25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 24°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kırmızı Ay’a tutulanlar

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Ailece Ulusal Kanal Haber Masası müptelasıyız. Öğlen saati Haber Masası programını babamla seyrediyoruz. 16 Nisan günü (dün) Balyoz davasında yargılanan komutanlarla dayanışma için Silivri Nöbet çadırını ziyaret eden eski Donanma Komutanı açıklama yapıyor. Babam heyecanla müdahale ediyor: “Komutanın arkasındaki şahıs Veli Küçük değil mi?” diye soruyor. “Ona çok benziyor” dedim. “Hayırdır? Ne oldu?” diye sordum? Babam anlattı: “Veli Küçük 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Samandağ ilçesi Çevlik Seyyar Jandarma komutanı olarak görev yaptı. Jandarmanın ihtiyacı olan gıda ihtiyacı bizim marketten karşılanırdı. Bu vesile ile yakın olduk. İlçemizde sevilmezdi. Köylülerimize zulüm etmiştir. İlçemizi kaçakçı olarak telakki etmiş ve kaçakçılıkla mücadele adı altında aslında ideolojik düşmanlığından kaynaklı nefretine kılıf aramıştır. Öz kuzenlerimi güneş battıktan sonra tarlada çalıştıkları için bizzat kendisi dövmüş ve tehdit etmiştir. Bundan dolayı kendisi ile çok şiddetli bir tartışma yaşamıştım. Kendisine bu zulmün yanına kar kalmayacağını söyledim. O tartışmadan sonra marketimizden alış verişi kesti. Türkeş sevdalısı olduğu için sol meşrepli ilçemize karşı önyargılı ve düşmanca tutum içindeydi. Küfürbazdı. Bir gün bana “Türkeş bir gün hükmetsin ben o gün öleyim” demişti. Ben de kendisine “Türkeş zihniyeti hükümdar olmayacak ve sen o günü görmek için uzun yaşayacaksın. Türkeş kadar Atatürk’e sahip çıksaydınız bu ülke bu kadar ayrışmaz bu kadar bölünmezdi” demiştim. Antakya Halk Bankası Müdürüne ait makam aracı Samandağ’da oğluna çarpmış ve ölümüne sebep olmuştu. Bu olay onu çok sarstı. Taziyesine gittiğimde o sert, haşin komutandan eser yoktu. Gözlerinden akan gözyaşını görünce, inşallah gözünden akan yaş rahmet duygusuna dönüşür ve katı yüreğini sular temennisinde bulundum. Şimdi bu insanı kumpas ve komplo ile Silivri zindanına atmışlardı. Bugün halen içeride olan mazlumlarla dayanışma için Silivri’ye gitmiş olduğunu görüyorum. Eminim o gözyaşları Veli Küçük’ün yüreğine rahmet tohumunu ekmiş olmalı. Yoksa ABD’nin zulüm makinesinden nasibini almazdı” dedi. Babamın bir önerisi de oldu. “Bir yolunu bul bu adamı Samandağ’a davet et. Samandağ halkına hitaben konuşsun. Eski hataları için özür dilesin. Bu onu küçültmez aksine büyütür. Bugün yaptığı doğrular eski hataları affettirir ama yine de yapacağı samimi bir değerlendirme ile helallik istesin” dedi. Buradan babamın davet talebini Sayın Veli Küçük’e yapmış olayım.

Oda TV’ye eleştiri

Araştırmacı yazar Ali Rıza Üçer bana gönderdiği elektronik mektubunda OdaTV.com haber sitesinin neşrettiği bir araştırma yazısının “intihal” olduğunu iddia etmiş: “Sitenizde 13 Nisan 2014 tarihinde kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Gülümser Heper imzasıyla yayımladığınız “Bilinmeyenleriyle Çin Gerçeği” başlıklı yazının Asia Times yazarı David (Davut) Goldman’dan intihal olduğuna ilişkin eleştirimizi ve bu nedenle de yayın ahlak kuralları, dahası ODA TV okurlarına göstermeniz gereken saygı gereği intihal yapan yazarın da savunması alındıktan sonra iddiamızın doğru olduğu kanıtlandığı takdirde geri çekmenizi talep etmiştik. Ancak lütfedip bir yanıt vermemeniz bizi ziyadesiyle üzdü” demiştir. Sayın Üçer: “David Goldman, ABD’nin Judeo-Hıristiyan ahlakının çöküşe karşı en iyi savunması olduğunu ileri sürmektedir. Ulusalcı bir sitede (ODA TV) yayımlanmasına karşın Peres güzellemesine dayanmıştır. Ulusalcılara İsrail sempatisi kazandırmaya yönelik judeo-hıristiyan bir bakışla kaleme alınmıştır. Yazı yazılmamış yazdırılmıştır” demektedir. Bu uyarı ve eleştiri yabana atılamaz. OdaTV yetkilileri bu konu ile alakalı acilen okurlarına bir açıklama yapmalıdır.

Kelepir ‘Osmanlı’ kalesi

Bir çağrımız da Sayın Davutoğlu’na. Suriye toprakları içinde yer alan ve “Türk” toprağı ad ettiğiniz Süleyman Şah Türbesini korumak için savaşı bile göze aldınız. “Vatan haini Paralel Yapı” mahrem savaş konuşmalarınızı deşifre etmiş ve bu savaşı çıkartmak için Dışişleri Bakanlığında savaş nasıl çıkartılır oyunları bile oynamışsınız. Şimdi önünüzde savaş bile çıkarmadan sadece bas parayı al kaleyi ile sahip olabileceğiniz bir kelepir İtalyan kalesi var. “Ecdadınız” Osmanlıya karşı direnen ve yayılmasını engelleyen bir kale iflas bayrağı çekmiş İtalya tarafından satışa çıkarılmış. Gerçi Arabistan yarımadasındaki tek Osmanlı kalesi Caber’i yıkarlarken siz Osmanlı hayalperestlerin kılı kıpırdamadı ama söz konusu bir İtalyan kalesi olunca belki Osmanlı yardımsever yönünüz harekete geçer. Hazır Cumhurbaşkanlığı makamında Letonya’dan gelen misafiri karşılamak için bekleyen atlı birlikler oradayken bir ata binip eski kankanız Barlescone’nin yurduna sürün ve kelepir “Osmanlı” kalesini fethedin.