24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kölelikten özgürlüğe

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Cumhuriyet nedir, sorusuna verilecek en doğru cevap bence şudur: Bir toplumun kölelikten çıkıp özgürleşmesidir... Bu cevap ile; büyük Atatürk’ün şu açıklaması tam bir uyuşum içindedir: “Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir.” Cumhuriyet devriminden önce millet yoktu; ümmet vardı... Birey yoktu, kul vardı. O kul; başındaki padişahı Allah’ın yer yüzündeki gölgesi (zıllullah-ı ruy-i zemin) kabul eder; Allah’a baş eğer gibi ona baş eğerdi. Ümmet denilip köleleştirilen halk tabakalarının fikrine önem verilmesini bırakın, fikrini belirtmesi bile suç sayılırdı.Cumhuriyet devrimi, işte bu kara düzeni yıkarak halkı birincil hale getirdi. Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin 3 bin yılı bulan devlet deneyimindeki en ileri ve en çağdaş adımdır.Cumhuriyete giden yol, 23 Nisan 1920’de açılan Büyük Millet Meclisi’ne asılan şu temel ilkede dile getirilmiştir: “Hakimiyet, bila kayd ü şart milletindir.”Ne diyor bu Osmanlıca slogan: Egemenlik hiçbir şarta bağlanmaksızın millete aittir.Yani, egemenlik, Osmanlı ailesinin olamaz, zenginlerin olamaz, herkesindir.Bu içeriğiyle, 29 Ekim 1923 devrimi; Türk tarihindeki en büyük demokratik devrimdir.
OSMANLI KİMDİ?Cumhuriyet rejimi; Osmanlı padişahlığının yerine kuruldu. Kurtuluş Savaşımız, dışarıda emperyalist devletlere karşı verildi ama asıl çatışma iç güçler arasında yaşandı. Cumhuriyetçi güçler Ankara’da, padişahçı/saltanatçı gericiler İstanbul’da toplandı. Bu yüzden İstiklal Savaşımız, aynı zamanda Ankara’nın İstanbul’a karşı yürüttüğü bir savaştır.Böyle baktığınız zaman din adamı görüntülü İskilipli Atıf’ın, İzmir’i işgal eden Yunan ordusunu, “Padişahımızın ordusu!” diye övmesinin sebebini anlarsınız...Mustafa Kemal ve arkadaşları sadece Yunanlılar-İngilizler-Fransızlarla değil bunların kuklası haline gelmiş bulunan Osmanlı padişahı Vahdettin’le de savaşarak cumhuriyeti yaratmıştır. Düşünün ki bu Vahdettin 17 Kasım 1922’de Türkiye’den kaçarken karılarını bir Müslüman aileye değil İngiliz işgalcilerinin komutanı General Harrington’a emanet etmiştir. İnanmayan varsa, Harrington’ın dilimize de çevrilen anılarına bakabilir. İşte Osmanlı budur.Bunun çevresini iktidardan yararlanan çıkarcı din adamları ve sömürgecilere hizmet eden devlet görevlileri sarmıştı. Ticareti, azınlık denilen Rum, Ermeni, tüccarlar ile İngiliz-Fransız kapitalistler ele geçirmişti.Emperyalist Batılılar, Osmanlı Devleti’ni önce borçlandırmış; sonra da bu borcunu geri almak için Düyun-ı Umumiye (Genel Borçlar Yönetimi) diye bir örgüt kurmuş; devletin bütün gelirlerine el koymuştu.
TÜRK DÜŞMANIYDILAROsmanlı sistemi içinde Türk milletinin yeri yoktu.Çünkü; Osmanlı dedikleri tabaka; yabancı ülkelerden esir edilerek getirilmiş ve burada yetiştirilmiş insanların oluşturduğu devşirme geleneğine dayanıyordu. Bunlar tarafından Türkler; “Akılsız Türk” hatta “Eşek Türk” diye aşağılanıyorlardı. Bununla ilgili şiirleri merak edenler, bizim “Kitab-ı Ekabir/SEÇKİNLER KİTABI” isimli çalışmamıza (Kripto Yayınları) bakabilirler.)Osmanlı sisteminde okuma yazma oranı yüzde 5 bile değil. At nalı çivisini bile dışarıdan satın alıyor; yani sanayi diye bir şey yok. Orduları hep bozguna uğruyor. Donanması Haliç’e hapsedilmiş ve orada çürümüş... Gayri Müslimler askere gitmiyor; ölen hep horlanan Türklerin çocukları. Askerlik süresi 25 yılı bile buluyor. (İnanmayan varsa Şair Eşref’in 2. Abdülhamit’i eleştiren şiirine baksın...) Hastalıktan kırılan, savaşlarda ölen, aç gezen onlar ama “Türküm!” diyenler, Padişah 2. Abdülhamit tarafından zindana atılıyor... Her milletten olmak serbest ama Türk olmak yasak...İşte Mustafa Kemal ve arkadaşları bu Türk düşmanı sistemi yıktılar...* * *Bu kara düzenin torunları şimdi Osmanlı Ocakları gibi dernekler kurarak, siyasi partilerde örgütlenerek cumhuriyete karşı savaşıyorlar.Bunların dedeleri o günlerde Yunan ordusu ile birlik olarak Türk ordusunu arkadan vuranlardı. Bunların dedeleri dün, “Bizden adam olmaz, İngilizlerin korumasına sığınalım!” derken bizim dedemiz Mustafa Kemal, “Ya istiklal ya ölüm!” diyerek tutsaklığa baş kaldırıyordu.Gelin görün ki Türkiye şimdilerde Osmanlı artığı işbirlikçi gericilerin işgalinde... İlişkilerine bakın: Mutlaka Amerika ile bağlantılarını görüyorsunuz...Türk’e düşmanlar; Türkiye Cumhuriyeti’ne düşmanlar ama aramızda dindarlık elbisesi ile dolaşarak kendilerini gizliyorlar.Bu münafıkların inadına kimsesizlerin bayramı olan Cumhuriyet Bayramı’nı kutladık, kutluyoruz; kutlayacağız...Yaşasın milli irade, yaşasın egemenlik; kahrolsun emperyalizmin maşası gericilik!Yarın: Cumhuriyet’in ertesinde...