29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Binali bir Ali’ye feda olsun

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

Yerkürenin en önemli medeniyetlerine ev sahipliği yapmış bu coğrafyanın tarih boyunca yüksek bir cazibe merkezi olduğunu tekrar hatırlatmak zorundayız. Bu diyar, tarımın, ilk kentlerin, alfabenin, kent-devletlerin, kanunların, dinlerin, satırın, öykülerin, mitolojinin, Yunanca-Latince’ de mevcut olan bütün siyasi-edebi kavramların, kent ve yönetici isimlerin kaynağı, bilim, irfan ve ilmin tecelli ettiği coğrafyadır.

Dünyanın en zengin kaynaklarına sahip olmasına karşın, bölgemizde büyük oranda mevcut olan yoksulluk, enerji kaynakları ve yan ürünlerinden elde edilen muazzam servetin bir avuç elde inhisar edilmesi, rüşvet-yalan ve fitneciliğin tavan yapmış olması, adam kayırmacılık ve kanunsuzluğun daniskasının sergilenmesi, alt-yapıya yeterli yatırımların yapılmaması kangrenleşen sorunların temelini oluşturdu.

SİSTEM İSTİMARA AÇILDI

İktidarların anti-demokratik özellikleri, derinleşen ahlaki çürüme, bilimsel çalışmaların yeterince desteklenmemesi, tarım projelerinin teşvik edilmemesi, Filistin davasına ve yabancı işgallere maruz kalan topraklara karşı iktidarların kayıtsız kalması, iktidar sahipleri arasında hüküm süren çirkin rekabet kaim bölgesel sistemlere mafyavari yapıları musallat etti.

Siyaset ve hukuk kurumları ekonomik gücü elinde tutan zümrenin tamahı ve keyfiyetine kurban edildi. Enerji, imkân ve entrikalarını birbirlerinin kuyusunu kazmak için kullanan saltanat sahipleri ve bencil maslahatları için iblisle işbirliği yapmaya hazır şarlatanlar, Allah, din, demokrasi, özgürlük, insan hakları ve her türlü değerlerin istismar edildiği bir keşmekeş, dengesiz ve çarpık sistem zuhur etti.

SORUMLUSU ABD VE AB

Bugün dünyamızı felaketlere sürükleyen, krizlerin omurgasını teşkil eden gelişmelerin en önemli müsebbibi; ekonomide tekelcilik sistemini musallat eden ABD ve AB devletleridir. En nihayetinde, asırlardır süren talan, yağma ve katliam politikalarına rağmen krizlerden kurtulamamakta, içinde debelenmektedir. Bu ölümcül hastalıktan kurtulmak için her türlü ahlaksız ve anti-demokratik metot ve uygulamaları mubah kabul etmektedir.

Coğrafyamızın, büyük oranda kendilerinin eseri olan, anti-demokratik, hantal rejimlerini de bahane ederek bölgeyi daim bir kaosun, etnik-mezhepsel savaşların ve yıkımların kısır döngüsüne atıyor. Ürettiği ölüm makineleri (silah) için bir savaş sahasına dönüştürüyor.

Hastalıklarıyla yüzleşip sorunlarını çözmek için uğraşacağına bütün dünyayı ateşe atmayı seçiyor. Kendi toplumlarının gazabına uğrayacaklarını bildiklerinden, bu gazabı dışarı ihraç ediyor. Komünizm, İslam, ulusal devletler-kimlikler ve ne bahane bulurlarsa kullanıp saldırıyor. Faşist, ırkçı ve cani özelliklerini smokin giyerek, zarif tavırlara bürünerek örtmeye çalışıyor. Demokrasi, özgürlük, ekonomik kalkınma ve insan hakları yalanlarıyla ülkelere saldırıyor. Söylenen hak arzulanan batıldır tabirine uygun davranıyor.

ÖNCE DÜŞMAN YARATILIYOR

Bölücülüğü, mezhepçiliği ve dini-darlığı teşvik ediyor ve besliyor. Bu kulvarda yüzen mahalli kalemşorlarına, ticaret erbabına ve partilere destek veriyor, sahip çıkıyor ve koruyor. Önce düşman yaratıyor sonra düşmanı yok etmek için seferberlik ilan ediyor.

Kıssadan hisse coğrafyamız bu habis virüsten kurtulmak için tarihi bir fırsat yakaladı. Suriye direnişi Dünyadaki saflaşmayı derinleştiriyor. Mecburiyetler ve Milli kuvvetlerin direnciyle Türkiye Batıya olan güçlü bağımlılığı çözerken, Doğu ile dengeli ilişkiler ağı örmeye başlarken ve geo-siyasi konumuna uygun yeniden şekillenirken enerjisini anayasa ve başkanlık sistemine kurban ediyor.

KENDİNDEN GEÇTİ AMA..

Emperyalist-Siyonist-Bölücü ve Dini-Dar plan ve projeleri teşhir eden, onlara karşı net tavır alan ve ekonomide tekelci hegemonyaya kalkan olan bir mücadele süreci zaten anayasa ve siyasi sistemin şemailini çizer. Bunun için ülkenin enerjisini aylarca kısır tartışmalar içinde boğmak gerekmez. İçinde olduğumuz tablo, savaşta çatışma içinde olan ve moral takviyesine ihtiyacı olan askere evinden, ailesinden en kahredici haberleri getirmekle özdeştir.

Sempatik Başbakanımız Binali Yıldırım heyecana gelmiş; “ Evet, yeni sistemde Başbakan yok. Ya biz makam mevki delisi değiliz, memleketin geleceği için bir Ali değil bin Ali feda olsun” demiş. Mesele olmak veya olmamak ya. İşte bütün mesele başbakanlıktan feragat etmek değil. Türkiye’yi anti-Emperyalist, anti-Siyonist ve anti Vahhabist hale getirmektir. Kıssadan hisse, Binali’nin bir Ali’ye feda olmasıdır.

Not; Suriye anayasasının ana maddeleri ve başkanlık sistemi Pazar günü detaylı ve yorumsuz bu köşede paylaşılacak. Okuduktan sonra kıyaslama yapılması ve tartışılması daha uygun olacaktır.