29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kot pantolonlu Uğur Dündar mecbur etti

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

Kot pantolonlu Uğur Dündar’ı 70’li yıllarda bir zamanlar kartal olan Selukya devletinin başkenti Samandağ’ında (Hatay) misafir etmiştik. Türkiye’nin tek kanalı olan TRT için çalışıyordu. “Geri kalmış veya az gelişmiş” Anadolu’nun farklı ve enteresan konularını “daha modern” İstanbul, İzmir, Ankara seyircisine aktarırdı. Tek anne ve babadan olma 25 çocuklu aileyi duymuş ve görüntülü haberini yapmıştı. Televizyon denilen o garip kutuda görünmek için o çocukların arasına bizde dâhil olmuştuk.

Asi nehri ile Akdeniz’in kucaklaştığı noktada yer alan kadim Finike Limanı olan mıntıkada yaşayan ailenin yemek yerken, çalışırken, yatarken kamera çekimleri yapıldı. Her karesinde vardım. Balık avlayan, küçük ve orta boy balıkçı tekneleri inşa eden, motorlarını tamir eden ailenin babası Rahmetli Malik Okan amca, Uğur Dündar’a balık ve rakının çocuk yapımındaki katkılarını anlatmıştı.

Devran döndü, bugün 73 yaşında olan kot pantolonlu “yakışıklı” Uğur Dündar’ın başına talih kuşu kondu. ABD’li Astronot Deniz Albayı Scott Carpenter’in âşık olduğu ama evlenemediği İzmirli ressam Ümran Baradan hanımın damadı oldu. Uğur Dündar, Ümran hanımın kızı eski manken Türkiye Güzellik Kraliçesi Yasemin Baradan ile evlendi. Yasemin Baradan, annesi Ümran hanımın Alman “şok şekşi” magazin ceridesi Bild’in yöneticilerinden gazeteci yazar Walter Mroz’un kızı.

DEVRAN DÖNDÜ

Devran yeniden döndü. Almanya, ABD, Kıbrıs macerası (Arapça mecradan türetildi) ardından geldiğim Suriye’den 2008’de İstanbul ve Ankara merkezli maruf tüm gazeteci ve televizyoncuları davet etmek üzere Türkiye’ye geldik. Eski kot pantolonlu, “halkçı”, “Atatürkçü” Uğru Dündar’ı Suriye’ye davet etmek üzere bir Suriyeli gazeteci dostumla birlikte Doğan Medya grubun yer aldığı kampüse gittik.

Önce rahmetli Mehmet Ali Birand’ı ziyaret ettik, “Mehmet hocam, Abdullah Öcalan’ın Suriye’deki hayatını konu alan bir belgesel hazırlamak istiyorum. Suriye-Türkiye Dostluk Komitesi olarak sizden Suriye Devlet erkânı nezdindeki girişimlerimize yardımcı olmanızı istiyoruz” demişti. Kendisine hitaben, “Suriye-Türkiye ilişkilerin iyileşmeye başladığı bu dönemde böyle bir belgeselin eski yaraları kaşıyacağını ve kötü niyetli birçok kesimin bu belgeseli iki ülkeye karşı istismar edebileceğini” ifade ettim.

Ardından aynı katta yer alan kot pantolonlu “yakışıklı” misafirimiz Uğur Dündar’ın ofisine yöneldik. Sekreterinin masası ofisin dışındaki koridordaydı. Uğur Dündar’ımızı koridora bakan ve yan bölümleri açık olan küçük pencerenin aralıklardan görmüştük. Heyecanımız bir kat daha artmıştı. Kot pantolonlu, “halkçı” 40 küsur sene önce kasabamızda ağırladığımız Jön kahramanımızla birazdan yüz yüze gelecektik.

Hanım sekretere kim olduğumuzu, ziyaretimizin sebebini arz ettik. Uğur Dündar’ın odasına girdi. Sekreterini dinleyen kot pantolonlu Uğur’u küçük pencerenin aralığından görebiliyorduk. Odada yalnızdı. Hanım Sekreter kapısını açık bıraktığından sesini de duyabiliyorduk. “Suriye mi? Gönder gitsinler..!” dediğini duyduk. ODTÜ mezunu Suriyeli dostumla şaşa kaldık. Kot pantolonlu, “halkçı” Uğur’umuz bizi görmeye, dinlemeye dahi tenezzül etmemişti. Biz kim Suriye kim? Kot pantolonlu Uğur artık Almanya’nın, meşhur Baradan ailesinin Jön damadı olmuştu.

EKMEK İÇİN MECBURETTİN’

Hanım Sekreterin yanakları kıpkırmızı olmuştu. Sekreter de utanmıştı; “Affedersiniz ama Uğur Bey’in misafirleri var. Siz daveti bırakırsanız, ben kendisine sonra ulaştırırım” demek zorunda kaldı. “Sizi utandıranlar utansın. Kot pantolonlu Uğur’a söyleyin; 25 çocuklu ailenin karesinde yer alan Samandağlı Mehmet Yuva’nın mesajı var; Kot pantolonlu Uğur büyük ve meşhur gazeteci olmuş ama henüz adam olamamış” deyin. Medyamızın, “Batı Medeniyetinin” Jönlerinin bedevi Arap ile barbar Suriye ile ne işi olabilirdi?

Devran yeniden döndü ve “halkçı”, “Atatürkçü” Uğur Dündar, Recep Tayyip Erdoğan’a karşı tıpış tıpış oy istenen Ekmek İçin Mecburettin’in propagandasını Halk TV ekranlarından sabah akşam enjekte etti. Mecburettin’i desteklemeyenleri “Atatürkçü olmamakla” suçladı. Devran Döndü Mecburettin MHP’den Vekil oldu. Atatürk’e alerji duyan Meclis başkanıyla Sultan Abdülhamit sergilerine koştu.

Buna rağmen kot pantolonlu Uğur’umuz ne özür diledi, ne pişmanlık belirtisi gösterdi ne de özeleştiri yaptı. Çünkü kot pantolonlu “halkçı” Uğur kravatlı Jön üst sınıfına terfi etmişti. Hey gidi Suriye, hey gidi Mustafa Kemal..Siz ne büyük isimlersiniz ki “medeni” geçinen nicelerin Jön olunabileceğini ama adam olmak için daha fazlası gerektiğini öğretiyorsunuz.