19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kürdistan'ın alternatifi Türkmenistan mı?

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-
Suriyeli Türkmenlerin Suriye Arap Milletinin bir ferdi olduğunu, Suriye’nin bayrağına, devletine ve Arap milli birliğine sahip çıkmaları gerektiğini, Türkiye dâhil vatandaşı olmadıkları hiçbir yabancı ülkenin kendi ülkelerine karşı iş ve güç birliği içinde olmamaları gerektiğini ifade ettik.
FETÖ dergilerinin 2004’ten sonra Suriye Türkmenleri için tedavüle soktuğu “Suriye’de kaybolan Türkler” yayın serisi ile Suriye milli bütünlüğün kaşındığını söyledik. Yalanlara itibar etmemelerini tavsiye ettik. Suriye Türkmenlerinin Türkçe öğrenmelerinin yasak olduğu, Türkmenlerin memur bile olamayacağı gibi iddiaların fitne olduğunu örneklerle izah ettik.
SURİYE'NİN MESELESİ OLMALI
Türkmenlerin kültürel hukuku, ekonomik refahı ve siyasi katılım imkânlarının tüm toplumu ilgilendiren Suriye siyasi sistemin bir meselesi olarak ele alınması gerektiğini dillendirdik. Suriye Türkmenleri konusunu ayrı bayrak ayrı devlet ayrı millet çerçevesinde pazarlamanın birçok etnik topluluk ve dinden müteşekkil olan Türkiye’nin milli birliğine ve güvenliğine tehdit oluşturacağının altını çizdik. Suriye devletinin yıkılacağı ve Suriye’nin parçalanacağı tezine yatırım yapanlara anlatamadık. Suriye’de yaşanacak her etnik ve mezhepsel ayrışmanın otomatikman Türkiye’ye sirayet edeceğini uzman geçinen kafalara sokamadık.
MHP Vekili, aslen Suriye Türkmenlerinden olan Mehmet Şandır da Mecliste Dışişleri Bakanı'nın yüzüne bakarak Suriye’de başlayan hengâmeden ve Türkmenlerin yaşayacağı sorunlardan bizatihi Bin Davud’un sorumlu olacağını ifade etmişti. Ancak bu kadar faciaya rağmen ısrarla hatalardan ders almama gibi bir huy var.
LÜBNAN ÖRNEĞİ Mİ?
Mesela Başbakan Binali Yıldırım halen Suriye’nin geleceğinden bahsederken “birçok etnik topluluğun katılımıyla inşa edilecek bir Suriye’den” söz ediyor. Birçok etnik topluluk ne demek? Bu tabiri Sayın Başbakan’a kimler telkin ediyor? Birçok etnik topluluk, din, mezhep ve taifeden oluşan Lübnan örneği Sayın Başbakan’a yabancı mı? Müsteşarları hiç Lübnan’ı yakinen tanıma fırsatı buldu mu?
Müsteşarları milli olan her şeyin azgın düşmanı olan Sevr ve Sykes-Picot ruhunun ülkelere ve milletlere sadece felaket getirdiğini bilmiyorlar mı? Irak’ın Lübnanlaştırıldığını, Suriye’nin Iraklaştırıldığını ve en nihayet hedefte olan Türkiye’nin “tüm etnik toplulukların katılımı” projesiyle Suriyeleştirileceğini idrak edemiyorlar m?
Geçenlerde, Suriye’de ağırladığımız MHP’den ihraç edilen Vekil Prof. Ümit Özdağ’ın da katıldığı, ‘Bayır Bucak’tan Kerkük’e Irak ve Suriye Türkmenlerin Geleceği’ konulu konferans yapıldı. Konferansa Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın da katılmış. Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı ve Kerkük Vekili Erşat Salih’i de baş konuktu. Erşat Salihi’de Şam’da tanışmış aynı panellerde beraber olmuştuk. Muhterem ve kıymetli bir kardeşimiz. ABD’nin 2003 Irak işgali ve mezalimi ardından Suriye milyonlarca Iraklıya yurt oldu. Anavatanlarında gibi ağırlandılar. Suriye, Irak Türkmenlerine de evini ve kalbini açtı. “Zalim, Arap Milliyetçisi, BAASÇI, Alevi Esad rejimi”, ölüm tehditleriyle yaşayan başta Erşat Salih’i kardeşimiz Suriye’ye sığınan Irak Türkmenlerinin güven içinde yaşamalarını sağladı.
'TÜRKMENİSTAN HARİTASI'
Erşat Salihi bugün Suriye olaylarını farklı okuyor ve Esad hakkında farklı düşünüyor olabilir. Yapıcı eleştiride bulunma ve çözüm önerileri sunma hakkı vardır. Ancak Türkiye dâhil bir çok devlet “kayıtsız” iken Irak Türkmenlerine Suriye’nin sahip çıktığını her imkanda ifade etmesi Suriye’nin toprak bütünlüğü ve milli birliği için ne kadar önemli olduğunu en çok kendisi biliyor. Erşat Salihi kardeşimizin önünde konuşma yaptığı haritaya bakıyorum. Bağdat vilayet sınırlarından Hatay coğrafyasından Humus havzasına kadar Irak, Türkiye ve Suriye hattı boyunca pembe rengi ile boyanmış bir “Türkmenistan” haritası var.
Önce Barzani yönetiminin kanalı Rudaw TV de hava durumunu sunan bayanın işarete ettiği ve Hatay’ı da içine alan, aynı coğrafyayı Kürdistan olarak gösteren, harita sandım. Ardından PKK-YPG’nin yayınladığı haritaya benzettim. Sonra Türk subayların gözüne sokulan NATO’daki BOP haritasını hatırladım. Ne kadar harita çizme ve ülkeleri farklı renklere boyama müptelası olmuşuz. Sevgili Erşat “Kürdistan’ın” alternatifi yeni “Türkmenistan” haritaları değildir. Irak ve Suriye gitti gidiyor ne kaparsak kardır zihniyeti Türkmen’in ne tarihine ne şanına ne de Irak ve Suriye için tarihte ortaya koyduğu Milli birlik davasına uymuyor yakışmıyor.
Lütfen duygudaşlık (empati) yapınız. “Hatay’dan Urfa’ya Türkiye Araplarının geleceği, Türkiye Kürdistan’ın sosyo-ekonomik sorunları, Türkiye Alevilerin Dünü, Bugünü ve Yarını” ve benzeri aktivitelerin Batı ve ABD mutfaklarında pişirildiğini her daim göz önünde bulundurun. Bir etnik topluluğun veya mezhebin hakkı, hukuku ve sorunlarını tedavüle sokmak ayrıdır. Bu konular üzerinden haritalar çizmenin farklı olduğunu en çok sizler idrak etmelisiniz.