16 Nisan 2024 Salı
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Arda geldi sorunlar bitti!

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Ulusal karşılaşmaların öncesine ve sonrasına dikkatli baktığımızda azgelişmiş ülke insanlarının psikolojisi ile karşı karşıya kaldığımızın ayırdına varırız. Eskiden, mahalle aralarındaki söylentiler gibi olayları kişiselleştirip arkadan vurmak biraz da diz altına doğru inmek temel düşünceyi oluşturmakta. Artık mahalle de kalmadığı için insanların birbirleriyle karşılaşmak olasılığından doğacak utanma, sıkılma gibi duyguları da yok oldu. Medya ölçeğinde konuya yaklaştığımızda artık çoğunluk maça da gitmiyor. Ya localarında ya da televizyonların başında sözdalaşı(polemik) ustası haline geliyorlar.

Kosova maçını oynadık. Beklentimiz Arda Turan’ın gelip hepimizi kurtarması yönündeydi. Ama olmadı. Ailem için özel bir gün olması nedeniyle Cumartesi günü Kosova karşılaşmasını izleyemedim. Ancak daha sonra maçın geniş bir özetini izledim. Bu özet görüntüler içinde Arda Turan bir kez topla buluşuyor. Zaten maçtan sonra kötü oynadığını da açık yüreklilikle söyledi. Bu durumda Arda’dan beklenen verimi alamayanlar sözdalaşının boyutlarını başka yerlere çektiler. Fatih Terim’in sözünde durmaması, yeniden kadroya çağrılan futbolcuların kırgın oldukları için oynayamadıkları gibi saçma sapan görüşler ana konuları oldu.

Oysa konuşulması gereken asıl konular başkadır ki kendini otorite sananların asıl gerçeklere akılları ermez. Sokaktaki insanlara “Türkiye’nin her alanda asıl sorunu nedir” diye soracak olursanız verecekleri yanıt açık ve nettir: “Eğitim”. Evet, Ulusal takım eğitim yeri değil, yarışma yeridir. Ne ki futbol takımlarını yönetenler yarışılırken geleceği kurmanın da planlamasını yaparlar. Kos koca bir ülkeyi Arda Turan’ın yapacağı birkaç becerili hareketle ilişkilendirmeye çalışmak tam da az gelişmişliğin, ezilmişliğin psikolojisidir.

Bu psikolojinin sonucu şudur: Kendi düşüncelerimiz ve inançlarımızla çelişen kanıtları düşünmeye zorlandığımızda nesnel olamayız. Bu durumda olayların önünü ya da arkasını düşünmeden basite indirgeyip kendimizi sözdalaşının içinde buluruz. Aristoteles “sürekli yaptığımız şey ne ise, biz oyuz” der. Sürekli yaptıklarınıza bakıp kendinizi tanıyabilirsiniz. Aslında biz ne aradığımızı da bilmiyoruz. Ortada bir sorun varsa-ki var- o sorunu çözmek antika eşyalar aramak gibidir. Ne aradığınızı bilmediğiniz sürece sadece işe yaramaz şeyler bulacaksınız. Soruyorum size; Arda Turan’ın dönmesi hangi futbol sorunumuzu çözdü? Bir sorunu çözmek için insanın akıl karışıklığından kurtulması gerekir. Albert Einstein gibi aklı bizim gibi karışık olmayan bir bilge kişi bile kendini şöyle eleştirmiş: “Ünlendikçe daha da aptallaştım, bu da çok yaygın bir olaydır.” Einstein bile böyle düşünüyorsa, aklı karışık insanların ünlenmesinin sonuçlarını varın siz düşünün...