29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP’nin seçimi: Ya Trump modeli ya Halep modeli

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

ABD’nin “Kürt politikası”... Daha eskilere de gidebiliriz. Fakat “dönüm noktası”yla başlayalım. Birinci Körfez Savaşı’na gidelim.

Bir hesapsızlık: Saddam Hüseyin’li Irak, Kuveyt’i ilhak eder (1990).

Hesapsızdır: Çünkü Sovyetler çökmüş, meydan ABD’ye kalmıştır.

***

ABD müdahale eder (1991).

Irak’ı parçalama sürecini başlatır.

Kuzeyde “güvenli bölge” kurulur.

Irak devletinin girmesi yasaktır.

Bölge: Mesut Barzani ve Celal Talabani’ye teslim edilir.

***

Basit bir soru: “Güvenli bölge”yi Saddam’a karşı kimler korudu?

Resmen dört devlet görevlendirildi.

İlk üçü NATO’dan müttefiklerimizdi: ABD, İngiltere, Fransa.

Dördüncüsü de yabancı değildi: Turgut Özal Türkiye’si.

“Çekiç Güç” diye bir kuvvet oluşturuldu.

Karargâh da uzakta değildi. İncirlik’e yerleştiler.

***

Batının amacı belliydi: Kendi kontrollerindeki “Kürt” devletinin temelini atmak.

Türkiye niçin destekledi “güvenli bölge”yi?

Gerekçe PKK’ydı.

PKK Irak’ta üstlenmişti ya. Ona karşı rahat operasyon yapmak için.

Devran, 1991’den 2003’e kadar böyle sürdü.

***

Türkiye’yi yönetenlerin hiçbiri cesaret edemedi.

Bütün hükümetler...

Parlamentodaki bütün partiler... Sağcısı, solcusuu, milliyetçisi, İslamcısı... AKP’nin atası RP de dahil.

TSK’nın bütün komuta kademeleri...

“Çekiç Güç” sistemini kaldıramadılar.

Manzara şuydu: Türkiye güya PKK’yla mücadele ediyordu.

Bir şartla: PKK bölücülüğüne karşı Barzani devletine bekçilik yaparak.

***

Evet: TSK Irak’ta birçok kez harekat yaptı.

Örgüte darbeler de vuruldu.

Fakat, TSK’yı bir çizgide hep durdurdular.

Örgütün merkezini korudular.

Türkiye’yi yönetenler ne yaptı: Maalesef boyun eğdiler.

***

Batının Irak’taki “güvenli bölge” tecrübesini özetleyelim.

Amaç: Bölmek. Huzur ve güvenlik değil.

Araç: Kürt milliyetçiliği.

Bir de: Batı hem bölüyor. Hem de bölücülüğe ortak ediyor...

***

İkinci “güvenli bölge” oyunu Suriye’de tezgahlanıyor şimdi.

Yeni ABD Başkanı Donald Trump talimat verdi (25.1.2017).

Bir “güvenli bölge” de Suriye’de kurulacakmış.

Yer tarifleri de var: Suriye’nin hem kuzeyinde, hem güneyinde. Ayrıca civar ülkelerde.

Yorumlara bakılırsa... Öncelikle kuzeyde PKK kantonları seçilecek.

Diğer adaylar: Güneyde Ürdün sınırındaki Dera... Bir de sınırın Türkiye tarafında...

***

Trump, telefonun başına geçti. “Güvenli bölge” diplomasisi yürütüyor.

İşadamlığından tecrübeli ya... Projenin finansmanıyla başladı işe.

Ortadoğu’daki operasyonlarda kasa belli: Suudilere uzattı faturayı.

İlk haberler: Kral Salman istekliymiş. “İslam ordusu”ndan ortağımız!

Dikkat çekici olan: Trump pek çok ülke lideriyle konuşuyor.

Bizimkilerin telefonu ise henüz çalmadı.

Hayra mı yoralım, şerre mi?

“Tercihli” muamele görmedikleri kesin.

***

AKP iktidarı sıkıntılı.

Haksız da sayılmazlar.

Evet: Yıllardır “güvenli bölge” diye sızlandılar.

Şimdi ise: Farkındalar. Trump’ın projesi bölgesel bir saatli bomba.

Patladığında zararın çoğunu iki ülke görecek: Suriye ve Türkiye.

***

Türkiye’yi yönetenler tarihi bir kavşaktalar.

Bir hesap yapacaklar. Stratejik bir hesap.

Ya: Ya teslim olup Türkiye’yi bölünmeye sürükleyecekler.

Ya da: Devlet aklının, vatanseverliğin gereğini yapacaklar.

Şimdiden kayda geçsin: Teslim olanların iktidarda kaldığı görülmemiştir.

***

Soralım: ABD’nin “güvenli bölge” bahaneleri nedir?

Bu çerçevede PKK/PYD’yi niçin destekliyor?

Bir: Milyonlarca Suriyeli’nin mülteci durumuna düşmesi.

İki: IŞİD’in varlığı.

* * *

Türkiye, ABD’nin “mülteci bahanesi”ni hemen boşa çıkarabilir.

Ortada bir “Halep modeli” var.

Hatırlayalım: Suriye ordusu Halep’te ilerledikçe AKP ne yapıyordu?

Diyordu: “Yeni bir mülteci akını başlayacak. Yüzbinler gelecek...”

Önerdiği çare: “Güvenli bölge kurulsun...”

Henüz Rusya ve Suriye ile yakınlaşma başlamamıştı.

***

Sonra ne oldu?

Türkiye, Rusya ile barıştı.

Suriye’yle dolaylı temaslara geçildi.

Sonuç: Bir “al-ver” yapıldı.

Türkiye’nin Fırat Kalkanı harekatına yol verildi.

Suriye’nin de Halep’i kurtarmasının önü açıldı.

***

Türkiye-Suriye uzlaşması stratejik sonuçlar üretti.

Bir: ABD koridorunun önü kesildi.

İki: Suriye, Halep kentini kurtardı. Savaşta kesin üstünlük dönemi açıldı.

Üç: Mülteci akını olmadı Türkiye’ye. Halk, Suriye ordusunu şenliklerle karşıladı.

“Halep modeli” budur işte.

Emperyalist bölücülüğe karşı bölgesel ittifak.

İlk kazanan da: Bölge halkı oldu.

(Bir not: Hani Halep “Sünni” şehriydi. “Alevi” Esad’a karşı ayaklanmıştı.)

***

AKP iktidarı biraz cesaret gösterse...

Suriye yönetimiyle açıkça masaya otursa... Trump modeli başlamadan biter.

ABD yeni “güvenli bölge” kurarsa ne olur?

Model ortada: Irak’tan sonra Suriye’de de federe devlet kurulur.

Sorumluluk AKP’de.

Son not: “Halep modeli”, IŞİD’e karşı bölgesel mücadelenin de önünü açar.