23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Uykudaki tetikçiler ‘feda’iler hücresi mi?..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-
Rus Büyükelçi Andrey Karlov suikastının ardından tetikçinin bir “polis” memuru olduğu anlaşılır anlaşılmaz tüm dikkatler ister istemez AKP’nin iki yıldır adeta savaş yürüttüğü FETÖ’ye yoğunlaştı...
Tetikçi Mevlüt Mert Altıntaş’ın 17-25 Aralık öncesinde emniyete sızmış olması ve suikast öncesi firari bir FETÖ’cünün evinde kaldığı iddiası gerçekten çok şaşırtıcı...
Hele de o evin sahibi olan Zaman gazetesinin eski çalışanı, firari gazeteci Abdullah Bozkurt’un daha üç gün önce “Türkiye’de elçilikler artık güvende değil” diye Twitter’da yazması yok mu, cemaati iyice zanlı koltuğuna oturttu...
Üstelik tetikçi polis memurunun Aydın’ın Söke ilçesinde Körfez adlı cemaat dershanesinde yetişmesi ve dayısının FETÖ’den açığa alınması da cinayetin ardında “Fethullahçılar” olduğu kuşkusunu iyice öne çıkardı...
Velhasıl yandaş medyanın dünkü sayılarında, yukarıdaki iddialar manşete çıkartılmış ve suikastın “FETÖ kaynaklı” olduğuna ısrarla dikkat çekilmişti...
Ancak şu aşamadan sonra öldürülmüş bir tetikçinin kim olduğu pek sorgulanamayacaktır... Çünkü Türkiye’nin; bir yandan FETÖ, PKK ve IŞİD’le mücadele ederken diğer yandan Suriye diplomasinin kıskacında çırpındığı bir dönemde, Karlov suikastı perde gerisindeki güçler açısından ne yazık ki faili meçhul kalabilir...
İşte bu kuşkunun çok çeşitli nedenleri vardır ve henüz yanıtlanamayan sorular aydınlatılmadığı sürece, Karlov cinayetiyle birlikte ne yazık ki Türkiye’nin terör zinciriyle suikastlar sürecine sürükleneceği endişesi de öne çıkar... Memleket için en vahimi de budur zaten...
KUŞKULU KAYBOLUŞ!..
Ankara’yı dehşete düşüren ve tüm dünyayı şoka uğratan Andrey Karlov suikastının ardında herkesin kafasını kurcalayan çok önemli sorular var... Önce tetikçi Mert Altıntaş’ın çevresinden başlayalım;
- Aslında kimdir bu polis memuru?.. Gerçekten cemaat militanı mı yoksa IŞİD, Nusra ya da El Kaide sempatizanı mı?..
- Saldırgan sosyal medyada yürütülen Suriye ve Rusya düşmanlığından etkilenerek fevri mi hareket etti yoksa, sinsi bir mekanizmanın işaretiyle mi eyleme girişti?..
- Suikastçı “FETÖ’cü”yse cemaat soruşturmasının herhangi bir yerinde adı geçti mi, ifadesi alındı mı, bağlantıları sorgulandı mı?.. “Soru çalma soruşturmasında izi bulunduğu” doğru mu?..
- Polis memurunun, Diyarbakır’da görevliyken 15 Temmuz’dan bir gün sonra, iki günlük izin alarak ortadan kaybolması kuşkulu değil mi?.. Katil “darbe”yi biliyor muydu, izinliyken nerede, kimlerle birlikteydi?..
- Tetikçi Mert Altıntaş, sosyal medyada dolaşan izin kağıdını hem de darbe girişiminden bir gün sonra devlet teyakkuzdayken ve izinler durdurulmuşken nasıl alabildi ki?.. Nereden geldi bu torpil?..
- Altıntaş’ın amiri olan ve tetikçiye darbe sonrası izin veren çevik kuvvet şube müdürünün FETÖ’den tutuklu olması rastlantı mı?..
