul 26°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Kırılma’ ne zaman oldu?

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

FETÖ uzun süredir savunmadaydı.
7 Haziran sonrasında umutlanmıştı. Ortaya çıkan siyasi tabloda rahatlayacaklarını düşünüyorlardı. Örgüte, “Dayanın, bu tehlikeyi atlatacağız” mesajları
iletildi.
7 Haziran seçimleri öncesinde ve sonrasında FETÖ soruşturmalarında yavaşlamalar oldu. Emniyet ve yargıda kelle koltukta FETÖ ile mücadele eden savcı ve polisler endişeliydi. Kendilerine kurumsal destek verilmediğinden şikayetçilerdi. Hatta bizlere “İktidar FETÖ ile anlaşır mı?” diye soranlar bile vardı.
Aynı durum AKP içinde de hissedildi. Davutoğlu ekibi suçlanıyordu. Kulislerde, “Beştepe’den verilen talimatlar kulak arkası ediliyor” sözleri duyulmaya başlamıştı.

FETÖ’NÜN TAKTİĞİ
AKP yeniden tek başına iktidara gelince FETÖ iyice geri çekildi. Kendilerine yönelik mücadeleyi soğutma ve zamana yayma taktiği izledi.
Emniyet ve yargıdaki “gizli” elemanlar devreye sokuldu. “Soruşturmaların içini boşaltma ve mümkün olduğu kadar uzatma” talimatı verildi.

ÇILGINLIK HAMLESİ
İşler hızla kötüye gidiyordu. FETÖ ile mücadelede kararlılık ve operasyonların genişlemesi örgütte çözülmeleri hızlandırdı. Yargıda, emniyette, iş dünyasında, bürokraside peş peşe itirafçılar ortaya çıktı. Pensilvanya’dan kritik isimlere ve illerdeki mütevelli heyetlerine “kaçın” talimatı verildi.
Bazı Ergenekon, Balyoz, ... tertipçileri soluğu yurt dışında aldı. Birçok örgüt elemanı izini kaybettirdi. Soruşturmalar adım adım ilerledi ve TSK’ya dayandı. FETÖ giderek sıkışıyordu. Aslında asıl sıkışan ABD idi. Son şanslarını denemeye kalktılar.

ORTALIĞI BULANDIRMA ÇABALARI
Ankara kulisleri şu günlerde çok hareketli. Bilgi kirliliği yaşanıyor. Belli ki birileri ortalığı bulandırıp aradan sıyrılmaya çalışıyor. İşi özünden koparıp magazinleştirme gayretinde olanlar da var. “Çakma darbe” iddialarını savunanların sayısı hızla azalıyor. Darbe girişiminin “ABD-FETÖ ortak operasyonu” olduğu konusunda kafalar iyice netleşmiş durumda.
İşin ciddiyetinin herkes farkında.

NE ZAMAN KARAR VERİLDİ?
Kulislerde, “Darbe için düğmeye ne zaman basıldı?” sorusuna yanıt aranıyor. Çok sayıda iddia var. Konuyu, devlette çok kritik görevlerde bulunmuş isimlere sorduk. İşleri gereği birçok olayın perde arkasını bilenlerin anlattıkları özetle şöyle:
“İşin gerçeği darbe girişimini tahmin etmemiştik. Çünkü darbe için şartlar yoktu. Teröre tepki vardı ama bu yeterli değildi. Olaydan sonra yaşananları kavramak için geçtiğimiz on yılı gözümüzün önünden geçirdik. Olayları tek tek değerlendirdik. Bu iş ABD’siz olmazdı. ABD’nin neden böyle bir karar verdiğini anlamaya çalıştık. Vardığımız sonuç şu:
Önce Başbakan Ahmet Davutoğlu görevden alındı. Davutoğlu görevden alınınca, ABD devletinin etkili yayın organı Foreign Policy dergisi ‘Amerika Ankara’daki adamını kaybetti’ yorumunu yaptı. Şifre bu cümlede. Arkasından bir başka kritik isim Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ferudun Sinirlioğlu’nun kararnamesi açıklandı. Bu iki olay ABD açısından kırılma noktası oldu.”
Aynı kişiler ısrarla İsrail ve MOSSAD vurgusu da yaptılar. “CIA, MOSSAD olmadan olmaz” dediler.

HEDEF TSK
Görüştüğümüz emekli askerlerin değerlendirmesi de benzer. ABD’nin, TSK’nın PKK’ya karşı etkili mücadelesinden rahatsızlığını gündeme getirdiler. Özetle şunları söylediler:
“ABD ‘kontrolümüzden çıktı’ dediği TSK’ya Ergenekon, Balyoz, ... tertipleri ile savaş açtı. Ciddi de zarar verdi. Komuta kademesi FETÖ’cü hakim ve savcılarla belirlendi. Tertip çökünce TSK kendini toparladı. 24 Temmuz 2015’te başlattığı operasyonlarla halkın gözbebeği oldu. ABD’nin kara gücü PKK’yı hendeklere gömdü.
Binlerce ABD askeri (PKK’lılar)
etkisiz hale getirildi. ABD bunu hazmedemedi.”
Değerlendirmeler böyle. Yorum sizin!