Bir insan kendini nasıl rezil eder?

İnsanoğlu yıllarca uğraşır didinir, bir ad yapar. Sonra bir hareketle kendini de âleme rüsva eyler.

Bunun son örneğini Arda Turan’da gördük.

Binbir surat Rıdvan Dilmen ile aynı kayığa bindi.

Evet diye meydana daldı.

Böylece meydanlardan Atatürk heykellerini sökenlere kazma oldu.

Ve büyük Türk milletinin gözünde altın değerini pul etti.

Çöpleşti...

Demek ki ruhunda bir zamanlar Galatasaray’ı kuşatan Fethullah Gülen’in gölgesi var.

Bundan sonra Arda için şu atasözü geçerlidir: Kör dana ha bağlı durmuş ha boş!

Yanına, BurakYılmaz denilen o futbolcuyu ekleyin...

Üstüne Murat Boz denilen uyanığı da ekleyin...

Satın üç pula gitsinler...

Rıdvan Dilmen mi?

Yüzünü şeytanlar görsün...

BİR BOZGUN DAHA

23 Kasım 2016’da Merkez Bankası’na “Faizi düşürün!” emrini verirken şöyle diyordu: “Yıllarca Merkez Bankasını eleştirdim. O bağımsızlığını uygulasın! Ben de siyasetçiyim. Merkez Bankasının özerkliğine sözüm yok ama milletimin hakkının kaynaklarının yüksek reel faiz yoluyla heba edilmesine rıza gösteremem.”

Sadece Merkez Bankası’na değil bankalara da “Faizi düşürün!” diye emretmişti.

Daha bu ay içinde muhtarlara hitap ederken faizlerin indirilmesi çağrısını yinelemiş şöyle demişti:

“Bu aralar yine başta kamu bankalarımız olmak üzere, tabii bir numara Merkez Bankası olmak üzere bu çalışmayı yaparak bunu aşağı çekmemiz gerekiyor”

Peki bunca emre karşın 24 Ocak’ta ne oldu?

Merkez Bankası,Cumhurbaşkanı’nın emrini hiçe sayarak faizi ciddi oranda yükseltti; halen de yükseltiyor.

Böylece Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Sen bu işi bilmiyorsun; karışma!”demiş oluyor.

Siyasi alandaki bozgunlardan sonra ekonomide de bozgun üstüne bozgun...

Ama millete bu bozgunları zafer gibi göstermede çok başarılılar...

BU KAÇINCI BAHAR?

Büyük bestekârlarımızdan Şekip Ayhan Özışık’ın bir şarkısı vardır:

“Bu kaçıncı bahar

Ne zaman geleceksin?”

Bu kaçıncı yanılgı/yenilgi ama ders alan kim?

| Fethullahçılara ne istedilerse verdi ama onların hançerini yedi.

| Suriye’de dediklerinin tam tersi oldu, oluyor.

| PKK teröristleri ile yürüttüğü Çözüm Süreci ülkemizin başına bela oldu.

| AB için gündüz gözü havai fişekler patlatırken şimdi o taraf simsiyah gözüküyor.

| Dost (!) ve müttefik Amerika ise sanki düşman ülke oldu.

| Rus uçağını vurmakla böbürlenirken özür dilemek zorunda kaldı.

Bu bozgunlara şimdi ekonomik mağlubiyet de eklendi.

14 senedir elin parası ile elin malını pazarlayan AKP politikası çöktü.

Siyasi hayatı işte böyle bozgunlarla dolu bir siyasetçiye şimdi padişah/kral/imparator yetkisi vermeye çalışıyorlar.

Dünyada olsa şimdiye kadar çoktaaan gönderilmişti. Türkiye’de ise başarısızlıklara millet ödül veriyor.

Stokholm Sendromu tam da bu olsa gerek...