24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kontrolsüz güç, ölümcüldür

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Başka derdimiz yokmuş gibi şimdi bir de başkanlık sorunumuz doğdu. AKP’liler ağız birliği etmişler: “Sorunlar böyle aşılır. İki başlılık bununla çözülür!” diyorlar.

15 yıldır bu ülkeyi hem de tek başlarına yönettikleri halde; çare olamadılar, problem oldular.

Şimdi dönüp 93 yıldır işleyen ve bu büyük Türkiye’yi yaratan sistemi suçluyorlar.

Bir de iki başlılık yalanı var.

Lütfen cevap verin: Bugün Erdoğan’ın karşısında ikinci bir baş var mı? Kim çıkıp da onun lafının üstüne laf söyleyebilir? İsteyip de yapamadığı ne var?

KİŞİYE ÖZGÜ ÇÖZÜM OLMAZ

TBMM’de görüşülen tasarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı olağanüstü derecede güçlendirecek, ne yaparsa yapsın hesap vermesini önleyecek bir tasarı... Bütün üst yetkiler onun eline veriliyor. Bütün yüksek yargıyı o şekillendirecek...

TBMM, Cumhurbaşkanı için bir şube müdürlüğünden öteye anlam taşımayacak.

Milletvekilleri, basit birer bürokrat olacak.

Ve Türkiye:

Ülke; aynı zamanda parti başkanı da olan bir başkanın eline teslim edilecek...

Kimse, Erdoğan ve çizgisi dışında bir siyasi hareketi, yasal çizgide bile olsa başlatarak iktidara taşıyamayacak. O hareket anında terör örgütü ilan edilip ezilecek.

KÖTÜYE GİDECEĞİZ

Türkiye’nin başına hangi belaları getireceğini bilmediğimiz bir macera bu...

Herkes iyi bilsin ki başkanlık döneminde Öcalan ile pazarlık yeniden başlayacak; laiklik suç haline getirilecek, çağdaş giyinen kadınlar sokağa çıkamaz hale gelecek; farklı din ve mezheplere baskı olağanüstü derecede artacak; okullar imam hatipleştirilecek, Cennet ile avunan bir kitle yaratılacak; karşı çıkanlara karşı din adına cihat ilan edilecek...

Hiçbir muhalif işadamının maddi varlık garantisi kalmayacak. Suçlanacak, yağmalanacak.

Bugün dolar aldı başını gidiyor ise, bunun en önemli sebeplerinden birisi işte bu başkanlık projesidir. Gelecek dikta benzeri rejimden korkanlar satıp savıp parayı dışarı çıkarmaya başladı.

DENETİM ORGANLARI YOK

Güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlığı adı altında getirilen başkanlık sistemi, bugün bazı demokratik ülkelerde gördüğümüz başkanlığın çok ötesinde... Bir kişi, demokrasiyi ortadan kaldırabilecek yetkilerle donatılıyor. Lakin o kişiyi demokrasi sınırları içinde tutacak, gerektiğinde hesap soracak hiçbir organ yok. Milletvekilleri onun emrinde. Kendisini yargılayacak Yüce Divan’ın yargıçlarını o tayin ediyor...

Suç işlediğinde başkana kim dur diyebilir ki?

Benzetmemi mazur görün: Bu durum, dolu bir silahı, horozunu kaldırıp kavga eden birisinin eline vermek gibi bir şey olur. İstemeden bile patlayabilir.

KENDİSİNE DE TUZAK

Salı günü Doğu Perinçek, Aydınlık’taki köşesinden şöyle uyardı: “Cumhurbaşkanlığı Sistemi girişimiyle, AKP bir tuzağa ilerlemektedir, daha doğrusu tuzağın içine itilmektedir. (...) Hatırlanacaktır, Saddam Hüseyin ülkenin tartışmasız lideri iken, attığı hesapsız adımla tuzağa basmıştı.”

Aynı şeyleri düşünüyor olmalıyız ki ben de 31 Aralık 2016’da, Twitter’da şöyle yazmışım: “Kontrolsüz güç, dolu silaha benzer. TBMM, CB Erdoğan’a denetim organları olmayan böyle güç verirse hem ona hem Türkiye’ye yazık eder.”

Demokrasiyi tam hazmedememiş Doğu toplumlarında, referansının din olduğunu söyleyen bir siyasetçiye bu kadar fazla ve böyle denetimsiz yetkiler verir iseniz onu bir padişah gibi davranması için kışkırtmış olursunuz. İşte tuzak budur...

Böylece, içeride kargaşa başlar... Bunu parti polisi ve parti ordusu haline getirilmiş silah taşıyan güçlerle bastırabilirsiniz. Ama akıttığınız kan, sizi diktatörler sınıfına sokar.

Bu dünyada böyle bir yönetim nereye kadar başta kalabilir ki?...

Son söz: Başkanlık; düşmanlıktır...

Hem Türkiye’ye hem de bizzat başkanın kendisine...

FETÖCÜ GÖSTERİ

TBMM’de yapılan ilk oylamada bazı AKP’liler gizli vermeleri gereken oylarını göstere göstere kullandılar.

Sebebini boşuna merak etmeyin. Bu işi yapanlara bir bakın, anlayacaksınız:

Recep Akdağ: Tuncay Özkan yayımladığı bir videodan öğrendik ki Bakan Akdağ 2011 yılında şöyle demiş: “Fethullah Gülen her dönem tertemiz kalmıştır. Onunla iftihar ediyoruz.”

Orhan Deligöz: Erzurum milletvekili olan bu zatı muhteremin kardeşi FETÖ’den tutuklanmış...

Anladınız mı bu açık oy gösterisinin FETÖ’cü bir gösteri olduğunu...

FETÖ’cüler, Erdoğan’ı böyle padişah yetkisiyle donatarak yanlış işler yapması için tuzak kuruyorlar. Gösteri, onu yolculama gösterisi...