AKP neden panikledi?

AKP’de bir hareketlilik var. Belki “panik” demek daha doğru. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yandan “milli seferberlik” çağrısı yaparken, diğer yandan “başkanlık” için acele ediyor. Parti kurmaylarına, “Teklifi bir an önce Meclis Genel Kuruluna getirin” talimatı verdiği ifade ediliyor.

Bir yanda “milli seferberlik” diğer yanda “başkanlık.” Birbirine taban tabana zıt iki konu. AKP’liler bile “Başkanlık ısrarı milli seferberliğin önünde engel” diyor. Ama, “Talimat yukardan, yapacak bir şey yok” havasındalar.

AKP’nin Meclis grup yöneticileri şu aralar Meclis’le Saray arasında mekik dokuyor. Anayasa Komisyonunun AKP’li üyeleri önümüzdeki hafta teklifi görüşmeye hazırlanıyor. Muhalefetin engelleme girişimlerine karşı alınacak önlemleri tartışıyorlar.

Panik o kadar büyük ki anayasa değişikliği Meclis’e sunulurken anayasanın 67’inci maddesi bile ortadan kaldırıldı. Sonrasında öneriye imza atan milletvekillerine bile sorulmadan düzeltme yoluna gidildi.

Meclis kulislerinde AKP’deki paniğin nedeni tartışılıyor. AKP yöneticileri soruları yanıtsız bırakırken, bazı AKP milletvekilleri “zaman aleyhe işliyor” vurgusu yapıyor.

MHP’de teklife “hayır” oyu vermeyi düşünenler de aynı kanıda. Teklif ortaya çıkınca MHP’de çok sayıda milletvekilinin “kafasının karıştığı” kaydediliyor. “Bu teklifi savunmaya kalkarsak MHP’ye oy veren vatandaşlar bizi sopayla kovalar” diyen MHP milletvekilleri olduğu konuşuluyor.

Saray’da yapılan son değerlendirmede, “hızlı hareket edilmesi” kararı çıktığı, “teklif çok tartışılırsa ‘hayır’ oylarının artacağı” tespiti yapıldığı bildiriliyor. AKP’ye daha önce seçim kazandıran “uzman” ekibin “acele edin yoksa iş kötüye gider” uyarısı yaptığı söyleniyor.

***

AKP ve hükümette sıkıntı olduğunu yazmıştım. İtiraz edenler oldu. Ama kriz artık gizlenemeyecek boyuta geldi. Başbakana, hükümet sözcülerine, AKP yöneticilerine sürekli “düzeltme” yapılıyor.

Tuğrul Türkeş’in Bahçeli uyarısı, Mehmet Şimşek’in AB çıkışı, cinsel taciz yasasının Meclis’teki görüşmelerinde yaşananlar sadece birkaçı... Başbakanın ve hükümet sözcüsünün yaptığı açıklamalar üzerinden 24 saat geçmeden geri çekiliyor.

Çok tartışılan “Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı sistemi” konusunda da aynı durum ortaya çıktı. Başbakan Binali Yıldırım TBMM Başkanlığına sunulan teklif ve referandum için tarih verdi. “Meclis çalışmalarının tamamlanmasından sonra, bütün her şey yolunda giderse yazın başında böyle bir durum olabilir” dedi. Mayıs, Haziran aylarını işaret etti.

Bu sözlerin üzerinden 15 gün bile geçmeden referandum için Mart ayı konuşulmaya başlandı. Başbakan Binali Yıldırım bir kez daha ortada bırakıldı.

“Görünüşte AKP’nin ve hükümetin başında Binali Yıldırım var. Ancak uygulamada durum farklı. Anayasa değişikliği daha komisyonda bile ele alınmadı. Ama yürürlükte.”

“AKP ve hükümette alınan kararlara Saray doğrudan müdahale ediyor. Başbakan ve bakanların kamuoyu önünde neler söylediği dikkate bile alınmıyor.”

Bu değerlendirmeler AKP’lilere ait. Dahası da var!

Hükümette “kısa devre” krizi yaşandığı konuşuluyor. Başbakan Binali Yıldırım’ı atlayıp doğrudan Saray’la ilişki kuran bakanlardan söz ediliyor. “Bazı bakanlar kendilerini Binali Yıldırım’a karşı değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı sorumlu görüyor. Başbakan bakanların kısa devre yapmasından rahatsız. Ama sesini çıkaramıyor” deniyor.

Enerji Bakanı Berat Albayrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AB Bakanı Ömer Çelik, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Balanı Mehmet Müezzinoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç, Maliye Bakanı Naci Ağbal… gibi isimler sıralanıyor.

Benzer sıkıntının AKP TBMM Grubunda da yaşandığı ifade ediliyor. Başbakan Binali Yıldırım’ın alınan kararlardan sonradan haberdar olduğunu iddia edenler bile var.

Anlayacağınız “Başkanlık sevdası” AKP’yi de germiş durumda!