29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tıp ilerliyor mu yoksa oyuna mı geliyoruz?

Murat Kınıkoğlu

Murat Kınıkoğlu

Eski Yazar

Hemen her hafta gazetelerde, bilim teknik dergilerinde tıp sektöründe ne muazzam gelişmeler, ne büyük ilerlemeler olduğuna dair haberler okuyoruz. Bu haberleri her gördüğümde kendi kendime “acaba gerçekten tıp bu kadar ilerliyor mu?” diye soruyorum. 38 yıldır doktorluk yapıyorum. Bu süre içinde tıbbın bazı alanlarında büyük gelişmeler oldu, özellikle teşhiste çok ilerledik, artık mercimek büyüklüğündeki tümörleri bile yakalayabiliyoruz. Genetik testler sayesinde gelecekte romatizma olup olmayacağınızı, meme kanserine yakalanıp yakalanmayacağınızı şimdiden söyleyebiliyoruz.

Tedavide ne durumdayız?

Teşhis metotlarındaki ilerlemeye karşılık tedavide halimiz içler acısı. En basitinden gribi bile hala tedavi edemiyoruz. (Daha doğrusu bir torba ilaç veriyoruz ama hiçbiri işe yaramıyor.) Ürtiker denen kaşıntıları hala tedavi edemiyoruz. Ağız içinde çıkan minicik aftları tedavi edebiliyor muyuz? Kabızlık için iki yüz yıl önce de sinameki otu kullanılıyormuş bugün de en çok kullanılan ilaçlardan biri sinameki. Ben asistanken kalp yetmezliği hastalarına digoksin, betabloker ve diüretik veriyorduk. Aradan 30 yıl geçti hala aynı ilaçları kullanıyoruz.

Tıpta hiç ilerleme yok demiyorum. Son yüz yılda binlerce, milyonlarca insanın hayatını kurtaran iki buluş yapıldı. Birincisini hepiniz tahmin edeceği gibi antibiyotikler. Alexander Fleming'in 1928 yılındaki penisilin keşfi milyonlarca insanın hayatını kurtardı. İkinci en büyük keşif sigaranın zararlarının anlaşılması oldu. Bundan 150 yıl önce sigaranın çok faydalı olduğu, vücuda güç verdiğine inanılıyordu. Dr. Isaac Adler 1912 yılında ilk kez sigaranın akciğer kanseri yapabileceğini ve zararlı olduğunu açıkladı. Artık daha az insan sigara içiyor ve bu bilgi gerçekten yüz milyonlarca kişinin hayatını kurtardı.

Tedaviye fren, teşhiste ilerleme

Bu iki büyük buluşun dışında son yüz yılda tıbbın tedavi ayağında fazla bir ilerleme yok. Tedavi derken şunu kastediyorum, belirli bir X hastalığı vardır, hastaya Y ilacını verirsiniz, 10 gün, bilemediniz 20 gün ilacı kullanır ve iyi olur, hastalık geçer. Modern tıbbın ve ilaç firmalarının gündeminde böyle bir tedavi yok. Ne var? Hastalığı ilaçla ömür boyu sürdürme tercihi var. Şeker hastalığınız varsa ömür boyu şeker ilacı alacaksınız. Tiroid hastalığınız varsa ömür boyu tiroid hormonu alacaksınız. Romazitmanız varsa ömür boyu romatizma ilaçları alacaksınız. Kemik erimesi varsa ömür boyu kalsiyum ve kemik erimesi ilaçları alacaksınız. Tedavi? İyileşme? YOK. Yok çünkü iyi olursanız büyük ilaç firmalarına yapacağınız aylık ödeme kesilir. Firmalar için en iyisi hastalığın ilaçla kontrol altında tutulması ve yaptığınız ödemenin devam etmesidir.

Tedavide geri kalırken teşhiste bu kadar ilerlememiniz sebebi ne acaba?

Kanserden, kalp hastalığına, şekerden, tansiyona, size ne kadar erken teşhis konulursa “ilaç kullanarak, tetkik yaptırarak geçireceğiniz yıllar” o kadar uzar. Doktorundan hastanesine tüm medikal sistem daha uzun süre daha çok para kazanır. Ücretsiz kemik taramalarının, ücretsiz meme kanseri taramalarının çoğunun arkasında kim olduğuna bir bakın, genellikle sponsor ilaç firmaları ya da medikal cihaz firmaları vardır. Taramalara harcadıkları paranın çok fazlasını erken teşhis koydukları hastalara sattıkları ilaçlardan çıkarırlar. Tıpta muazzam ilerleme olduğunu sanmamız tüm medikal sistemin işine geliyor. Teşhisle ilgili cihazlar üreten medikal firmalar, laboratuvarlar, bir sağlık sorunumuz olduğunda hallolacağı inancıyla hareket etmemizi, hemen doktora gitmemizi, tetkikler yaptırmamızı ve önerilen ilaçları, gene iyi olacağımız inancıyla fiyatını sorgulamadan almamızı istiyorlar.

Ne yapalım?

Dostlarım sağlıklı olmak ve sağlıklı kalmak için siz siz olun ilaçlara ve teşhis metotlarına fazla güvenmeyin. Güveneceğiniz tek şey aklınız ve iradeniz olmalı.

Hasta olmamak için kendinize iyi bakmalı, doğru beslenmeli, düzenli spor yapmalısınız.

1.Sigara içmeyin, alkolde dozu aşmayın

2.Boğazınızı tutun, doymuş yağlı hayvansal gıdalardan uzak durun, karnınızı sebze, meyve, bakliyat ile doyurun.

2.Günde en az yarım saat yürüyün.

3.Gereğinden fazla doktora gitmeyin, fazla tetkik yaptırmayın. Ve hepsinden önemlisi doktorlardan ve tıptaki mucize gelişmelerden fazla bir şey beklemeyin.