29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Akılsız beyinlerin Arap ve Türk'e ihaneti

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

Hepimize akıl gerek. Akıl için de beyin gerek. Beyni olup aklı olmayanlar olduğu gibi hem beyni hem de aklı olmayan da var. Hatta babamın iddiasına göre hiç beyni olmadan yaşayanlar bile varmış. “Beyinsiz” tabirini salt akılsız, düşüncesiz anlamında kullanmak için istihdam etmiyormuşuz. Gerçekten beyni olmadan varlık sürdüren “insan” varmış. Fransa’da beyninin %90’ lık kısmı olmayan ve hayatını normal daim ettiren bir insanın haberlerini okuduk. Bu da bir şey mi? Suphanallah, Türkiye’de hiç beyni olmadan yaşayanlar ve hatta yazanlar bile var.
Peki, mürekkep yalamış beyinsizleri biliyoruz da gerçekten fizyolojik manada beyni olmayan insan var mıdır? İlçemizin en büyük sülalesine sahip bir amcaya binaen varmış. Ailesinin karısının sülalesine kıyasla daha beyinli ve daha zeki olduğunu ispatlamak için, karısının yakını olan bir akrabasının beyinsiz olduğunu “tıbben” keşfettiklerini anlatmış. Adam bir kadim zamanda karısını karşısına alır, “müthiş ve inanılmaz bir haberim var. Bugünkü gazeteler yazmış. Hani senin kaybolan bir akraban vardı ya işte onu bulmuşlar” demiş.
Kadın nasıl heyecanlanmış, “nerede bulmuşlar? Nasıl olmuş?” diye sormuş. Adam anlatmış; “Elazığ’da üzerinde kimliği olmayan bir hasta acil servis önünde yere yığılmış. Müdahale yapılmış ancak hasta kurtarılamamış. Bir süre beklemişler. Sahip çıkan olmayınca, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri için “kadavra” olarak kullanmışlar. Kafatasını açıp beyni incelemek istemişler. Hekim hocanın gözleri fal taşı gibi, ağzı açık kala kalmış. Adamın kafatası içinde beyin yokmuş.”
Hekim hoca birden “bu hastanın nereli ve kimlerden olduğunu biliyorum. O bölge de görev yapmıştım. Bu nadir insan türüne orada şahit olmuştum” demiş. Kadın, “nereliymiş? Kimmiş?” diye sorunca, adam, “Kim olacak? Senin sülalenden başka bu ülkede beyinsiz var mı?” demiş. Kadın istifini hiç bozmamış, “Bizim sülale beyin bile olmadan onlarca âlim ve arif çıkardı. Senin sülalende herkesin kafatasında beyin var ama buna rağmen bizim kadar akıllı ve başarılı olamadı” demiş.
SURİYE YALANLARI
Hükümete yakın Yeni Şafak ve benzer matbuat, “Savaşların anası: Halep” haberleriyle 6 senedir Türk kamuoyuna Suriye yalanları söylüyor. Yanlı istihbarat raporları yönlendirme yapıyor. İktidar mı onlara dikte ediyor onlar mı iktidarın kararlarını etkiliyor yoksa birbirlerini mi besleyip mevcut sahte Suriye tablosu ortaya çıkıyor incelemeye değer. Ancak kesin olan şu ki, temennilerini sahada yaşanan gerçekler olarak tedavüle sokuyor. Objektif gazetecilik yerine sahada savaşan örgütlerin propaganda aracı olarak görev yapıyor. Bu çevrede hesap soran, hesap veren “yahu bu matbuatın söylediği çok şey yalan üzerine bina edilmiş” diyen de yok. Beyinsizler mi, Beyin varda akılsızlar mı?
Peki, “muhafazakâr” veya “dini-dar” çevre böyle de burunları Kaf dağının zirvesinde olan “muhalif” matbuatın durumu daha mı az vahim? Suriye Arap halkının, Yemen Arap halkının, Libya Arap halkının, Mısır Arap halkının, Lübnan Arap halkının, Filistin Arap halkının dostları oldukları için AKP’yi eleştirmiyorlar. Öyle olmayanları da biliyoruz. Ancak muhalif matbuatın ve “Türk aydınının” büyük bir çoğunluğunda hastalık ve saplantı derecesinde ciddi bir Arap düşmanlığı var. Arap halkı veya ülkeleri AKP’ye karşı kullanılacak malzemeyi sunuyorsa kıymet-i harbiyesi var.

İKİ MİLLETE İHANET
“Türk aydını” genelde Arap özelde Suriye konusunda cahil, önyargılı ve kibirli olduğunu tescil etti ve analizlerinde de haliyle çuvalladı. “Arap İhaneti 100 yaşında” başlıkları atan Kerem Çalışkan, Arap ve Suriye konularında Türk kamuoyuna objektif izahlar sunamadı. Bu kardeşlerimiz de Arap olana karşı haklı haksız ciddi bir karşıtlık var. “Arap ihaneti 100 yaşında” ne demek? Arap ihanetini tartışalım ancak bu çalışmalarınızla hem Arap hem de Türk’e yaptığınızı nereye koyacağız?
Türk-Arap varlığının hedef alındığı bir dönemde her iki halkın dayanışmasını teşvik edecek ortak paydaları öne çıkarmak yerine bu başlıklarla hedeflenen nedir? Arap genellemesinin yanlışlığı bir kenara kaldı ki verilen örneklerin tarihi dayanağı da yok. Bölge tarihinde bizatihi Türk subayların kaleme aldığı hatıralarda Osmanlı ve Türk idaresinin hatalarını, zulmünü ve su-i idaresini yüzlerce örnekle sunmak mümkün değil mi?