AKP ve Bahçeli niye çıldırdı?

Başbakan Binali Yıldırım ve Bahçeli’nin Meclis grup konuşmaları birbirinin benzeriydi. Sanki konuşmaların ana hatları aynı merkezde hazırlanmış gibiydi.

Başbakan Yıldırım kendi partisinden gelen eleştirilere rağmen, “Hayır”cıların FETÖ ve PKK ile birlikte hareket ettiği iddiasını sürdürdü. Bahçeli, partisindeki “Hayır”cıları bile PKK’lı ve FETÖ’cü olmakla suçladı.

Belli ki AKP’lilerden ve Bahçeli’den bu ifadeleri daha çok duyacağız. Halk oylamasındaki “Evet” kampanyasının ana stratejisi bu olacak.

FETÖ VE PKK’YA CAN SİMİDİ

Terörle mücadelede görev almış güvenlik yetkilileri suçlamaları “akıl tutulması” olarak niteliyor. FETÖ ve PKK’nın toplumdan tecrit edilmesi gerekirken, tam tersinin yapıldığını söylüyorlar.

Yapılan açıklamaları, “FETÖ ve PKK’ya can simidi” olarak değerlendiriyorlar. “Hayır”cılarla terör örgütlerini yan yana getirmenin terör örgütlerine yarayacağını ifade ediyorlar. “Bu taktik FETÖ ve

PKK’nın değirmenine su taşır” görüşünü savunuyorlar.

“Hayır oyları fazla çıkarsa FETÖ ve PKK mı kazanmış olacak? Ülkeyi yönetenler böyle bir hatayı nasıl yapar?” diye soruyorlar.

AKP VE BAHÇELİ KONTROLÜ NEDEN KAYBETTİ?

Durum bu kadar açıkken AKP ve Bahçeli neden böyle yapıyor? Kontrolü neden kaybettiler?

“Evet” kulislerinden gelen bilgiler şöyle:

1 Kasım’da AKP’ye oy veren 23 milyon 681 bin seçmenin yaklaşık 8 milyonu “Evet”e soğuk!

1 Kasım’da MHP’ye oy veren 5 milyon 694 bin seçmenin yaklaşık 4 milyonu Bahçeli’yi dinlemiyor. “Hayır” diyor.

Kamuoyu araştırma kuruluşlarından gelen bu sonuçlar hesapları altüst etmiş. Zaman da “Evet”in değil, “Hayır”ın lehine işliyor. Sonuç böyle olunca bu “çılgınlık projesi” devreye girmiş.

SON KURŞUN

AKP ve Bahçeli çaresizlik içinde. Öcalan’ın İmralı’da HDP heyetine söylediği “Tayyip Erdoğan’ın başkanlığını destekleriz” sözünü unuttular. FETÖ’cü Emre Uslu’nun “Evet” çağrısını görmezden geldiler.

Fetullah Gülen’in 1997 yılında yaptığı, “Başkanlık ve yetkileri arttırılmış Cumhurbaşkanlığına destek” açıklamasını pas geçtiler.

Psikolojik üstünlük “Hayır”cılara geçince, son kurşunlarını(!) atıyorlar.

DAHA İŞİN BAŞINDAYIZ AMA...

Daha halk oylaması süreci resmen başlamadı. Ama toplumun bütün kesimleri karpuz gibi ortadan bölünüyor.

Kahveler, camiler, mahalle esnafı bile şimdiden “Evet’çi”, “Hayır’cı” diye ayrılmaya başladı. Sokaklarda silah gösterenler ortaya çıktı. Omuz omuza olması gerekenler birbirine yan gözle bakar oldu.

Şu anda yaşananlar önümüzdeki günlerin habercisi.

FETÖ VE PKK GÖZÜNÜ ÇATLAĞA DİKTİ

FETÖ ve PKK gözünü anayasa çatlağına dikti. Ortaya çıkan çatlaktan yararlanmaya çalışıyorlar. Yaşanan kavgada aradan sıyrılma hesapları yapıyorlar.

Bu bile yapılanın yanlış olduğunun göstergesi!

Dün AKP ilçe başkanları toplantısı vardı. Akdenizli bir ilçe başkanı FETÖ ile mücadelenin ikinci plana düştüğünü anlattı. “Yukarıdan şimdilik idare edin” denmiş.

Bilmem tehlikenin farkında mısınız?

BİZİ BUNA 367 İTTİ

Başbakan Yıldırım’ın konuşmalarında dikkat çeken bir nokta da 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi. Yapılması düşünülen anayasa değişikliğinin 367 zorlamasından kaynaklandığını söylüyor. CHP’yi suçluyor. “Bu yaşananların müsebbibi sensin.Bu noktaya senin yüzünden geldik” diyor.

Sanki “Kötü bir yoldayız ama bizi buna CHP itti” demeye getiriyor!

Savunma çok tuhaf!