19 Mart 2024 Salı
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

MOSSAD tarafından katledilen 8 Türk Devrimci

Erdem Özdemir

Erdem Özdemir

Site Yazarı

8 Türk devrimci, Filistin halkının kurtuluş mücadelesine omuz verirken MİT- MOSSAD işbirliği ile şehit edildi. Bora, Ali, Kerim, Gürol, Şükrü, Ahmet, Yücel ve Cafer… Işık saçan gözleri, dimdik bedenleri ile mazlum milletlerin kurtuluş mücadelesi neferleri olarak tarihe geçti. Şehit olduklarında haklarında tek satır haber çıkmadı. “Bir garip ölmüş diyeler, üç günden sonra duyalar”… Üç gün sonra bile duyurmadılar. Ama 44 yıl sonra bile duyurmayı vazife biliyoruz.

Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi(TİİKP), 1970-1973 yılları arasında Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi ile anlaşmaya vararak, parti mensuplarının askeri eğitim için Filistin’e gönderilmesine karar verdi. Lübnan’da Golan Tepeleri, Reşadiye ve Nahr El Bared olmak üzere üç ayrı kamp vardı. TİİKP, çeşitli dönemlerde bu kamplara parti militanlarını gruplar halinde gönderdi.

Başlarında partinin Merkez Komite Üyesi Bora Gözen vardı. Gözen ile beraber, Ömer Özerturgut, Şahin Alpay, Atıl Ant, Cengiz Çandar, Faik Bulut, Cem Somel, Ali Mercan, Kerim Öztürk, Cafer Topçu, Ali Ergun, Ali Kiraz, Hüseyin Tüysüz, Gürol İlban, Şükrü Öktü, Ahmet Özdemir, Yücel Özbek, İsmet Dişbudak, Sabetay Varol, Müfit Özdeş, Ayhan Özer, Ümit Ağca askeri eğitim kamplarına giden TİİKP militanlarıydı.

Nahr El Bared kampında bulunan sekiz TİİKP’li, 21 Şubat 1973 günü MOSSAD-MİT işbirliği ile gerçekleştirilen bir deniz çıkartması sonucu Filistin’de şehit edildiler.

8 Aydınlıkçı devrimci militan… Mazlum milletlerin kurtuluşu için canları pahasına mücadele eden yiğitler olarak tarihe geçtiler. Her biri çakı gibiydi, gözü kara, idealist, farklı bir dünya hayal edip bunu yaratmak için kolları sıvayan mert insanlar…

23-24 yaşlarındaydılar… Bora Gözen 32… Nahr El Bared kampında eğitimler alıyor, farklı bir deneyim yaşıyorlardı. Bedenen yorgunluk hissetseler de, haklı bir davaya omuz vermenin ferahlığı zihinlerini berraklaştırıyor, iradelerini çelikleştiriyordu.

Kampta MOSSAD tarafından baskın yemeden önce her biri birkaç gün sonra kamptan ayrılacaklarını düşünüyordu. Grubun önderi Bora Gözen ve Ali Kiraz o gece nöbetçiydiler. Ali Kiraz zifiri karanlıkta denizi dinliyor, gözlerini bir an olsun kıpmıyordu. Diğer militanlar küçük bir barakada kalıyorlardı.

Saldırı gerçekleştiğinde ilk şehit olan Ali Kiraz oldu. Bora Gözen son kurşununa kadar savaştıktan sonra gözlerini yumdu. Kampta 11 kişi vardı. 8’i hayatını kaybetti. Olayda Ali Ergun ve Hüseyin Tüysüz yaralı olarak kurtuldu. Faik Bulut ise esir edilerek İsrail’e götürüldü. 7 yıl 2 ay hapis yattı. Cengiz Çandar, olay öncesi kamptan kuşku uyandıracak bir şekilde ortadan kaybolmuştu. Şehit olanlar ise mazlum milletlerin kurtuluş mücadelesi tarihine geçti.

2011 yılında Cengiz Çandar, Manisa’da AKP’nin anayasasını olumlamak için bir panele katıldı. Yanında Reşat Petek, Osman Can gibi isimlerle beraberdi. Orda gözlerinin içine bakarak, Filistin’de mazlum milletlerin mücadelesini sırtından hançerlediğini dönemin TGB’li yöneticileriyle beraber suratına bir tokat gibi vurduk. Cevap veremedi. Herhangi bir cevabı yoktu. Yüzü kızardı, gıkı çıkmadı.

