29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Suriye Rusya-ABD mandası mı?

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

Washington, Moskova veya başka başkentlerde hazırlanan anayasa müsveddelerinin yırtılıp atılması farzdır. Yabancı mutfaklarda pişirilip ülkelerimize tavsiye edilen siyasi sistemler ve anayasalar milli iradeye hakarettir, küstahlıktır.
‘Gündeme bomba gibi düşen’ ifadeleri ile Rus Dışişleri Bakanlığı tarafından tedavüle sokulan ‘Suriye anayasası müsveddesi’ üzerine yoğun bir tartışma zuhur etti. Son sözümüzü ilk paragrafımızda yazalım. Dayatma ve manda zihniyetiyle ABD, İngiltere veya başka devletlerle ‘gizli veya aleni’ anlaşarak Suriye’nin iradesi ve kaderi üzerinde tahakküm kurmak isteyen bir Rusya tarih boyunca bölgedeki varlığının teminatı olan bindiği Suriye dalını eliyle keser.
Bu keyfi tavrıyla, ‘Suriye devletini kurtaran kahraman’ edasıyla davranan Rusya, ‘Suriye halkı kendi kaderini bağımsız tayin etme hakkına sahip’ ilkesini dile getireceğine anayasa müsveddeleri hazırlıyor. Suriye Arap Cumhuriyeti yerine Suriye Cumhuriyeti ibaresini uygun görüyor. Suriye’nin modern tarihte Arap milliyetçi ideoloji ve hareketlerinin merkezi olduğu hakikatini ortadan kaldırıyor. Arap milli kimliğin ülkedeki Kürdün Türkmen’in Çerkez’in ve daha nice topluluğun birleştirici gücü olduğunu idrak edemiyor.
MOSKOVA TEHDİDİ OKUYAMIYOR
Bu siyasi kimlik ile oynamanın yaratacağı kaosu düşünemiyor. ABD’nin Irak federe sistemi ile bölgede yarattığı anarşi, talan ve bölünmüşlüğü iyi okuyamıyor. Kürt özerk bölgesi talep ettiği coğrafyaya onlarca ABD askeri üslerinin tesis edildiğini binlerce ABD ve Avrupalı askerin konuşlandırıldığını görmüyor. Rusya’nın Fransa-İngiltere benzeri yeni bir manda sistemini ABD ile Irak ve Suriye’de tesis ettiği yönündeki tartışmaların Moskova için oluşturduğu tehdidi okuyamıyor.
2016’nın ilk aylarından itibaren tedavüle sokulan Suriye için yeni anayasa müsveddelerinin kabul edilmesi intihar mesabesindedir. Suriye devleti ve halkında karşılığı yoktur. Bu müsveddelerin Suriye devleti ile istişare edildiği, Esad’ın onayını aldığı haberleri külliyen ve tafsilen doğru değildir. Rusya’nın bu husus ve daha birçok konuda İran ile Suriye sahasında sorunlar yaşadığı hakikati mevcuttur. Rusya’nın herkesi memnun etme taktiklerinin daha öncede işe yaramadığı acı tecrübelerle test edilmiştir. Rusya’nın ABD ile ulaştığı çözümlere ayak bağı olacak olan Suriye ve İranlı siyasi ve askeri şahsiyetlere karşı suikastlar düzenleyeceği iddiaları revaçtadır. Rusya manda zihniyetini rafa kaldırıp Suriye halkının iradesi dışında başka alternatiflerden uzaklaşmazsa, bilinsin ki başka kuvvetlerin uygulayabileceği suikastlar Rusya’nın hanesine yazılacaktır.
DOĞRUYU YANSITMIYOR
Rusya, İran ve Suriye düşmanlığında ön alan gazete müsveddelerin kullandığı başlık ve üslup doğruyu yansıtmıyor. “Suriye anayasası müsveddesinin’ Rusya, ABD ve İran tarafından hazırlandığı ve hatta Suriye devletinin bunu kabul edip katkı yaptığı haberleri habis ve art niyetlidir. Suriye dâhil bu ülkelerin ‘Suriye toprakları üzerinde Kuzey Irak benzeri zamanla bağımsız bir devlete dönüşecek olan özerk bir Kürt yönetimi için anlaştıkları ve Türkiye’nin altını oydukları’ iddiası melun bir amaca hizmet ediyor.
