Seferberlik politikasını ‘Yavuzlaşmak’ yıkar

Herkes görüyor ki Türkiye bir darboğazdan geçiyor. Amerikan imalatı üç terör örgütü de ülkemize diz çöktürmek için ortak cephe kurmuş, saldırıyor.

Hükümet, bu saldırıları göğüslemek için 15 Temmuz sonrasında olağanüstü hal ilan etti. Yetmemiş olacak ki Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen gün “Terörle mücadele için seferberlik ilan ediyorum!” dedi.

Ülkemizi düzlüğe çıkartacak her adımın yanında olduk.

Lakin; Sayın Erdoğan’ın sözü edilen seferberliği başarılı kılması için içeride birliği sağlaması gerek.

Seferberlik projesine sadece FETÖ’cüler, PKK’lılar değil IŞİD yandaşları da direniyor. Dünkü yazımda anlattığım Muş’taki IŞİD kafalı akademisyen, “Yavuzlaşmak”tan söz ederek Alevilere karşı katliam çağrısı yapıyor.

Başka bir yandaş yazar, “Yavuz az bile yapmış!” diyerek sosyal medyaya daldı.

Bunlar; AKP’nin gölgesine sığınmış, partili gözüken “Kripto IŞİD’ciler.”

Geçen gece, belediye aracından hilafet çağrısı yaptıran, AKP dışındakileri kafirler gibi gösteren Üsküdar Belediye Başkanı da aynı safta yer almış gibi... Açık açık anayasa suçu işliyorlar da savcılar gıkını çıkartamıyor.

Geceleri sokaklarda toplanarak tekbir getirenlerin hedefi, PKK veya FETÖ değil, AKP’li olmayanlar.

Yani CIA’nın tezgâhladığı “Türkiye’de iç çatışma senaryosu” nu Erdoğancı gözüken Kripto IŞİD’ciler yüklenmiş haldeler.

Bunlar, Suriye’de yenilgiye uğratılan kanlı IŞİD’in intikamını Türkiye’deki Alevilerden ve laiklerden almak peşindeki fanatikler.

PADİŞAHA SARILMAK

IŞİD teröristleri Yavuzlaşmak’tan söz ederken, AKP’lilerin Yavuz Sultan Selim sevgisini kullanmaya çalışıyorlar. Halbuki Yavuz demek; Türk düşmanı demek... Yavuz Sultan Selim, Hıristiyan anası tarafından Türk ve Müslüman düşmanı olarak yetiştirilmişti. Bu nedenden dolayı, İran’daki ve Mısır’daki iki Müslüman ve Türk devletiyle savaştı ama Hıristiyan devletlere asla sefer açmadı.

Bir gecede 40 binden fazla Alevi Türk’ü katlettirdi. Bu iş için de Kürt derebeylerinden yardım aldı. Doğu Anadolu’yu Alevilere karşı kullandığı Kürt reislere teslim etti. Bölgenin kaderiyle oynadı ve aslında bugünkü PKK’nın da temellerini attı.

Yavuz Sultan Selim Türklerden ve Türkçe’den nefret ettiği için şiirlerini İran dili olan Farsça ile yazdı. Onun saraydaki adamlarından Kadimî, “Baban bile olsa Türk’ü katlet!” diye şiirler döktürüyordu. Bu Osmanlı takımı, Türk halkına, “eşek Türk, aptal Türk” diye hakaret ediyorlardı. Bunların ahlak sistemini son kitabımız olan OSMANLIDA OĞLANCILIK adlı tamamen arşiv belgelerine dayanan eserimizde ortaya koyduk.

BABA KATİLİ

Yavuz Sultan Selim, iktidar uğruna babasına karşı savaş açmış, babası Sultan Bayezid yönetimi sonunda kendi rızasıyla Yavuz’a vermişti. Ama bu oğul öyle bir zalim oğuldu ki babasını İstanbul’dan Dimetoka’ya sürgün etmişti. Sadece sürgün mü? Babası sürgüne gider iken onu yolda zehirletip öldürmüştü. Sadece bu da değil. Kardeşlerini, kardeşlerinin çocuklarını bile katlettirmişti. Ama oğlancıları korumuş, şeyhülislamı olan Kemal Paşazade’ye emredip böyle bir seks kitabı bile yazdırtmıştı.

İşte AKP’liler böyle zalim bir baba katilini bugün bize sembol olarak dayatıyorlar. Köprülere, caddelere o zalim Türk düşmanının adını veriyorlar. Böylece, AKP’ye karşı çıkanları Yavuz’un yaptığı gibi katlederiz demeye çalışıyorlar.

Yavuzlaşmak, IŞİD’in peşine takılarak Amerika’nın askeri olmaktır. Bu yolun sonu cehennemdir.

ŞIRNAK’TAKİ HENDEKÇİ NEYSE HALEP’TEKİ ODUR

Diyarbakır’da, Muş’ta, Şırnak’ta hendek kazanların amacı ne?...

Kürdistan diye bir devlet kurmak...

Peki Halep’te hendek kazanlar ne yapıyor?

Suriye devletinin güvenlik güçlerini katlederek İslam devleti diye bir devlet kurmaya çalışıyorlar.

Yani: Suriye sınırımızın bu tarafındaki hendekçi ne yapıyorsa öbür tarafındaki hendekçi de aynısını yapıyor?

PKK neyin peşindeyse IŞİD de onun peşinde.

Çünkü ikisinin anası da CIA...

Ey AKP’liler!

“Halep’teki Hendekçilere dokunmayın!” demekle hendekçi PKK’ya hak verdiğinizi ne zaman anlayacaksınız?