'Türkiye on kere yıkılsa biz onu on kere yeniden kurarız'

Başlıktaki söz Mehmet Günay'a ait.

İradenin vücut bulmuş haliydi Mehmet ağabey. Elli yıllık mücadelesinde darbeler görmüş cezaevleriyle tanışmış ancak mücadelesinden bir milim sapmamış. 12 Mart 1971 Amerikancı darbesinde üç yıla yakın hapis görmüş, yine 12 Eylül 1980 Amerikancı darbesinde muhtarken tutuklanmış. Ancak Beşparmak’ın yoksul ve topraksız köylüsünün kurtuluşu için mücadeleye devam etmiş.

12 Eylül sonrası neo liberal örgütsüzlük rüzgarına kapılmamış. Örgütlü mücadeleden vazgeçmemiş. İşçi Partisi (Vatan Partisi)’ni önce Söke’de kurmuş, sonra il teşkilatının kurultayını yaparak kurucu il başkanı olmuş. Kahve sahibi son anda vazgeçince kurultay koyun damında gerçekleştirilmiş. Böyle bir kurultayın Türkiye’nin yakın tarihinde başka bir örneği var mıdır bilmiyorum.

Eğer bir yerde alınacak bir görev varsa Mehmet Günay o göreve ilk koşanlardan olmuş. Partide aldığı görevlere baktım. Neredeyse almadığı bir tek görev kalmamış. Söke ilçe örgütünde başkanlık, ilçe yönetim kurulu üyelikleri, Aydın il başkanlığı, il yönetim kurulu üyelikleri, milletvekili adaylıkları…

2016 Mayıs ayında yaptığımız son il kurultayı öncesinde hastalığı ilerlemeye başlamıştı. Telefon açtı. Hastalığım ilerliyor, ancak örnek olmak istiyorum dedi. İl disiplin kurulu üyeliğine aday olmak istediğini söyledi. Bir kez daha anladım ki Aydınlıkçı olmak en zorlu zamanlarda dahi somut bir görev almaktır ve son nefesine kadar mücadeleye devam etmektir.

Karamsarlardan değildi. Bu toprakların kültürünü çok iyi özümsemişti. Örgütlü olmanın mutluluğuna varanlardandı. Her hastane ziyaretimizde ülkenin gidişatından ve partimizin rolünden konuşurduk. Her zaman inançlı ve umutlu idi.

Partinin emekçi kültürünü yansıtırdı. Evinde ağırlamadığı parti kadrosu yoktur. Toros marka otomobilini her zaman partinin hizmetine sunar, seçim çalışmalarında giydirir ses sistemini takar çalışmalara katılırdı. Partinin yayınlarına özel bir önem verir, yanından Aydınlık’ı eksik etmezdi. Ödentisini geciktirmez, partiye mali katkı yapmak için sınırlarını zorlardı. Parti disiplini olmazsa olmazdı. Rapor vermek ise disiplinin birinci kuralıydı.

Vatan savaşının bir Milli Hükümet ile taçlanacağını öngörmüş ve emperyalizme karşı mücadelemizde başarının yakın olduğunu ifade etmişti.

Daha geçen ay Mehmet Bedri Gültekin, Hüseyin Karanlık ve Abdurrahman Taşçı ile birlikte Efeler ilçe başkanımız Saniye Duman’ın evinde Mehmet Günay ile buluştuğumuzda irade beyanını tekrarlamıştı: ''mezarıma Aydınlıkçı yazın.''

Kahramanlar çağına girdiğimiz bir dönemde ona veda ediyoruz. Şüphesiz Mehmet Günay gibi önderler topluma örnektirler ve toplumumuz Mehmet Günaylardan kuvvet almaktadır.

Hoşçakal kan kardeşim Mehmet Günay. Durmuş Eceye selam söyle. Davanızı başarıya ulaştıracağımıza söz veriyoruz.

Türkiye'nin Aydınlıkçıları, Aydınlıkçıların da Mehmet Günayları oldukça dünyada bizi hiçbir güç ve kuvvet yenemez.