18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fenerbahçe mi yoksa Beşiktaş mı?

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Hafta sonu oynanacak Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi üzerine yapılan yorumların büyük çoğunluğunda ev sahibinin kazanacağına ilişkin görüşler ortaya atılıyor hatta siyah-beyazlı takım için beraberliğin bile şans olduğu görüşleri öne sürülüyor. Puan gereksinimine ve takımların son durumuna bakıldığında Fenerbahçe’nin bir adım önde olduğu söylenebilir. Ancak Beşiktaş’ın bu sezon ne ligde ne de Avrupa’da yenilgi yüzü gördüğü maçın anahtar etkenlerinden biridir. Bu da şu gerçeği netleştiriyor: Beşiktaş Kadıköy’de geriye düşebilir ama geriye düşse bile maçları nasıl çevirdiği pratikte kanıtlanmıştır. Siyah-beyazlı takım ikinci yarının ortalarına değin maçı beraberlikte tutabilirse, sonuca daha yakın taraf olur.

Maç öncesinde iki takımın yapısal özelliklerine biraz daha derinlemesine bakılacak olursa Beşiktaş’ın en başta kaleci üstünlüğü vardır. Fabiano çok formda ve atletik bir kaleci. Volkan Demirel’in ise tepki(reaksiyon) kuvveti karşıtına göre daha düşük. Fenerbahçe orta alanında Atiba, Oğuzhan Özyakup ve Tolgay Arslan gibi oyunun atak ve savunma yönünü belirleyici bir yapı yok. Genelde de baktığınızda Fenerbahçe kadrosu oturmaya başlamasına karşın henüz Beşiktaş denli yetkin bir yapıya ulaşamadı. Fenerbahçe’nin en iyi yönü savunmasının güçlü olması ve ileri uçtaki seçeneklerinin Beşiktaş’a göre üstün olmasıdır. Ancak bu üstünlüğün karşısında Fabiano gerçeği olduğu da yadsınamaz. Fenerbahçe çoğunlukla oyuncularının bireysel becerileri ile sonuca gitmeye çalışıyor. Maç günü uygulanacak yakın kontrol sistemi ya da kişisel formsuzluk bireysel oynayan oyuncuları olumsuz etkileyebilir.

Fenerbahçe savunma zincirinin kopartılması zordur. Ne ki Aboubakar gol atmakta sıkıntılı bir futbolcu olsa da yaptığı koşular o zinciri zorlayacaktır. Siyahi oyuncu Mario Gomez gibi oyunu rakip ceza alanı çevresinde olgunlaştıracak bir yapıda değil. Ancak Alman futbolcu da onun kadar delici değildi. Sonuçta iki takımın da birbirine karşı üstünlükleri ve eksiklikleri var. Biz ne söylersek söyleyelim bu tür maçların tarihsel bir gerçekliği vardır; o da maçın oynanacağı gün futbol alanında yaşanacak yeni ve değişik durumlar maçların yazgısını belirlemesidir.

Fenerbahçe’nin puana olan gereksinimi nedeni ile isteklendirilme (motivasyon) anlamında üstünlüğü var. Beşiktaş yitirirse çok fazla sorun olmaz. Şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olarak yoluna devam eder. Ya Fenerbahçe kaybederse! O zaman sarı-lacivertli kulübün bütün hesapları alt üst olur. Teknik adam ve futbolcuların bu gerçeği kafasından silmesi olanaklı mıdır? Var olan her şeyin bir de sonu vardır. Bu, Beşiktaş’ın yakaladığı yenilmezlik serisi ve Fenerbahçe’nin üst üste kazandığı maçlar için de geçerlidir...