24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ayağa kalk Türkiye ve daha sert savaş!

Evren Devrim Zelyut

Evren Devrim Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Ülkede işler ters gitmeye başlayınca bağımsız, güçlü bir ekonomi ile operasyon yeteneği yüksek bir silahlı kuvvetlere sahip olmanın ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılıyor. Bu unsurlarda sıkıntı olduğunda neler olabileceğini ise geçmiş günlerde hep beraber test ettik, ediyoruz.

Türkiye’nin kendisine yapılan saldırılara direnmesinin ve ayakta kalmasının tek şartı vardır: “Daha güçlü bir ekonomi ve ordu ile ekonomik/siyasi sınırları büyütmek.” Tarih bizi, ‘bulunduğumuz coğrafyada bir dünya gücü olmaya’ doğru iterken, bu işin gerçekleşmesi için yapmamız gerekenler var.

YÜKSEK TEKNOLOJİ GÜÇLÜ EKONOMİYİ DOĞURUR

Geçenlerde Sabancı Üniversitesi’nden Özgür Demirtaş Türk ekonomisinin yaşadığı sorunu özetleyen harika bir tweet attı: “Singapur’un nüfusu 5 milyon, kişi başı yüksek teknoloji ihracatı 26.000 dolar. Türkiye’nin nüfusu 80 milyon, kişi başı yüksek teknoloji ihracatı 29 dolar.”

Türkiye’nin konumu Afrika, Asya ya da Avrupa’nın ortasında güvenli bir yer olsaydı; tekstil, inşaat ve montaj otomotiv ile kendi yağımızda kavrulup giderdik. Konum üç kıtanın ve enerji/ticaret yollarının tam üstünde. Bu coğrafyada kurulu ülke teknolojinin ve bilginin efendisi olmak zorunda. Çünkü ekonomiyi güçlendirecek, para edecek mallar teknoloji içeren mallardır. Ancak bu tür malları satarak ekonomiyi güçlendirebiliriz.

GÜÇLÜ EKONOMİ VERİMLİ EKONOMİDİR

Hiç merak etmediniz mi, Türk işçisi Türkiye’de karnını zor doyururken, aynı işçi Amerika’ya Almanya’ya gidince nasıl durumunu düzeltiyor? Cevap: “Orada ekonomi iyi.” Peki, ekonominin nesi iyi? İşin adını koyalım: Türk ekonomisi verimli değil! Bakın iki grafik ne söylüyor: Soldaki grafik bir saat çalışma sonucu ülkelerin ürettikleri dolar bazında milli geliri gösteriyor. Sağdaki grafik ise haftada 50 saat ve daha fazla çalışan ülkelerin oranını gösteriyor.

Tabloların anlattığı çok açık. En çok Türkler çalışıyor ama bu çalışma paraya dönmüyor. Bu durum firmaların verimli olmadığını gösteriyor. Türk firmaları verimsizlik nedeni ile üretim maliyetlerini düşüremiyor, sonuç olarak kâr elde edemiyorlar, haliyle işverenin de, işçilerinin de yüzü gülmüyor.

VERİMLİLİK NASIL ARTAR?

Verimlilik sabah işçinin, firma sahibinin yatağından kalkıp, “bu sabah daha verimli çalışayım” demesiyle artmaz. Verimlilik için başta devlet olmak üzere, firma sahipleri kullandıkları makina ve teçhizatta en son teknolojiyi üretim süreçlerine sokmalıdır. Devlet eğitim sistemini değiştirerek özel sektöre verimliliği anlatmalıdır. Firmalar çalışmalarının talimat ve prosedürlerini yazarak, sürekli eğitimlerle bu süreçleri geliştirme peşinde koşmalıdır. Firma içinde eğitim üretimin bir parçası olmalıdır.

GÜÇLÜ EKONOMİ GÜÇLÜ ORDU TARAFINDAN KORUNUR

Ekonominin güçlü olması, güçlü orduya bağlıdır. Verimliliği ve teknolojik mal üretimini artırıp, malları satmak üzere pazarlara gönderdiğinizde, ticari gemilerinizin önü Umman Denizi’nde, Cebelitarık Boğazı’nda sudan bir sebeple kesilirse, o noktaya bir tane uçak gemisi ile bir sürü destroyer ve fırkateyn gönderecek deniz gücünüz olmalıdır. Ya da PKK gibi bir yapılanma burnunuzun dibinde bir dağda konumlanmış, ticari yollarda kafasına göre mal sevki yapan tırlarınızı yakıyorsa, ülke içinde bombalar patlatıyorsa, onun başını ezecek güvenlik güçlerinizin de yüksek teknoloji ürünü sistemleri kullanması gereklidir. Askerin, polisin üstün cesaret ve fedakârlığını son model teknolojik silah ve istihbarat sistemleri ile buluşturmak şarttır.

HEM SAYICA HEM ETKİ BAKIMINDAN BÜYÜK ORDU

Darbe sürecinin, ordunun bilimsel ve teknolojik esasları gözeterek, yeniden yapılanması için bir şans olduğunu görebilirsek, yaşadığımız şerden bir hayır çıkartmış oluruz. Artık bütün bu yaşanılanlardan sonra, daha büyük bir ekonomi inşa etme konusunda, önümüze çıkan engelleri kaldırmak için, TSK’nın da stratejilerini yenilemesi faydalı olacaktır. Doksanlı yıllarda sık duyduğumuz “2,5 Savaş Stratejisi” gibi, sadece x,y,z ülkesine veya a,b,c terör örgütüne değil, savunmayı bir bütün olarak görüp uzmanlaşmaya daha hızlı ağırlık verecek bir konsept oluşturulması faydalı olacaktır.

Ülkemizdeki kurmay subaylarımız eğitimleri ve arazi tecrübeleri ile son derece kaliteli personeldir. Bu planları ve birliklerin harbe hazırlık süreçlerini yeni gereksinimlere göre yaparak, orduyu sürekli tatbikatlarla hazır tutacak, tatbikat sonuçlarını analiz ederek birlikleri harbe daha iyi hazırlayacak liderliğe sahip olduklarından da kimsenin şüphesi yoktur.

Şimdi, ekonomiyi ve orduyu oluşturan unsurlar! Ayağa kalkın ve daha sert savaşın!