20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kıyamet senaryosu!

Soner Polat

Soner Polat

Eski Yazar

A+ A-

Dün sabah uyandığımda dehşet içindeydim... Pijamalarım terden sırılsıklam olmuştu. Düş, daha doğrusu tam bir kâbus görmüştüm! Suudi ve Katarlı askerleri bindiren gemi halatlarını fora ederek limandan ayrılıyordu... Araç, silah ve malzemeler ise askeri ve sivil nakliye gemilerine yüklenmişti! Vahhabi/Sünni Ordusu kutsal (!) bir savaş için yola çıkmıştı. Dalgaları yara yara ilerliyordu... Muharip uçaklar çoktan havalanmış ve İncirlik’e konuşlanmıştı. Suriye’deki Müslümanlara hadleri bildirilecekti! Nasıl olur da Diktatör (!) Esad’ın peşine takılırlardı... O zaten Şiiliğe yakın Nusayri inancındaydı! Müslüman bile sayılmazdı! Türkiye’nin de katılımı ile Sünni cephe tamamlanacaktı... ABD ve İsrail bu cepheyi dışarıdan destekliyordu!

OSMANLI VAHHABİLİĞİ ÇOK İYİ BİLİYORDU
Rüyamda düşünüyordum: Ortada çok açık bir çelişki vardı... Ecdadımız Vahhabiliği kendisine tehdit olarak görmüş ve bu sahte akımla bütün gücü ile mücadele etmişti! Vahhabilik emperyalizm ile bütünleşerek hem Osmanlı’ya hem de İslam’a ağır darbeler indirmişti. Bu o kadar böyleydi ki Osmanlı Amirali Eyüp Sabri Paşa bu konuda 1888 yılında, “Vahhabiliğin Doğuşu ve Yayılışı” adlı bir kitap bile yayımlamıştı...

SURİYE’YE BALIKLAMA DALMAK
Televizyon kanalları arka arkaya son dakika haberleri geçiyordu. Yabancı kanallar, başta CNN olmak üzere özel programlar düzenlemişti. Türkiye ve dünya nefesini tutmuş, Suriye’ye askeri müdahalenin sonuçlarını tartışıyordu... Acaba Üçüncü Dünya Savaşı mı başlamıştı? Sünni Ordusu’nun hava koruması nasıl sağlanmıştı? Rus uçakları ile Sünni uçakları “it dalaşı” yapacak mıydı? Acaba Atlantik destekli Sünni Ordusu ile Rusya destekli Avrasya Ordusu hangi bölgede karşı karşıya gelecekti? İlk kez tetiğe havada mı, karada mı basılacaktı! Tarafların birbirlerine karşı avantaj ve dezavantajları nelerdi?

TARTIŞMALAR DÜNYANIN HER NOKTASINA YAYILIYOR
Acaba ilk kurşun namluyu terk ettikten sonra NATO ne yapacaktı? Meşhur “Article 5 (5’inci Madde)” devreye sokulacak mıydı? NATO topyekûn Türkiye’nin yanında savaşa giriyor muydu? Ya da 28 NATO ülkesinin oy birliği gerektiğinden, bazı ülkeler mızıkçılık yapacak, NATO da bu ülkelerin arkasına mı saklanacaktı? Veya NATO sadece lojistik destek mi sunacaktı?
Diğer taraftan, Doğu NATO’su olan Rusya’nın önderlik ettiği “Kolektif Savunma Teşkilatı Örgütü (KGAT)” hangi rotaya dümen kıracaktı? Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Beyaz Rusya ve Ermenistan’dan oluşan bu teşkilat, anlaşmaya sadık kalarak Rusya’nın yanında savaşa girecek miydi? Kazakistan ve Kırgızistan soydaşları Türklere karşı nasıl bir tavır alacaktı?

RUSYA SURİYE’DE NE KADAR GÜÇLÜ?
Sizin de başınıza gelmiştir. İnsan rüya görürken bazen muhakemeler yapar. Düşündüm... Dedim ki “Rusya’nın Suriye’de en fazla 90-100 uçağı ve hava savunma silahları var!” Hepsi bu! Kaldı ki bunları bile ağırlıklı olarak denizden ve tali olarak çok uzun bir hava yolu ile destekleyebiliyor. Yani taşıma suyla değirmen döndürüyor! Boğazlar kapanırsa, sadece hava yoluna mahkûm olur! Eğer savaş sadece Suriye’de sürecekse ve de vekâlet savaşı gerçek bir savaşa, genel bir çatışmaya dönüşürse, bütün koşullar Rusya’nın aleyhine döner. NATO’nun açık ya da örtülü Suriye’ye yönelik deniz ablukası da göz ardı edilmemeli!

KANAL İSTANBUL KADAR ÇILGIN ATAKLAR!
Bütün dünyada televizyonlar tek bir habere kilitlendi: “Türkiye, Türk Boğazlarını kapattı!” Televizyonlarda strateji uzmanları adeta resmigeçit yapıyor... Beyin jimnastiğine devam ettim: Rusya böyle bir durumda, istemese de askeri zorunluluklar nedeniyle çatışmaları Suriye’nin dışına taşıyabilir! NATO’da çatlak yaratmak ve sükûnet isteyen Avrupalıları korkutmak için sınırlı etki yaratan 1-2 nükleer başlıklı taktik füze fırlatabilir... Türkiye ve Rusya sözde değil özde birbirine girer! ABD ve İsrail ellerini ovuşturarak seyreder. İki ülkeyi de bölmek için ellerine altın bir fırsat geçmiştir...
Uyandığımda, derin bir soluk aldım! Kıyamet Senaryosu sadece düşten ibaretmiş!