20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

1 ekmek için kredi kartı! Büyük patronlar: Vatandaşla aynı gemideyiz

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Çarşamba günü akşamı büyük patronların örgütü TÜSİAD’ın kokteyli vardı. İşten çıkıp kokteylin yapılacağı otele doğru yola çıktım. Giderken Kızılay’da bir markete uğradım. Ödeme yapmak için kasada sıra beklerken bazı müşterilerin 1-2 liralık harcamaları için bile kredi kartı kullandıklarını gördüm.

Derken önümdeki bayan kasaya bir ekmek koydu. Kredi kartını verdi. Çok şaşırdım. Ödemesini yaptıktan sonra kasiyere, “Bir ekmek için kredi kartı mı kullandı” diye sordum. Hiç şaşırmadı. “Benzer durumda o kadar çok müşteri var ki! Bize ekmek parasını nakit verse evine gitmek için otobüs, dolmuş parası kalmayacak” dedi.

TÜSİAD KOKTEYLİ

Çok etkilenmiştim. Bu ruh haliyle TÜSİAD kokteyline katıldım. Gündem ekonomiydi. İşadamlarının sıkıntısı yüzlerinden okunuyordu. Eskiden bu tür toplantılarda patronlar genelde yüksek perdeden konuşurlardı. Şimdi konuşmaktan çok ekonominin nereye gittiğini öğrenmeye çalışıyorlar.

Durum tersine dönmüş. Geçtiğimiz yıllarda gazeteciler olarak biz sorardık, onlar yanıtlardı. Şimdi daha çok onlar sordu, biz yanıtladık.

ÖNÜMÜZÜ GÖREMİYORUZ

Büyük patronlar tedirgindi. Önlerini görememekten şikayet ediyorlar. Kârlarını arttırmaktan çok servetlerini kaybetme endişesi taşıdıklarını gördüm.

Ekonomi ile ilgili kararların tartışılmadan alındığını ifade ettiler. Ekonomi bürokrasisinin yetersizliğinden yakındılar. Dertlerini anlatacak yönetici bulamamaktan şikayetçiler. Vatandaşın alım gücünün düşmesinin sıkıntıyı büyüttüğünü kaydettiler. “Vatandaşla aynı gemideyiz” vurgusu yaptılar.

REEL SEKTÖR KRİZİ

Bu arada ilginç bir olayla karşılaştım. Daha önceden tanıdığın kişilerin de olduğu grup bir masa etrafında toplanmış hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Yanlarına yaklaştım. Tartışmaya kulak verdim.

Bir saat önce bir markette karşılaştığım durum onların da gündemindeydi. “Vatandaş kredi kartı ile idare ediyor. 50 kuruşluk suyu bile kredi kartıyla alıyor. Kimsede nakit yok” diyorlardı.

Belli ki sıkıntı büyüktü.

ÜRETİCİYDİM, ŞİMDİ SEYİRCİYİM

77 yaşındaki tarım aletleri üreticisi bir işadamına ekonominin durumunu sordum. “Benim TÜSİAD üyeliğimin altında rahmetli Sakıp Sabancı’nın imzası var. Hiç bu duruma gelmemiştik. İşler çok kötü. Ben işleri iyice küçülttüm. Eskiden üreticiydim, şimdi ‘seyirci’ durumuna geldim” yanıtını verdi.

Askeri giyim konusunda uzmanlaşmış bir işadamı herkesin C, D, E planlarını devreye sokmaya çalıştığını bildirdi. AKP döneminde hormonlu büyüyenlerin bile zorda olduğunu ifade etti.

Her şey çok açık. Ekonomi SOS veriyor. Reel sektör krizi yaşanıyor. Vatandaş da, esnaf da, küçük-büyük sanayici de sıkıntıda.

BAŞKANLIK KAYGISI

Patronlara Erdoğan’ın “Başkanlık” hamlesini de sordum. Tedirginler. Uluorta konuşmak istemediler. “Sen nasıl düşünüyorsan biz de aynısını düşünüyoruz” demekle yetindiler.

Bu işin Meclis’te kapanmasından yana oldukları çok açık. 330 bulunmazsa çok rahatlayacaklar.

RUSYA, SURİYE

İşadamları Aydınlık’tan olduğumu öğrenince çok daha fazla ilgilendiler. Peş peşe soruları sıraladılar. Özellikle de Rusya ve Suriye’deki gelişmeleri öğrenmek istediler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Suriye’ye Esad’ın hükümranlığına son vermek için girdik” sözleri panikletmiş.

Rusya, Çin ve İran’la yeniden kriz yaşanmasından korkuyorlar.

Vatan Partisi’nin Rusya krizinin çözümündeki katkısından haberdarlar. Suriye ile normalleşme konusundaki çabaları biliyorlar. Bu konuda çok ayrıntılı sorular yönelttiler.

Sık sık “Suriye ile normalleşme olabileceğine inanıyor musunuz?” diyerek, Suriye ile normalleşme ihtimalinin hangi boyutta olduğunu anlamaya çalıştılar.

ETKİLİ GAZETE

Büyük patronlar ve profesyonel yöneticilerinin Aydınlık’ı yakından izlediklerini gördüm. Özellikle siyasi gelişmeleri Aydınlık’tan takip ettiklerini söylediler.

Bir büyük holding yöneticisiyle sohbet ederken yanımıza Avusturya’nın Ankara büyükelçisi geldi. Holding yöneticisi beni tanıştırınca büyükelçi, “Biliyorum, etkili bir gazete” dedi.

Bu değerlendirmeyi kokteyldeki işadamları ve başka ülkelerin diplomatları da yaptı.

“Aydınlık etkili gazete”