Bekir Coşkun'a açık davet

Sayın Bekir Coşkun,

16 Aralık 2016’da “Yellen” başlığını taşıyan köşe yazınızda Batının bazı muazzam buluşlarını alt alta yazdınız. Çengelli iğneden gazoz kapağına, raptiyeden fermuara, çatal, kibrit ve bıyık boyasından dondurma külahına, dikiş makinesinden ilaca, bunlara ilaveten çağımızın elektrik elektronik araçlar dâhil birçok keşfi liste halinde neşrettiniz. Sadece Batının buluşları ile övünüyor demesinler misali Çin’den de önemli bir buluşu zikretmişsiniz; Tuvalet kâğıdı (!)

Batının muazzam buluşlarını sıraladıktan sonra siyasi buluşlarınızı arz etmişsiniz: “Şimdi sen de bana; din ile yönetilen Müslüman ülkelerde keşfedilmiş, insanların hayatını kolaylaştıran bir tek şeyi söyle… O zaman memleketi Orta-Çağa sürükleyip Araplara benzetmeye çalışmaktan vazgeç” diye yazdınız. En nihayet “ONA” telkinde bulunmuşsunuz, “Tek yolu vardır “Türkiye” olmanın… Atatürk’ün gösterdiği yöne döneceksin.”

Yazınızı okuyan insan Batıya ne kadar müteşekkir olsa azdır. Maazallah bıyık boyası bulunmamış olsaydı ak saçlar nasıl örtülürdü? Hele ki fermuar olmasaydı hafazanallah dükkân açıkta mal ortada olmaz mıydı? Peki, o çatal bulunmasaydı bonfileyi nasıl medenice kesip yiyebilecektik? Ya dondurma? Tahayyül edin, külah olmadan nasıl şok şekşice yalanacaktı? Bilhassa dikiş makinesinin buluşu var ya muazzam bir alet. Olmasaydı ortalıkta üryan yellenecektik. Hayvanları katledip derisiyle örtünmeye devam edecektik. Medeni İnsan ve hayvanın suyu hürmetine şahsınızda Batıya sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Var olasın Şen olasın Çin diyelim. Hamd ve şükür tuvalet kâğıdı sayesinde popolar artık misk kokuyor.

Batının ve de Çin’in buluşlarını unutkanlık hastalığı ile mamul olan dimağlara hatırlattığınız için size teşekkür edemiyoruz. E Çünkü sizde hastalık derecesinde saplantı haline gelen Arap ve Müslüman düşmanlığınızı eleştirmekten yorulduk ama siz koca kitapların yazarları büyük gazetecilerin delikli kulaklarına söz geçiremedik.

Ne yani koskoca Bekir Coşkun Hz. Muhammed ile başlayan İslam tarihinin dört halife, Emeviler, Abbasiler, Fatimiler, Hamdaniler, Tolunlular ve daha nice devletler ile Osmanlı devletinin Batıya ve tüm Dünya insanlığına sunduğu yüzlerce buluştan bihaber mi? Ne yani her konuya uzman edasıyla yorum getiren büyük gazeteci Bekir Coşkun, modern kimyanın kurucusu kabul edilen Cabir Bin Hayyan’ı, Cebir (geometri isminin babası) ilminin büyük üstadı sıfır rakamının kâşifi Harezmî’yi duymadı mı?

Birinci öğretmen kabul edilen Aristo’nun ardından Felsefe, müzik ve dil bilimlerinde ikinci öğretmen olarak kabul edilen Farabi’yi, önce Süryanice ardından Arapça ve Latinceye Aristo’nun yok edilen eserlerini daha önce tercüme eden büyük filolog Qusta Bin Luqa’yı, küçük ve büyük kan dolaşımı sistemi ve modern tıp ilmiyle kan hastalıkların iyileştirilmesi metotlarını bulan İbn Nefis’i, Avrupa üniversitelerinde 600 sene kaynak tıp kitabı olarak okutulan İbn-i Sina’yı duymadı mı? Pok, hastalık, yoksulluk, haramilik, tecavüz, talan ve savaşlarla debelenen Batının zengin aileleri çocuklarını okumak için, Fatımi Müslüman devletin kurduğu El-Ezher üniversitesine gönderildiklerini bilmiyor mu?

Batı pok içinde yüzerken, dinler savaşı ile insanların derileri yüzülürken, Batı işgalleri ve sömürü düzeni, sistematik kölelik nizamı, ırkçılığı, faşistliği virüs gibi Dünyayı yiyip bitirirken medeniyetleri yok ederken Endülüs Arap Müslüman medeniyetinin modern ilim yuvaları ile aydınlanma çağını yaşayan ve günde 24 saat sıcak ve soğuk sularla hizmet götürülen Kordoba, Grenada kentlerine, Şam’a Halep’e Bağdat’a Mardin’e ecdat yurdunuz Urfa’ya çocuklarını medeni ve eğitimli olsunlar diye gönderdiğine Bila İdrak misiniz?

Ne oldu da pok içinde yaşayan Batı “muasır medeniyeti” yarattı ve “muasır medeniyet” Müslüman coğrafyası pokluk içinde yüzüyor? Bu sorulara kafa yorup kamuoyunu bilinçlendireceğinize kafa ütülüyorsunuz. Batı neler bulmuş diye listeler yayınlayacağına, Arap ve Müslüman kötüleyeceğine, adını ağzından düşürmediğin Atatürk’ün Bütün eserlerini oku ve Araplar ve Müslümanlar kimdir öğreniniz.

Müsaitseniz Sizi, yengeyi ve müteveffa köpeğiniz Pako’nun yavrularını Mustafa Kemal Atatürk’ün, “ilk hedefiniz ileri” deyip gösterdiği yöne Akdeniz’e bekliyoruz. Yengemize de size de bu vesile ile Türkiye’nin tek Ermeni köyünün mevcut olduğu Samandağ-Vakıflı’da medeni meyve şaraplarından takdim eder, atalarınızı yad ederiz. İlk Hedef olan Akdeniz’i Amonos (Musa) dağından seyreder tarihi buluşlarıyla Dünyanın kaderini değiştiren Arap ve Müslüman âlimleri hakkında sohbet ederiz.

Amanos Dağının beri ötesinde yer alan Dünyaya ilk medeniyetleri ve araçlarını sunan Suriye’nin, medeniyetsiz Batının ateş püskürten ve yok eden demir uçaklarını ve ölüm saçan füzelerini de sohbet ederiz. Medeniyetsiz Batının bölücü ve dini-dar nice medeniyet yoksunu örgütlerle Dünyaya nasıl “medeniyet” ihraç ettiğini konuşuruz. Buradan Şam’a geçer Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinin ilk gizli örgütlenmesini başlattığı Hamidiye Çarşısındaki mekânı mütalaa ederiz. Atatürk’ün gösterdiğini sandığınız yönde yer alan Fransa ve İngiltere için ne dediğini yâd ederiz.

Muhabbetle

Prof. Dr. Mehmet Yuva

Suriye-Türkiye Dostluk Komitesi Başkanı