Türkiye’nin öncelikli sorunu

Bu köşede siyaset üretebilmek için yanıtlanması gereken soruları sıralamıştık. İlginiz bizleri çok sevindirdi. Sağolun, yanıtlarınızdan çok şey öğrendik.

Bugün Türkiye’nin öncelikli sorunu hangisidir diye sormuştuk. Abece sırasıyla şu seçenekler vardı:

a) Demokrasi ve özgürlükler

b) Ekonomik krizi aşmak

c) Laiklik

d) Terörü bitirmek - Fırat Kalkanı’nı başarıya ulaştırmak

e) Başka

SİYASET ÜRETMENİN İLK ŞARTI: SIRALAMAK

Kimi okuyucularımız bu sorunların hepsinin öncelikli olduğunu, içlerinden birinin öne çıkarılamayacağını belirtiyorlar. Oysa birden çok sorun varsa, sıralamak zorundayız. Çünkü bu sorunlar, aynı zamanda görevler yığını olarak önümüzde duruyor. Kimilerinin çözümü diğerine bağlı. Başka deyişle belirleyici olanlar var. Örneğin fasulye pişirirken bile işleri sıralamak durumundasınız. Fasulyenin içindeki taşları pişirdikten sonra ayıklayamazsınız. Veya ocağı yakmayı en sona bırakırsanız, yemek hiçbir zaman pişmeyecektir.

BİRİNCİ SORUN: TERÖRÜ BİTİRMEK

Şu anda Türkiye’nin sorunları içinde, terörü bitirmek öncelikli sorun olarak gözüküyor. Onu çözmeye ağırlık vermezsek, diğer sorunların çözümünde başarılı olamayacağız. Sorunları önem sırasına göre şöyle sıralayabiliriz:

Birinci: Terörü bitirmek, Fırat Kalkanı Harekâtı’nı başarıya ulaştırmak.

İkinci: Ekonomik krizi aşmak.

Üçüncü: Laikliği güvence altına almak ve geliştirmek.

Dördüncü: Demokrasi ve özgürlükler.

DURDUĞUMUZ YERİN BİLİNCİNDE OLMAK

Kuşkusuz verilen yanıt bulunduğunuz konuma bağlıdır. Biz, Türk milletinin mevzisinden veriyoruz yanıtlarımızı.

Farklı kesimlerin farklı yanıtları oluyor. Örneğin Bölücü Terör örgütünün veya FETÖ’nün yakınından bakıldığı zaman, öncelikli sorun demokrasi ve özgürlükler oluyor. Çünkü faaliyeti yasaklanan, gazeteleri kapatılan, içeri atılanlar onlar. Ve onlara göre, terörü bitirmek diye bir sorun yok. Tersine kendi sorunlarını terörü Türkiye’ye dayatarak çözebileceklerinin biliyorlar. Hedeflerine terörü yoğunlaştırarak varma kararındalar.

İPİN UCUNU BULMAK

Sıradan yurttaşlarımız ezici çoğunlukla terörün bitirilmesine öncelik veriyorlar. Farklı anketlerde de gözüken bu. Nedenlerini hepimiz biliyoruz. Sorunların çözümünde hangisinin belirleyici olduğu açısından bakarsak, terörün kökünün kazınması, hem ekonomik krizin aşılması, hem de laiklik mücadelesinin başarısı için belirleyici önemde görülüyor.

Ekonomik faaliyetin içinde olanlarla görüşüyoruz. Büyük sermaye sahiplerinden küçük sanayicilerimize kadar, herkes terörün bitirilmesini üretim ekonomisinin gelişmesi için belirleyici önemde görüyorlar. Türkiye’nin ekonomik gelişmede dünya ikincisi konumunda olduğu 1930’lu yıllar, aynı zamanda iç barışın en güvenceli olduğu dönemdi. Üretim ve ticaret, terör ortamını sevmiyor.

Laikliğin gelişmesi de, barış ve hoşgörü ortamında olanaklı. Etnik çatışmaları ve mezhep kavgalarını kışkırtan güvensizlik ortamında laikliği korumak zorlaşıyor. PKK terörünü ve IŞİD, FETÖ gibi yobaz terör örgütlerini etkisiz kılamazsak, laikliği geliştiremeyiz.

Bütün mesele, yaşadığımız süreci iyi anlamaktadır. Nasıl karışmış bir yumağı çözmek için ipliğin ucunu bulmamız gerekiyor, sorun yumağının çözümünde de ipin ucunu bulmak zorundayız.

DOSTU DÜŞMANI SAPTAMAK

Sorunların sıralanması, aslında hedeflerin sıralanması, müttefiklerin sıralanması ve düşmanların sıralanmasıdır. ABD güdümlü Bölücü Teröre ve Yobaz terörüne karşı mücadeleye öncelik, bizi milletin ezici çoğunluğuyla birleştiriyor. Bugün hapislerden kurtulmak için yürütülen mağdur edebiyatına kulak verirsek, demokrasi ve özgürlük sorununa öncelik veririz ve birleşeceğimiz güçler de, öncelikle PKK ve FETÖ mağdurlarıdır ve ABD’dir. Dikkat edersek, ABD ve AB de bugün Türkiye’de demokrasi ve özgürlüklere öncelik veriyorlar ve teröre karşı mücadelenin karşısına dikiliyorlar. Çünkü ateşe sürdükleri güçlerin özgürlüğe ihtiyacı var. Türkiye’de onlar dışındaki halk kuvvetlerinin öncelikli sorunu demokrasi ve özgürlük değildir.

Teröre karşı mücadele, bizi ABD emperyalizmi ile karşı karşıya getiriyor. Demokrasi mücadelesine öncelik vermek ise, bizi ABD emperyalizminin mevzilerine sürüklüyor.

Burada önceliklere bir kez daha vurgu yapalım. Türkiye’de demokrasi sorunu elbette var ama öncelikli değil. İkincisi demokrasi sorunu, halk için demokrasi sorunudur, yoksa PKK, HDP ve FETÖ’ye özgürlük sorunu değildir. Örneğin iş güvenliği ve sendika özgürlüğü de demokrasi sorunudur, ama ABD veya AB’nin bu sorunlarla ilgilendiğini hiç görmedik.

Laikliği en öne aldığımız zaman, teröre karşı mücadeleyi yaşam sorunu olarak gören büyük çoğunlukla aramıza mesafe koyuyoruz. Türkiye kuşkusuz laikliğin öncelik taşıdığı dönemlerden geçti ve önümüzde yine öyle dönemler olacaktır.

YIĞINAĞI DOĞRU YERDE YAPMAK

Teröre karşı mücadelenin içte ve dışta kesin başarıya ulaştırılması, Türkiye’nin bütün sorunlarının çözümünde belirleyicidir. PKK, FETÖ ve IŞİD terörüne son vermek, toprak bütünlüğümüz, bağımsızlığımız ve yurtta barış için önceliklidir. ABD’nin denetiminden kurtularak Üretim Ekonomisine geçmek, laikliği geliştirmek ve demokrasimizi sağlam temellere kavuşturmak da buna bağlıdır. O nedenle yığınağı bugün Vatan Savaşı mevzisinde oluşturmak, dostlarımızı ve karşımızdaki güçleri öncelikle o mevzide belirlemek durumundayız.

Yaşadığımız stratejik süreçte kuşkusuz dalgalanmalar olacaktır. Zaman zaman bazı sorunlar taktik planda geçici olarak öne çıkacaktır. Mesele somut durumu her zaman somut olarak tahlil etmekte ve öncelikleri buna göre zamanında saptamakta ve hayata geçirmektedir.