20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Davutoğlu niye konuşmuyorsun?

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Ahmet Davutoğlu. Bir zamanlar Dışişleri Bakanıydı. Sonra Başbakan oldu.
“Stratejik derinlik” diye ortaya çıkmıştı.
“Komşularla sıfır sorun” diye diye, Türkiye’yi bütün komşularıyla savaş noktasına getirdi.
2011’de ABD, Suriye operasyonuna başladığında Hillary Clinton’la tak-şak yapıyordu.
Bakanlar Kurulu’nda Şam’ın düşmesi için parmakları ile 2 ayı işaret etmişti. 900 kilometreyi aşkın Türkiye-Suriye sınırı silahlı terör gruplarına açılırken televizyonlar da zafer havasındaydı.

ABD NE İSTİYORSA ONLARI İSTEDİ

Krizi çözmek için Şam’a gönderildi. Suriyelilerle uzun görüşmeler yaptı. 2012 yılı Ekim ayında Şam’da Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Suriyeli yöneticilere o görüşmeleri sormuştum.
“ABD ne istiyorsa Davutoğlu da onları istedi” demişlerdi.
IŞİD için “dışlanmışlar” ifadesini kullandı.
PYD’lilere kol kanat gerdi. PYD lideri Salih Müslim’i Türkiye’de ağırlattı.

PYD İÇİN SAVAŞ

İş bununla da kalmadı. PYD Ayn el Arab’da (Kobani) zora düşünce Barzani’nin peşmergelerinin Türkiye üzerinden silahlarıyla birlikte Ayn el Arab’a geçmesi sağlandı. TBMM kararı yoktu. Ama ABD isteyince akan sular durdu.
Silahlı yabancı güçlerin Türkiye üzerinden geçişine izin verildi.
Kim için?
Şu anda Mehmetçiğimizi, polisimizi şehit eden PKK/PYD için.

AÇILIM

PKK ile yürütülen “açılım”ın yılmaz savunucusuydu. Çünkü ABD ve AB “açılım” istiyordu. Başbakan yardımcılarının, bakanların, Öcalan’a övgüler düzdüğü günler.
Suriye politikası ABD ve PKK/PYD ile belirleniyordu.

PKK/PYD ABD’NİN KARA GÜCÜ

Bu süreçte Suriye’de Fırat’ın doğusu önemli ölçüde PYD’nin kontrolüne geçti. Bir taraftan AKP, diğer taraftan ABD ve Avrupa ülkeleri el birliği içindeydi.
ABD kısa sürede Suriye’de Esad yönetiminin düşmeyeceğini gördü. Akdeniz’e kadar uzanacak “ABD-İsrail Koridoru” için düğmeye bastı.
IŞİD’ı bahane edip PKK/PYD’yi “kara gücü” yaptı. Onlar zaten başından beri hazırdı.

ABD ASKERİ CANLI KALKAN

ABD, 1. Körfez Savaşı’nda Barzani bölgesine yaptığını şimdi Suriye’de yapıyor. Fırat’ın doğusunu PKK/PYD için “güvenli bölge” haline getirdi.
ABD askerleri PKK/PYD’yi korumak için canlı kalkan. “Burada benim askerim var” diye uyarıyor.
“Saldırı yaparsanız karşınızda beni bulursunuz” diyor.
PKK hendek savaşı için elemanlarını burada eğitti. Şehir savaşları ve el yapımı patlayıcılar için burada kurs verildi.
Ankara, İstanbul, Diyarbakır, Bursa, ... gibi en son Kayseri’de patlatılan bombalar da bombacılar da buradan geldi.

DAVUTOĞLU’NUN ROLÜ


Tüm bu süreçte Ahmet Davutoğlu önce Dışişleri Bakanı, sonra da Başbakan idi.
1990’lı yıllardan beri Suriye’ye gidip gelirim. Başta Halep ve Şam olmak üzere birçok şehrini dolaştım. Tek bir terör olayını rastlamamıştım.
Ama ne olduysa 2011 yılından sonra oldu. Davutoğlu’nun “Müslüman Kardeşlerin yönetime ortak edilmesi, İsrail’le masaya oturulması, ...” gibi talepleri de Türkiye’nin değil ABD’nin talebiydi.

DAVUTOĞLU NİYE SUSUYOR?

Yüz binlerce Müslüman Suriyeli öldü. Dünyanın en önemli şehirlerinden Halep harabeye döndü. Fırat’ın doğusu “terör yetiştirme merkezi” oldu.
Bizler daha 2011 yılında işlerin bu noktaya geleceğini söyledik. Yapılanların yanlış olduğunu ifade ettik. Ama dinletemedik. Bütün bunları niye anlattım. Dün eski bir Dışişleri Bakanı ile birlikteydim.
“Türkiye Suriye’ye gibi oldu. Gelinen noktanın baş sorumlularından biri Ahmet Davutoğlu’dur. Şimdi niye susuyor?” diye sordu.
Eski bakan haklı. Ahmet Davutoğlu niye konuşmuyor?
Pensilvanya’da Fetullah Gülen’le saatlerce süren görüşmelerde Suriye de konuşuldu mu acaba?
Anlatsa da öğrensek!