MİT-MOSSAD İŞBİRLİĞİ

MİT eski Kontr Terör Merkezi Başkanı Mehmet Eymür, 8 Türk devrimcisinin Filistin kamplarında nasıl katledildiğini, kendi sitesi “atin.org”da 2010 yılında açıkladı. Eymür “operasyonun” MİT ile “ABD ve İsrail servisleri” işbirliğiyle yapıldığını yazmıştı.

ÖLÜMÜNDEN ANNESİNİN 10 YIL SONRA HABERİ OLDU

Kampa giden ekibin başında bulunan Bora Gözen’in ölümü annesinden gizlendi. Bora Gözen, TİİKP Merkez Komite Üyesiydi. İstanbul Üniversitesi mezunuydu. Maden Mühendisiydi. Annesi Fahriye Gözen, Ankara Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdunun müdürüydü. Fahriye Gözen, oğlunun Filistin’de şehit olduğunu 10 yıl sonra öğrendi. Kendisine, oğlunun yurtdışında kaçak yaşadığı söylenmişti. Fahriye Gözen, oğlu için bir şiir yazdı:

“Ama o günden beri,

Yedi Temmuz Sekseniki

Ben, ben değilim.

Seni bir yerlerde sanmak,

düşünmek,

ummak,

beklemek,

inanmak, inanmaktı yaşamak…

Şimdi ben, neylerim?”

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, yoldaşı Bora Gözen’i anlattığı cümlelere Fahriye Gözen, 1998 yılında yayınladığı “Bora için şiirler” adlı kitabında yer verdi: “Bora, emekçilerin devrim davasını her şeyin üzerinde tutmuştur. Onun ‘kendi’ meselesi, hayatı, her şeyi budur. 1968’de Deniz Gezmiş’le birlikte Sultanahmet Cezaevi’nde tutuklu iken, ona görüşe gitmiştim. Daha ‘Merhaba’ demeden günün devrimci meselelerini konuşmaya başladık. Görüş bitti. Çıktım. Karısı Engin, Bora’ya söylemem için birçok şey tenbih etmiti. Hiçbirini anlatmaya fırsat vermemişti. Sakin, vakurlu, ağır başlıydı, abartısızdı, ölçülüydü, başıdikti, ikna ediciydi. Ne yaptığını bilirdi. Davranışları kararlıydı. Hafifliklere kapılmazdı. Sözünü tartarak söylerdi. Ve iri gözleri, ışıltılı bakışları, sıcak gülüşüyle çok güzel bir insandı. Borayı daima sakin görenler, onun aynı zamanda kitleleri harekete geçiren iyi bir ajitatör olduğunu belki tahmin edemezler. Bora, arkasından ağıt yazılacak bir sınıfın değil, senfonilerle anlatılabilen bir sınıfın, partili devrimcisidir.”

DOĞU PERİNÇEK’İN ŞİİRİ

Doğu Perinçek, Filistin’in haklı mücadelesinde şehit verdiği yoldaşları için bir şiir kaleme aldı. Şiiri Aydınlık korosu besteledi.

Doğu Perinçek’in şiiri:

Şehit düştü dokuz yiğit
dağdan bir çığ kopmuş gibi
uzak toprakta kanları
gelincikler açmış gibi

anadolu'dan armağan
özgür filistin'e kurban
göğüslerden dökülen kan
gözlerde kor yakmış gibi

başlarında bora gözen
kinimizi taşa yazan
boynunda süngü yarası
kızıl bayrak açmış gibi

şu dünyada bir nesneye
yanar içim göynür özüm
yiğit iken ölenlere
gök ekini biçmiş gibi

cafer yapı ustasıydı
köylülerin salmanıydı
devrimin sadık evladı
yüreklerden taşmış gibi

yedi kilitten de geçti
kerim mamaklar'dan kaçtı
gençlik birliği bayrağı
ondan rüzgar almış gibi

sımsıkı tutuyor ali
kabzasından mavzerini
döğüştü son kurşuna dek
bir destan yazarmış gibi

geçip yurdundan ahmet'in
köpüğünde selam taşır
acısından o yiğidin
fırat suyu susmuş gibi

devrimin hamalı şükrü
yorulmayan yürüyüşçü
omuzlarında şafağı
sonsuza taşımış gibi

yücel devrim savaşında
korku bilmez yiğit idi
palandöken'in başında
bir kartal vurulmuş gibi

gürol'un kalbinde yıldız
nasıl kıpkızıl yanarmış
marks ve lenin, mao zedung
kafaya mıhlanmış gibi

bizim yolun erenleri
ekinlere benzer gider
kimi yiter, kimi biter
yere tohum saçmış gibi

şehitlerin kanlarıyla
yoğruluyor dostluk harcı
kardeş filistin halkıyla
yürekler birleşmiş gibi.