Korkma! (1)

11 Mart 1984 günü Lüksemburg’da A Milli Futbol Takımımız Lüksemburg ile “dostluk maçı” yaptı. Televizyondan canlı yayın yok, maçı sadece radyodan dinliyorduk. Birden, bazı sesler geldi ve yayın kesildi. Link hatlarından kaynaklanan teknik bir hata sanmıştım önce. Arada bir, spiker skoru söylüyordu, sonra yayın yine kesiliyordu. Sonra öğrendik; canlı yayın kulübesini teröristler basmış; TRT’nin cesur spikeri, hangisiydi hatırlamıyorum, basıldığı anda sesi kapamış, fırsat buldukça da bağlantı kurup dakika ve skoru söylemiş. Bugün, maçın görüntülerini izliyorum; tribünler tıklım tıklım, maç dağ başında değil, Lüksemburg kamu otoritelerinin onayı dışında böyle bir eylem olamaz. Sahadaki maçı 3-1 kazanmıştık. Masada o kadar başarılı değildik ki, hatırladığım kadarıyla Lüksemburg bu olaydan dolayı ceza almadı!

3 Ekim 2019, yine Lüksemburg’da, bu sefer bir Avrupa Ligi maçı: Dudelange-Karabağ... Lüksemburg temsilcisi Dudelange; Makedonya, Estonya ve Ermenistan temsilcilerini eleyerek gruplara kaldı. Azerbaycan Şampiyonu Karabağ da Şampiyonlar Ligi’nde Arnavutluk ve İrlanda Şampiyonlarını eleyip Güney Kıbrıs Şampiyonu Apoel’e elendi. Avrupa Ligi Play-off maçında Kuzey İrlanda’dan Linfield’i eledi. Apoel ile Avrupa Ligi grubunda yine eşleşti. Lüksemburg temsilcisi ilk maçta Apoel’i deplasmanda yendi. Dudelange-Karabağ maçı bu yüzden çok önemli idi. Ermenistan, Avrupa Kupaları’ndaki temsilcileri Eleşkirt ve Ararat ile emperyalist bir yalanın propagandasını yaparken; Azerbaycan’ı Ermeni işgali altında bulunan Karabağ’ın temsil etmesi çok doğrudur. Maçın 30. dakikasında Karabağ Dudelange karşısında 2-0 öne geçti. Bu sırada sahaya dev bir drone (uçangöz) girdi. Uçangöz’de Ermeni işgalindeki Karabağ’da kurulan Artsah ya da bilinen ismiyle Dağlık Karabağ Cumhuriyeti bayrağı asılı. Bayrak Ermenistan bayrağının benzeri, renkler ve sırası aynı. Havadan santraya kadar gelen uçangözdeki bayrağı Karabağ’ın Azeri futbolcuları topla düşürmeye çalışırken maçın İskoç hakemi John Beaton, uçangözden yapılacak olası bir saldırıdan çekinerek Azeri futbolcuları ivedilikle soyunma odasına çağırıyordu. Azeri futbolcular, işgalcinin bayrağını uçangözden düşürmeye çalışırken; tamamı yabancılardan kurulu ülkemiz temsilcisinin bir Avrupa kupası maçında PKK paçavrasıyla benzer bir saldırı olsa, kaç futbolcunun o paçavranın farkında olacağını da düşündüm. Azeri taraftarlar “Karabağ Azeridir, Azeri kalacak” diye haykırdılar. Yarım saatte ortalık sakinleşti. Lüksemburglu yetkililer saldırıdan haberleri olmadığını söylediler. Maç kaldığı yerden devam etti. Azeriler maçı 4-1 kazandı. Sahada yine kazandık, masada ne olacağını bekliyorum. 35 sene sonra yine aynı şekilde, Lüksemburglular ceza almazsa; ülkemiz sınırlarındaki yerlerin isimlerini taşıyan Ermeni kulübü Eleşkirt ve Ararat ya da Yunan Atramitos (Edremit) maçlarında sahanın ortasına uçangöz ile Türk Bayrağı’nın girmesinin ya da Güney Kıbrıs temsilcisi Famagusta’nın (Gazimağusa) maçlarına KKTC bayrağının girmesinin de cezası olmaz, değil mi?

Hep, iktidarı dönüşümlü paylaşan ABD’deki koca koca eşek ve filler bulandıracak değil ya; 35 yılda yapılan bu iki benzer saldırı da gösterdi ki; sinek küçüktür ama mide bulandırır. Mide bulandıran başka bir şey de sanal ortamda gezen emperyalizmin yalanlarıyla Tractor takımını anlatan paylaşımlar. İran’da Azerilere ve Türklere baskı yapılıyormuş da, Tractor bu baskıya baş kaldırıyormuş. Hafta sonu İranlı bir futbolcu ile karşılaştım, İran liginin Türk takımı Tractor’ü konuştuk. Şirazlı bu Pers genci, Tractor’ü Şiraz kadar sahiplenmiş. Mustafa Denizli’nin başantrenörü olduğu Tractor’ün sponsoru Türk bir havayolu şirketi. Maçlarda Azerbaycan ve Türk bayrakları açılıyor. Marşlarında “Azerbaycan benim yurdumdur” diyorlar. 2009-2010 sezonunda 57.000 seyirci ortalamasıyla İran Ligi seyirci rekorunu kırmışlar. Ayrıca; ülkeleri İran’ı 2013’ten 2018’e kadar 5 kez Asya Şampiyonlar Ligi’nde de temsil etmişler. Ne İran baskısıymış ki, almış Tractor’ü, ülkesini temsil ettirmiş! Emperyalist yalanların peşinden giden sözde milliyetçi, Ermenistan işgali altındaki Azeri toprağı Dağlık Karabağ’ı görmez, Karabağ’ın maçına Ermeni bayraklı uçangöz saldırısından bihaberdir; ülkelerinde özgürce Türkçe konuşan ve geleneklerini yaşayan Tebriz’i kışkırtmanın piyonluğunu yapar.