19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Haki Karer cinayeti

Bayram Yurtçiçek

Bayram Yurtçiçek

Eski Yazar

A+ A-

Tuzluçayır’da Sivas Gürünlü olan İbrahim Şahin ile Mustafa Karasu’nun bekar evinde yapılan toplantıda bölgeye gitme kararı alındı. Özellikle kendilerince, Türkiye sınırı olarak belirledikleri şehirlere gitme kararı alenlar. “Türkiye sınırı” olarak belirtilen iller şunlardı. Kuzeyden güneye doğru: Kars, Ağrı, Muş, Bingöl, Tunceli, Elazığ, Malatya, Kahramanmaraş, Urfa ve Diyarbakır. 1980 öncesini yaşayanlar bilir. Diyarbakır ve Şanlıurfa’yı dışarda tutarsak, bu iller kırmızı bölgeydi. Hem Alevi ve Sünni, hem de Türk ve Kürt yurtaşların karışık yaşadıkları yerlerdi. Bütün önemli provokasyonlar bu bölgede Gladyo tarafından sahneye konmuştu. Aslında neden bu bölgeyi seçtikleri bölgenin yapısından belliydi. Verilen görevler için en uygun ortam bu illerde mevcuttu. Şanlıurfa ise aşiretlerin birbirleriyle çatıştığı ve bu çatışmanın siyasi partiler düzleminde de devam ettiği bir ildi. Bu konuyu Ferit Uzun olayını incelerken genişçe değineceğiz.

Toplantıda alınan kararlar çerçevesinde Kemal Pir, Haki Karer, Cemil Bayık Diyarbakır'a ve Gaziantep’e gittiler. Gaziantep’e yerleşen ve çalışmalara başlayan Haki Karer, bir süre sonra örgüt içinde Öcalan-Pilot Necati ilişkisini sorgulamaya başladı. Karer, kaygılarını ve düşüncelerini Ankara’daki arkadaşlarına bir mektupla iletti. Haki Karer, bundan kısa bir süre sonra, 18 Mayıs 1977 yılında “Beş Parçacılar” denilen grup tarafından silahlı saldırıya uğradı. Yaralı olarak hastaneye kaldırılan Haki Karer, bir iddiaya göre, Öcalan’ın talimatıyla hastanede öldürüldü.

Haki Karer’in öldürülmesi olayını sorgulayanların başında, Haki Karer’in kardeşi Baki Karer geliyordu:

"O dönem Abdullah Öcalan’ın, kimliği ajan olarak açığa çıkmış olan Pilot Necati ile Kesire’den dolayı başı dertteydi. Örgüt içerisinde bunların ajan kimlikleri tartışılıyordu ve bir huzursuzluk vardı. Bu huzursuzluğa rağmen Abdullah ile Pilot o dönem beraber bölgeleri dolaşıyorlardı. Hatta beraber Ağrı’ya gitmişlerdi ve halktan görenler, ‘bu ajan ne geziyor’ diye Pilot’a tepki gösterilmişti. Örgüt bundan dolayı ayrılma, parçalanma noktasına gelmişti. Bundan dolayı Abdullah Öcalan’ı sorgulamak için birkaç sefer toplantı yapıldı. Bu işi en çok sorgulayan da Haki Karer’di. Haki Ankara’daki arkadaşlara Abdullah Öcalan-Pilot, Abdullah-Kesire ilişkilerini irdeleyen bir mektup göndermişti. Tam da örgütün huzursuz olduğu bu dönemde, Abdullah Öcalan’ın soruşturmasının sürdüğü bir süreçte, Haki bir komploya gitti. ( Baki Karer’den aktaran Rucan Keleş, İki Siyasi Cinayet, Haki Karer ve Alaaddin Kapan Üzerine” , Dersim 38 Forum Arşivi.)

Rucan Keleş şu bilgileri veriyor:

“Haki Karer’in ölümü sıkılan mermiden olmamıştır. Bağlı olan serum ve hortumların çekilmesinden olmuştur. Bunları kim çekmişse, Haki Karer’e silahı onlar sıkmıştır ve Haki’nin ölümünü onlar istemişlerdir. Olay karanlıkta kalsın diye görgü tanıkları tek tek ortadan kaldırılmışlar, Bozan Aslan, Dr. Rauf Yılmazer ve Alaadin Kapan.

“PKK’nın o dönem içinde bulunduğu süreç ile bu komplo direk bağlantılıdır. Haki Karer’in Ankara’daki arkadaşlarına, ‘Apo- Kesire, Apo –Pilot ilişkileri’ üzerine gönderdiği mektubun, bu olayda çok önemli rolü olduğu kanısındayım.” (Rucan Keleş, İki Siyasi Cinayet, Haki Karer ve Alaadin Kapan Üzerine, aktaran Necdet Pekmezci, PKK’yı Kim Kurdu, sayfa 87-88, Kripto yayınları, Ankara)

Pilot Necati’yi, Abdullah Öcalan’ın koruduğuna ilişkin bir diğer iddia ise örgütün kuruluş toplantıları evinde yapılan, Mustafa Karasu’nun köylüsü İbrahim Şahin’den geliyor. Nasname’ye konuşan İbrahim Şahin, cezaevinde Kemal Pir ile aralarında geçen konuşmayı naklediyor:

“Pir beni görünce hem sevindi hem üzüldü. Ve bana o doğal üslubuyla ‘Ne oldu ya İbrahim. Sen neden geldin?" dedi ve diyoloğumuz şöyle devam etti:

-Silahtan Kemal abi silahtan…

-Ne silahı?’

-Karasu bana bazı silahlar verdi. İstanbul’a götürecektim. Yakalandım.

-O Pilot denen o… çocuğu yakalattı beni. Valla Kemal abi bu Pilot…

-Öyle deme İbo, Apo seni öldürür.’ ( Aktaran, Necdet Pekmezci, PKK’yı Kim Kurdu? Sayfa 214, Kripto yayınları, Ankara)

Görüldüğü gibi Pilot Necati hakkında kötü konuşanı, Öcalan öldürtüyor. Kemal Pir’in bunu anladığı ve buna göre hareket ettiği görülüyor.

Pilot Necati’nin mağdur ettikleri arasında PKK’nın başlangıcından bu yana kasalığını üstlenen Rıza Altun da vardı. Tuzluçayır’da kurduğu haraç çetesi nedeniyle Şirket olarak tanınan Rıza Altun Hilvan’da yakalanarak Diyarbakır Cezaevi’ne konuluyordu.

Gaziantep’te gözaltında bulunduğu süre içinde sorgusu yapılırken kendisini sorgulayanlar arasında Pilot Necati Kaya’nın bulunduğunu söylüyordu:

“…Beni bazı olaylar için götürdüler. Yoğun işkence ve baskılarla karşılaştım. Bir ara göz bağım gevşedi ve düştü. O arada etrafıma baktım. Beni sorgulayanlardan birisi Pilot Necati’ydi.”

Fakat bütün bunlara rağmen Abdullah Öcalan, Pilot Necati ile ilgili hiçbir işlem yapmadığı gibi hep yanında taşıdı ve özel muameleye yaptı.