19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye Varlık Fonu ekonomiye derman olur mu?

Evren Devrim Zelyut

Evren Devrim Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Hatırlarsanız 15 Temmuz darbe girişimini takip eden günlerde döviz kurları ve faizler siyasi nedenlerden dolayı artmaya başlayınca, Hükümet para ve sermaye piyasalarında görülen olumsuzlukları gidermenin yollarını aramaya başlamıştı. Bu noktada çözüm önerilerinden biri de “Türkiye Varlık Fonu”nun kurulması olmuştu.

Dünya üzerindeki örnekleri incelediğimizde ulusal varlık fonları, çeşitli finansal varlıklara yatırım yaparak gelirini artırmayı hedefleyen, devletin sahipliği ve yönetimi altında çalışan fonlardır. Bu fonların gelirleri genellikle bütçe fazlalarından oluşur. Yani Norveç gibi petrol geliriniz varsa bunu, Japonya gibi ihracat geliriniz varsa onu, bir çatı altında topluyor ve artması için yönetmeye başlıyorsunuz.

Türkiye Varlık Fonu’nun tarif edilen amacı ise şu: Başbakanlığa bağlı, ana faaliyet konusu fonların kurulması ve yönetimi olan, sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonları kurmak ve yönetmek.

VARLIK FONU BİR ÜLKENİN İKTİSADİ SİLAHIDIR

Türkiye’nin elindeki iktisadi kaynakları daha iyi yönetmek istemesi, olumsuz durumlarda ekonomiye müdahale etmek için elinde nakit bir gücün bulunması, milli projelere kaynak yaratması elbette kötü düşünceler değil. Bu doğrultuda Milli Piyango ve at yarışları, Ziraat Bankası, BOTAŞ, Borsa İstanbul, THY ve Halk Bankası'nın da aralarında bulunduğu dev kamu kuruluşları varlık fonuna devredildi. Bunu aralarında Antalya, Muğla, İzmir gibi turizm bölgelerindeki Hazine taşınmazlarının da bulunduğu çok sayıda arazinin de fona devredilmesi izledi.

İKTİSADİ SİLAH DOĞRU KULLANILMAZ İSE DÖNER SAHİBİNİ VURUR

Bu kadar kıymetli kurumun bir çatı altında toplanması ilk bakışta masum gibi gözükse de, fonun işleyişinin ana hatları iyi çizilmez ise sonu oldukça kötü olabilir. Bu bağlamda Hükümetin şu noktalara dikkat etmesi elzemdir:

1-Varlık Fonu ile tek hazine prensibi kaldırılıyor. Türkiye’nin gelirlerinin toplandığı bir kasa varken şimdi birden fazla kasa oluşuyor. Özal döneminde sayıları yüzlerle ifade edilen fonlar bir şekilde geri geliyor. Hazine ve bütçe dışındaki bu yapının çalışma esaslarının daha detaylı belirtilmesi gereklidir.

2-Bu fonun hazine gibi borçlanma yapması doğru mudur? Savunma Sanayi Fonu elindeki 3 milyar TL’nin Varlık Fonu tarafından borç olarak alınması, bu noktada soru işaretleri yaratmaktadır. Bu para referandum öncesi neden alınmıştır? Bu fon kafasına estikçe borç alırsa, bu işlemler sonucunda Türkiye’nin korkunç bir borç yükü ile yüzleşerek, tüm milli kurumlarını kaybetme ve yeni bir kriz riski ile karşı karşıya gelmesi nasıl önlenecektir?

3-Fon denetimini Sayıştay’a açık olacak mıdır? Sayıştay bu fonu denetleyemez ise paraların nereden gelip, nereye gittiğini vatandaş nasıl bilecektir? Meclis denetimi denilmektedir ancak meclis denetimi siyasi bir yön taşır, teknik olarak hesapların incelemesini Sayıştay yapmalıdır.

4-Fon uluslararası bağımsız denetim kurumlarına açılacak mıdır? Açılacaksa kaç tane kurum denetleyecektir? Bu denetçilerin denetim raporları kime sunulacaktır? Raporlar farklı olursa ne yapılacaktır?

5-Fon yöneticilerinin başarı ölçütleri ne olacaktır? Fon hedefleri somut olarak kim tarafından belirlenecek ve denetlenecektir?

FON STRATEJİSİ YENİDEN BELİRLENMELİDİR

Fon kapsamındaki kurumların özelleştirilmesi yerine işletilmesi için bir tutumun benimsenmesi, fonun gelecek nesillere ulaşması adına kilit bir konudur. Fon kesinlikle bütçe açıklarını kapatmak adına, kıymetli kurumların hesap vermeden satılacağı bir platform haline dönüşmemelidir. Amaç kıymetli kurumlardan gelen kârın devamının sağlanması olmalıdır.

Sonuç olarak Varlık Fonu düşünce olarak iyi, çalışma prensiplerinin netliği ve mevcut kapsamı açısından kötüdür. Yukarıda maddeler halinde belirtilen sorulara ait cevaplar bulunmadan fonun çalışmaya başlaması, Türkiye’yi yeni bir iktisadi hüsran ile baş başa bırakacaktır.