İran’ın böyle bir planın içinde olması kendi altını oymakla eş anlamlıdır. Suriye’de, dost ve müttefik güçlü bir merkezi devlete en çok ihtiyacı olan ülke İran’dır. En az 2000 yıllık tarihi bir hakikati tekrar hatırlatalım. Anadolu, İran ve Şam Coğrafyası Dünyanın merkezidir. Dünyanın ilk alfabesi, dinleri, kentleri, ticareti, farklı siyasi sistemlerin tatbik edildiği medeniyetlerin zuhur ettiği yurttur. Bu haliyle barbar talancıları ve uygar insanları daim cezbetmiştir. Müstevli olabilmek için yakın-uzak Dünyanın tüm kuvvetleri arasında burada şiddetli savaşlar yaşandı. Yükselen ve yok olan kuvvetlerin kaderini elinde tutan bölge oldu.
TEMİNATIN OMURGASI ANKARA-ŞAM HATTI
Bu hakikat bugünde geçerlidir. Avrupa, ABD, Rusya, Çin, İsrail, Güney Amerika, Japonya, Kore, Hindistan, Kanada, Avustralya, İran ve nice devletlerin kaderini elinde tutan Anadolu ve Suriye yani Hicaz, Nil Havzası (Mısır) Filistin, Lübnan, Ürdün ve Irak’ı içine alan Şam Coğrafyasıdır. Petrol, Doğal Gaz, dini makamlar, altın, bor, su, tarihi eserler ve daha nice zenginlik diyarı olan bu coğrafyanın güvenliği ABD, Rusya, Çin, Batı veya başka kuvvetlere emanet edilemez. Dünyanın kaderini elinde tutan Anadolu ve Şam Coğrafyasının varlık teminatının omurgası Ankara-Şam iş ve güç birliğidir.
Önce Irak’ı ardından Suriye’yi sonra Türkiye’yi dil, din ve ırk kökenine binaen yeniden tanzim etmek isteyen kuvvetlere karşı Anadolu ve Şam’ın yerli ve milli kuvvetlerin acilen bir araya gelmesi şarttır. Bu birlikteliğe saygı duyan bölge devletlerinin desteği talep edilmeli ve kazanılmasıdır. Bu birliktelik üzerinden ABD’ye güçlü bir uyarı mesajı verilmelidir. Rusya’nın aklıselim davranması, raydan çıkmaması ve salt askeri-ekonomik çıkarlarını gözeterek kadim dostlukları çiğnemesinin evelen Rusya için yaratacağı tahribatı hatırlatmak gerekir.
TAHRAN DESTEKLER
Ankara-Şam siyasi-askeri güç birliği Tahran’ın onay ve desteğini alacaktır. Türkiye-Suriye merkezli bölgesel bir ittifak bölgemiz için tasarlanan yabancı projelere karşı kalkandır. Varlık sigortasıdır. Bu güç birliği Moskova’nın diplomatik temayüllere daha saygılı olmasını öğretecektir. ‘Suriye devletini ben kurtardım, bundan mütevellit ülkeyi ben keyfime göre idare ederim, Suriye için en doğru ve en uygun olanı ben bilirim’ Manda zihniyetinin Rusya’nın itibarı ve güvenirliğine gölge düşüreceğini öğretmek gerekir. Vatan ve Millet söz konusu ise herkesin haddini bilmesi gerektiğini dost ve düşman bilmek zorundadır.
Coğrafyamızın makûs talihini tersine çeviren irade Anadolu’da Mustafa Kemal, Suriye’de Şeyh Salih Ali ve yoldaşlarında tecelli etti. Cüzi ve mukayyet birinci istiklal zaferi, bir Arap-Türk (Türkiye-Suriye) eseridir. Düşmanla işbirliği yapmayan yerli ve milli Kürdün, Çerkez’in, Ermeni’nin Süryani’nin eseridir. Şu lahzada içinde bulunduğumuz makûs talihi umuda ve kurtuluşa dönüştürecek an kıymetli hazine Ankara ve Şam arasında acilen sağlanacak siyasi ve askeri ittifak ile mümkün olacaktır.