25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 24°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

'Türk Arap ve İrani asker tecavüz etti'

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Merhum ahmak Saddam ve Irak ordusu özellikle Suudi, Kuveyt ve Katar Petro-Dolar Hanedanlıkların teşviki ile yıllarca (1980-1988) İran ile savaştı. Petro-Dolar hanedanlıklar Irak’a sınırsız silah ve finans desteği sözü verir. “İki çömlek birbirini kırsın-İti ite kırdırma” siyaseti sonucu milyonlarca insan ölür, sakat veya yetim kalır. Ahmak Saddam “aldatıldığını” ve Petro-Dolar hanedanlıkların “sinsi” planlarına hem Irak’ın hem de İran’ın kurban edildiğini nihayet idrak eder. Ancak hatalarından ibret almaz.

Kuveyt’in Irak’ın petrolünü çaldığını ve Körfez ülkelerin savaştan çıkmış Irak’ı iktisaden çökertmek için petrol fiyatlarını düşürdüğü açıklar. Irak’ın iddialarında doğruluk payı yüksektir. Amma ve lakin ahmak Saddam tarihi yanlışlıkları yeni yanlışlarla düzeltmeye kalkar. Ahmak Saddam, Irak ordusunu 2 Ağustos 1990’da komşusu zengin Kuveyt’e sokar. El-Sabah Hanedanlığı ve hükümdar tabaka pılını pırtını toplar dört taban Suudi hanedanlığına sığınır.

KUVEYTLİ NEYYİRE'NİN HİKAYESİ

İsrail, Batı ve ABD, yüz milyonlarca dolar kıymetindeki fonları hortumlamak amacıyla Kuveyt için lobi faaliyetlerine start verir. ABD Kongresinden Irak’a karşı askeri müdahale kararı çıkması için üyelerine milyonlarca dolar rüşvet dağıtılır. Fahişe medya milyonlarca dolar destek karşılığında, kamuoyunu hazırlamak üzere, yalan makinesi vazifesini icra eder. Bu sahtekârlık ve yalan furyasının baş aktörü kimdi biliyor musunuz? 15 yaşındaki Kuveytli genç kız Neyyire.

10 Ekim 1990‘da ABD Kongresi İnsan Hakları Komitesi toplanmış, Dünya kamuoyu ile çok önemli bilgiler paylaşacak olan “Kuveyt’ten cehennemden kaçmış” genç kızı dinleyecek. ABD medyası tam tekmil canlı yayın için hazırdı: “Iraklı askerler hastaneye girdiler. Yeni doğmuş Kuveytli bebekleri koridora fırlattılar. Gözümün önünde hemşirelere, hastaneye müracaat eden Kuveytli kadınlara hayvanca tecavüz ettiler” demişti.

Iraklı askerlerin Kuveytli bebeklere, kızlara ve annelere yaşattığı “vahşet” hikâyelerini anlattıkça ağlıyor, ağladıkça herkesi ağlatıyordu. Mükemmel Amerikan İngilizcesini müthiş kullanıyordu. Kuveytli genç kızın yaşadığı travma, zulüm ve kabus, “insan hakları konusunda hassas(!)” olan ABD ve Batının “Kuveyt’i özgürleştirme” arzusunu kamçılıyordu. Kuveytli kız Neyyire soyadını vermiyor, Iraklı ajanların kendisine ve Kuveyt’teki ailesine zulüm etmesinden korktuğunu iddia ediyordu.

'BİR SAVAŞ NASIL PAZARLANIR?'

Gerçeklerin bir gün muhakkak ortaya çıkması gibi kötü bir huyu varmış. Neyyire kim çıktı? Kuveyt’in ABD Büyükelçisi Saud El-Sabah’ın kızı. Yani El-Sabah hanedanlığın bir üyesi. ABD’de doğmuş, bu ülkede yaşayan, Irak ordusu Kuveyt’teyken kendisi ABD’de olan kurgulanmış bir yalan makinesi. Kongre üyelerini, İnsan Hakları Komitesini ve medyayı finanse eden Hill ve Knowlton lobi firmasının verdiği telkinlerle nasıl etkili konuşacağı ve ne zaman ağlayacağı günlerce yapılan hazırlık ile telkin edilmişti. 1992’de ABD-CBS kanalın hazırladığı “Bir savaş nasıl pazarlanır” adlı belgesel filme ilham kaynağı oldu. Ancak Batı için asıl önemli olan, yalan araçlar ile mubah kabul edilen amaçlara ulaşmaktır. Gerçeklerin daha sonra ortaya çıkmasından rahatsızlık duymaz. Kaşarlanmış fahişedir. Yüzüne inen tükürüğü bereketli yağmur kabul eder.

Bu ve onlarca benzer senaryo Suriye’ye dayatılan terör savaşında sergilendi. Katar’da özel Suriye kent stüdyoları hazırlandı. Özel efekt çekimler için Hollywood’tan teknisyenler kiralandı. Sahibine göre havlayan fahişe medyanın Suriye yalanları yüzlerce kilometre duble yol inşa eder. Suriye Arap ordusu, Lübnan Hizbullah ordusu ve İran destekli milislerinin Suriye ama özellikle Halep bebekleri, kızları ve annelerine yaptıkları, tecavüz hikâyeleri arşa ulaştı. “Körelmiş Müslüman” algılarına yapılan görsel operasyonlar neticesinde Türkiye ve uzak diyarlardan Suriye ateşine benzin (militan) döküldü.

'NEYYİRE VE HALEPLİ BANA'

Erdoğan geçenlerde Halepli kız Bana ve ailesini Saray’da kabul etmişti. “rejimi ordusu ve İran askerlerin saldırıları altında bulunan Halep'te yaşanan vahşeti, zulmü, tecavüzü ve kabusu dünyaya duyuran Halepli küçük kız Bana twitter üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu'ndan yardım istemişti” haberleri malum medya üzerinde servis edilmişti. El-Sabah hanedanlığı Neyyire’yi istismar etti. Dini-dar El-Safwa adlı silahlı örgütün militanı olan babası Gassan El-Abed kızı Bana’yı amaç için her yalan mubah zihniyeti için kullandı.

Aynı senaryolar başka kız çocukları üzerinden 1916’da önce “Ermenilere tecavüz” ardından 2016’da Suriye’de “Kürt ve Arap kızlarına tecavüz” yalanları Türk askeri için tedavüle sokuluyor. Sayın Erdoğan’ın Suriye Arap Ordusu ve İran-i askeri için tedavüle sokulan yalanların Türk askeri içinde aynı mahfilin mutfağında pişirildiğini bilmesi daha hayırlı olacaktır. Elbette ki kızlarımıza, kötülük ve tecavüz kimden gelirse gelsin, sahip çıkmalıyız. Ancak bal içinde sunulan zehri de yutmamalıyız.