18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mehmet Günay

Bayram Yurtçiçek

Bayram Yurtçiçek

Eski Yazar

A+ A-

Mehmet Günay ile tanışmam 1972 yılında oldu. Mamak cezaevinde, TİİKP (Şafak Davası) davasında birlikte yargılandık. Arkadaşlığımız ve yoldaşlığımız o gün bugündür devam ediyor. Öldü, diyerek bunun sonlandığını düşünebilirsiniz. Ama yanılmaktasınız. Çünkü Mehmet Günaylar ölmez. Aynen Durmuş ve Ahmet Uyanık gibi. Bu üç arkadaşımız Türkiye Köylü hareketinin devrimci önderleri olarak, son elli yılımızın devrim tarihine adlarını çelik harflerle kazımışlardır.

Mamak cezaevinde, TİİKP (Şafak) davası tutuklularının örgütlü direnişi ve ortak savunması pek az bilinir. Yeni nesle bunları anlatmak gerekir. Bizim köylü arkadaşlarımız bu direnişte örnek tutumlar aldılar ve sonuna kadar direndiler. O günlerde sıkıyönetim mahkemesi, ortak hareketi ve savunmayı kırabilmek için ifade vermeyi kabul eden herkesi hemen tahliye ediyordu. Ama aileleri zor durumda olmasına karşın hiçbiri tahliye olmak için dilekçe vermedi ve 1974 affına kadar cezaevinde yatmayı göze aldı.

Dün Ulusal Kanal’da Mehmet Günay’la yapılan röportajı izlerken şunu iyice anladım; bir davaya adanmış, inanan insanlar ölümsüzleşiyor. Röportajda kendinden çok, partisinin büyük başarılarını anlatıyor. Karamsar insanların tersine, başarılı olduklarını ve haklı çıktıklarını söylüyor. Vatan Partisi seçimlerde yüzde bilmem kaç alıyor diye umutsuzluğa kapılanlara Ulusal Kanal’da yayınlanan bu söyleşiyi defalarca izlemelerini salık veririm.

Sık olmasada 6 ayda bir telefonla arar, hal hatır sorduktan sonra kafasına takılan ülke ve parti ile ilgili sorunları konuşur ve bilgi isterdi.

İşler kötü gitmesine rağmen hala ayakta kalabilmenin sırrı olarak, halk arasında dile getirilen bir söz vardır: Dünya iyi insanların yüzü suyu hürmetine ayakta duruyor.

Vatan Partisi'nin de her türlü saldırıyı ve tertibi püskürtmesinde, bütün olanaksızlıklara rağmen Mehmet Günay gibi insanların yüzü suyu hürmetinin büyük payı vardır. Mehmet Günayları olan bir parti yenilmezdir. Vatan Partisi'nin 50 yıldır Küçük Amerika düzeninin çözemediği sırrı da buradadır.

1980 yılı başları Ankara’da Türkiye İşçi Köylü Partisi 1. Olağan Kurultayı’nı yapıyoruz. Parti'nin Merkez Komitesi seçimleri yapılacak. Ahmet Uyanık ile Mehmet Günay yanıma geldiler, “Bayram şu Halil Berktay’ı Merkez Komitesi’ne seçtirmeyelim. “ dediler. Ben nedenini sorduğumda ise “Bizi ele veren, konuşan, çözülen bu adamı seçmeyelim” demişlerdi. Bu nedenle Halil Berktay bayağı düşük oy almıştı. O zaman bu davranışlarını köylü tutumu olarak değerlendirmiştim. Ama aradan bu kadar yıl ve olay yaşandıktan sonra bu arkadaşların ne kadar sağlam bir sınıf tutumu içinde olduklarını şimdi daha iyi anlayabiliyorum.

Her ağaç köklerinden beslenir. Her parti de halk içindeki kökleri ile beslenir ve yaşar. Mehmet Günaylara sahip bir Parti ne kadar budanırsa budansın köklerinden aldığı güçle daha gür bir şekilde dallanır, budaklanır.

Şimdi Durmuş ece ağabeyimiz ile Ahmet Uyanık, Avşar köyü mezarlığında Mehmet Günay’ı karşılamış ve Partiden son haberleri öğrenmek için Günay'ı soru yağmuruna tutmaktalar. Mehmet Günay’da Vatan Partisinin büyük başarılarını, iktidara yürüyüşünü ballandıra ballandıra anlatmaktadır. Ne de güzel anlatır.

Işıklar içinde yatın yoldaşlar, davamız olan; bağımsız, demokratik ve emekçilerin söz sahibi olduğu bir Türkiye’yi kuracağız. Gözünüz arkada kalmasın.