- 22 yaşındaki Altıntaş neyin uğruna kendini yaktı, asıl amacı neydi?.. 2012’de polis okuluna giren böylesine tehlikeli bir kişi, 4 yıl boyunca amirlerinin ve çalışma arkadaşlarının hiç mi dikkatini çekmedi?..
- Suikastla ilgili istihbarat birimlerine herhangi bir ihbar geldi mi?.. Tetikçinin telefon trafiği, arkadaşları, görüşmeleri ve ilişkileri daha önce sorgulanmış mıydı?..
HAŞHAŞİ ŞOVU!..
Dünyayı sarsan büyükelçi suikastının ardından ürkütücü sorular bitmedi?.. Her biri ayrı bir kuşkuyu barındıran ve acil yanıt arayan soruları sıralamaya devam edelim...
Evet, yalnızca Karlov suikastının perde gerisini sorgulayan değil, gelecekle ilgili endişeleri barındıran o kadar çok soru var ki;
- Tetikçi polis memuru, elçi Karlov’un o salonda olacağını nasıl öğrendi, görevli değilken içeri nasıl girdi ve en önemlisi de bir koruma gibi kurbanın ardında beklerken neden fark edilemedi?..
- Katil polis memurunun, cinayeti işlemek için soğukkanlı biçimde kameraların çalışmasını beklemesi, işaret parmağını kaldırarak harekete geçmesi, adeta propaganda şovu için önceden eğitildiğini göstermiyor mu?..
- Olay sırasında El Nusra’nın marşlarına dikkat çekerek, Arapça sloganları atabilecek kadar fanatik dinci olan bir militan emniyet içinde nasıl saklanabildi?.. Kimler korudu onu?..
- Tetikçinin tıpkı cinayetlerin ardından kurbanın başında durarak öldürülmeyi bekleyen “Haşhaşi” militanlar gibi davranması ne anlama geliyor?..
- Suikastçı polisin eylem sırasında Halep ve Suriye için sloganlar atması bir şaşırtmaca mı yoksa asıl amaç Suriye üzerinden ABD ile Rusya’yı karşı karşıya getirmek mi?..
- Dinci örgütlerin eylem stratejilerinde olduğu için olay sırasında tetikçinin yakınlarında “gözcü ve koruma” olarak görev yapan başkaları var mıydı?..
SUİKASTÇI ÖLMESEYDİ...
Gelelim Türkiye’nin sürüklendiği kaosun geleceği açısından en yaşamsal sorulara... Çünkü bu sorular aydınlatılmadığı sürece Türkiye belli ki şu karanlık dönemde diken üstünde durmaya devam edecek?..
- Mert Altıntaş’ın cemaat ilişkisine dikkat çekildiğine göre, acaba Fethullahçılar emniyet ve TSK içinde çok önceden bir “feda”iler birliği mi oluşturdu?..
- Cezaevlerindeki 24 cemaat üyesinin intiharı ve gizemli ölümü FETÖ için kendini de “feda” edecek birimlerin varlığına dikkat çekmiyor mu?..
- Devletin içinde sinsice pusuya yatmış daha kaç suikastçı var?.. Bu uyuyan hücreler yalnızca diplomatlar değil, devleti yönetenler, bürokrasi ve siyasileri için de potansiyel tehdit değil mi?..
- Suikastın ardında gerçekten cemaat varsa, FETÖ asıl darbeyi bu fedai müritlerle mi yapmayı planlıyor?..
Gelelim asıl meseleye?.. Yukarıdaki soruların bir nebze olsun aydınlatılması, suikastçının sağ ele geçirilmesiyle mümkün olabilirdi... Can alıcı soru da burada zaten;
Böylesine sarsıcı bir suikastı gerçekleştiren tetikçi silahında mermiler neredeyse bitmişken ve onlarca özel hareketçi tarafından sarılmışken, yani çıkış yolu yokken neden sağ yakalanmadı da öldürüldü?..